Haziran’ın 13’ünden Eylül’ün 29’una kadar tam üç kere safra kesesi ameliyatı oldum.

Şimdi bir düşünün: Bazı belediyeler üç ayda bir kaldırım taşı bile döşeyemezken, benim safra kesesi taşları üç ayda üç ihale açtı! Taş ocağı gibi çalışıyor… Hatta doktorlar espri yaptı:

“Abi, taş şantiyen fazla mesai yapıyor…”

Benim safra kesesi, sanki şehirlerarası yol yapımına sponsormuş gibi; taş üretimi tam gaz…

Yakında Karayolları gelip “Abi, bu taşlardan duble yol olur” derse şaşırmayacağım.

Şehir Hastanesi’nin Gastroenteroloji bölümü bana evden çok ev oldu. Dört farklı yatağında yattım, koridorlarında kilometreler yaptım. Öyle ki, adımlarım sağlık uygulamasında “maraton koşucusu” statüsüne geçti. MR, röntgen, kan tahlili derken hastanenin neredeyse VIP kartını alacak noktaya geldim.

Ama en çok hoşuma giden ifade şu oldu:

“Damar yolu açacağız…”

O an gözümün önünde kurdele kesen belediye başkanı canlanıyor: “Sevgili hemşehrilerim, bu damar yolu da hayırlı olsun. Açılışımıza hoş geldiniz!” Sağ dirsek, sol dirsek, en son elin üstü… Bir otoban ağı gibi damar yollarım haritaya işlenecek; “yeni güzergâh bulundu” diye uyarı verecek neredeyse…

Tabii bu yolların kenarında da hep güzel insanlar vardı:

Ayşe, yemekleri öyle bir neşeyle dağıtıyor ki, yemeğin yanına mutluluk da katıyor. Sekreterlikte Adıyamanlı Hatice Hanım, sabrıyla ve güler yüzüyle hastalara moral dağıtıyor. Van’dan yeni gelen Bilican ise sanki Van Gölü’nden bir damla huzur getirmiş; sakinliğiyle herkese iyi geliyordu. Her ne kadar Van kültüründen Akdenizli kültüre evrilmenin telaşını yaşıyor olsa da…

Refakatçi konusuna gelince… Ameliyatlarda hiç refakatçim olmadı. Ama o gri elbiseli hastane çalışanları öyle sahip çıktılar ki, bir an bile yalnız hissetmedim…

Hatta son ameliyatımda erkek hemşirenin “Ahmet Abi!” deyişi, bana şifa gibi geldi. Kitap kurdu Bahar Atalay’a da yazdığım son kitapları bıraktım. Çünkü damar yolları kapanır, taşlar çıkar ama kitap sohbeti sonsuz!

Sonuç mu?

Safralardan kurtulmak gerek.

Taşlardan da…

Ama en önemlisi: Hayata safra katmadan, gönül yollarını açık tutmak…

Çünkü dünya, safra biriktirmeyecek kadar kısa…

İnsan özüyle yaşamalı…

Vesselam.