Şarabın doğduğu topraklardır Anadolu. Arkeolojik kazılar da, bağcılık ve şarapçılığın bu topraklarda geliştiğini göstermektedir. Bu yapılan kazılarda dünyanın en eski üzüm çekirdekleri Gürcistan ve Türkiye’de bulunmuştur.

Uygarlığın beşiği Anadolu’da başlayan bağcılık kültürü diğer coğrafyalara bu topraklardan yayılmıştır. Hatta şu anda Batı Antalya’da üzerinde yaşamakta olduğumuz bu toprakların eski sahipleri olan ve Akdeniz bölgesinde ticaret yapan Fenikeliler tarafından şarap, dünyanın çeşitli noktalarına dağılmıştır.

Anadolu’nun dört bir yanı, bağcılık ve şarapçılığa uygun verimli toprak ve iklim yapısına sahiptir. Yaşadığımız Akdeniz bölgesi de bu nimetten nasibini almıştır. Ben de bu bölgeye gelene kadar Antalya’da şarap üretimi hakkında hiç bir bilgim yoktu. Ta ki Likya Şarapları ile tanışana kadar. Finike’nin yetiştirdiği başarılı vizyoner girişimci kardeşler Burak ve Doruk Özkan’ın sahip olduğu ve bölgemize kazandırdığı Likya Şaraplarını çok fazla teknik konulara girmeden sizinle paylaşmak istiyorum.

Antalya’nın Elmalı ilçesinde, bağcılığa uygun verimli toprak yapısı ve iklim özellikleri sayesinde antik dönemlerden beri bağcılık ve şarap üretiminin olduğu bilinmektedir. Fakat uzun yıllarca bu topraklar, bağcılığın uykudan uyanması için 2009 yılındaki hasadı beklemiş. Likya uygarlığının şarap kenti Oenoanda’da -şimdiki Elmalı bölgesinde- Özkan kardeşler şarap üretim geleneğini 4000 yıl sonra tekrar canlandırmışlar. Elmalı civarında 1100 metre rakımda etrafı zengin Sedir ağaçları ile çevreli Torosların eteklerinde, butik şarapçılığın  güzel bir örneğini hayata geçirmişler. Bağ arazinin yapısı ve konumu, toprağın geçirgenliği, mevsimlik ve yıllık sıcaklık ortalamaları, gece gündüz ısı farkları, arazinin güneşi gördüğü zamanlar ve güneşe bakış açısı, yıllık toplam yağış miktarı ve yıl içinde dağılımı, rüzgâr, yükseklik ve nem oranı gibi bağcılık ve şarapçılığın temel etkenleri, Likya bağlarında yetişen üzümü başka bağlarda yetişen üzümlerden ayırmakta, kendine has karakterini belirlemektedir.

Likya Şarapları, Fransız üzümleri Sauvignon Blanc, Chardonnay, Pinot Noir, Merlot, Syrah, Cabernet Sauvignon gibi yabancı kökenli üzümlerin yanında; Öküzgözü, Boğazkere gibi yerli üzümler de yetiştirerek ilk üretimlerini gerçekleştirmişlerdir. Bu ürünlerin yanında AR-GE çalışmaları için kurulan fidanlıkta yerel ırk üzümler üzerinde çalışmalar yapmışlardır. On üç senenin sonunda sadece Elmalı’da yetişen yaklaşık 200 yıllık bir omçadan çelikler ile çeşitli aşılamalar yaparak ilk dikimleri başlanmış, 2010 senesinde ilk deneme üretimleri yapılmış ve yerli bir üzüm cinsi olan Acıkara üzümünü yetiştirerek Acıkara bağını oluşturan bu özel üretime başlamışlardır.

Bölgede gerçekleştirdikleri başarılı bağcılık faaliyetleri ile yapmış oldukları şaraplar dünyada başarılı olmuş ve çeşitli ödüller kazanmış, ülkemizi başarıyla temsil etmişlerdir. Likya bağ evinde yaptıkları birbirinden özel yemek davetleri ile aynı zamanda gastronomi turizmine de hizmet etmektedirler. Belirli dönemlerde ağırladıkları ünlü şeflerle tadım etkinlikleri düzenlemektedirler. Bunu zaman zaman Elmalı yöresel yemekleriyle yaptıkları tadım menüleriyle de taçlandırmışlardır.

Temennim bu başarılı girişimlerini Finike’ye entegre etmeleridir. Likya Şaraplarının Finike’de açacakları bir satış ve tadım noktası, buradan geçen yerli ve yabancı şarap sever misafirlerimiz için Finike’yi Likya yolu üzerinde keyifli bir mola noktasına dönüştürebilir. Hatta tur operatörleri ve acentelerle yapılacak anlaşmalarla tur gruplarının Finike’de mola vermesi sağlanabilir. Böylece hem Likya şaraplarının tanınırlığı ve marka değeri artar hem de Finike esnafı için tekrar o eski hareketli günler bir nebze yakalanabilir.

Umarım bölgemizi dünyada ve Türkiye’de başarı ile temsil eden Likya Şaraplarının yaratıcıları Özkan kardeşler, gelecek plan ve projelerine Finike’yi dahil ederek hem Finike’mizin kalkınmasına hem de esnafımızın ekonomik olarak canlanmasına vesile olacaklardır.

Sonuçta, kaliteli şarap üretmek tesadüflere bağlı değildir. Şarabın kalitesini üzümün kalitesi belirler. Bir Fransız deyişine göre “İyi bir üzümden kötü bir şarap yapılabilir, ama kötü bir üzümden asla iyi bir şarap yapılamaz.” Likya şaraplarının temel başarısı, bu coğrafyada yetişen kaliteli üzümlerden gelmektedir. Bölgemizde Özkan Kardeşler gibi vizyon sahibi girişimcilerin ve üreticilerin daha da çoğalması diler, Antalya’nın yakın gelecekte şarap bölgesi olarak anılmaya başlamasını temenni ederim.

Şarap demişken İranlı şair ve filozof Ömer Hayyam’ın sevdiğim bir rubaisini paylaşmadan yazımı tamamlamak olmazdı:

Bir elde kadeh, bir elde Kur’an;

Bir helaldir işimiz, bir haram.

Şu yarım yamalak dünyada

Ne tam kafiriz, ne tam Müslüman!