Arabanın radyosunda haber olarak duydum ki Mobilya ustaları 200.000 TL'ye kadar maaş alabiliyormuş ve usta bulunamıyormuş ve de yurt dışından bile Usta gelebiliyormuş.

Marangoz ustası da yokmuş, elektrikçi de yokmuş, oto tamircisi de azalıyormuş, inşaatlarda çalışacak adam da bulunamıyormuş. Kalıpçı, demirci, betoncu… Daha doğrusu insanlar çalışmak istemiyormuş.

İnsanlar yıllardır çalışmadan para kazanmanın yollarını ince ince öğrendiler. Daha doğrusu birleri öğretti. Sanal olarak elindeki telefonla parmağını kaydırarak zengin olmayı hayal ederken, cebindeki parayı nasıl kaybettiklerini fark edemeden soğuk cüzdanları buz tuttu. Daha az çalışarak daha çok para kazanmayı. Yatarak, klimanın karşısında para kazanmanın nasıl bir şey olduğunu öğrettiler. Hatta evden çalışarak para kazanmayı da yavaş yavaş öğretiyorlar da tarlada domatesi kimin üreteceğini unuttular. Haliyle mobilya ustasını da unuttular. Bilgisayar ekranındaki domatesin yenilemeyeceğini anladıklarında aç kalacaklar aç. Yenidünya düzenlemesinde nereden nereye geldik ya da getirildik.

Sanayide tamirci çırağı yokmuş. Usta yok, kalfa yok, inşaat işçisi de bulunamıyor. Demirci de yok kalıpçı da yok yok yok yok. Hatta bir süre sonra Suriyeliler sanayide Usta olacakmış, dükkan sahibi olacakmış. Suriyeliler gitse seralarda çalışacak kimse kalmazmış. Doğru mu doğru. Kimse çalışmak istemiyor, yatarak nasıl para kazanılır bunun hesabını yapıyor. Kolay para, çalışmadan, alın teri dökmeden kazanılabilecek paranın tadı olur mu bilemem. Alın teri ile kazanılmış paranın verdiği tadı ve huzuru vermez herhalde. Çalışmadan kazanmak, yorulmadan kazanmak hoş gelmiyor da değil.

Devlet de ne yapıyor bu arada, meslek liselerini güçlendireceğim derken herkesi akademik liselere yönlendiriyor. Bitirince ne iş yaparsın dediklerinde de; her işi yaparım diyen ve de hiç bir işi bilmeyen bu gençler, işsizler ordusuna ekleniyor.

Artık sucudan elektrikçiden mobilyacıdan tamirciden hizmet almak, iş yaptırmak için günler öncesinden randevu almanız gerekiyor. İşi bilen ustalarımız bitti bitiyor. Terzilerin yanında hiç çırak gördünüz mü? Yakında terzi de bulamayacaksınız. Yırtık elbise modasına devam.

Çocuklarımıza, gençlerimize, geleceğimize meslek eğitimini, yani ellerine altın bilezik takmanın yollarını, hem de hiç zaman kaybetmeden yeniden hatırlamalıyız. Çocuklarımız tostla test arasına sıkışıp kaldıl, el becerileri kalmadı, bitirdik. Sadece parmaklarıyla kaydırılan telefon ekranları var ellerinde, halbuki çocuklarımız bizim elimizden kayıp gidiyor. Ampul patlarsa sorun yok. Ampulü değiştirmek için bir elektrikçi çağırmak zorundasınız artık. Her mesleğin bir altın bilezik olduğunu yeniden hatırlama ve hatırlatma zamanı çoktan geçiyor.

Aman ha mesleki eğitim ve meslek öğrenme konusunu bir daha düşünelim. Hatta bu zorunlu eğitim bir daha değerlendirilmeli. Herkese akademik eğitimin iyi seçenekmiş gibi zorla bütün el becerilerini, meslek becerilerini unutturarak vermenin ülkenin ekonomisine katkısının olup olmayacağını bir daha yeniden, yine düşünmek gerekir. Bir süre sonra mobilya ustası da marangoz ustası da bulamazsınız, Portakalı toplatacak adam da bulamazsınız, Amma ampulü değiştirecek adam bulunur.

Her mesleğin bir altın bilezik olduğunu bir daha düşünmeniz dileğiyle, altın da hazır değerlenmişken.

Güzel günler diliyorum.