Son zamanlarda yazılı basında sıklıkla karşıma çıkan bir motto var; “15 dakikalık şehirler.” Peki nedir bu 15 dakikalık şehirler?

Kısaca tanımlamak gerekirse, bir şehirde yaşayan insanların temel kentsel hizmetlere 15 dakikalık bir yürüyüş veya bisiklet mesafesi ile erişebilmesidir. Bu proje, Sorbone Üniversitesi’nde Profesör Carlos Moreno tarafından kentsel yaşam kalitesini artırmak için geliştirilmiştir. Bunun en başarılı örneği olarak Paris, ideal 15 dakikalık şehir olarak kabul edilmektedir. Dünyada Houston, Milano, Brüksel, Valencia ve Melbourne gibi diğer şehirler de bu konsepti başarıyla benimsemiştir.

     15 dakikalık şehir konseptinin, uygulanan bölge için birtakım faydaları vardır. Öncelikle yerel ekonomiye destek olur. Yayalar ve bisikletliler, yol boyunca daha sık alışveriş yaparlar ve bu durum küçük esnafa önemli bir katkı sağlar. Daha az motorlu taşıt kullanımı ile hava kalitesi artar, karbon ayak izi azalır.  Artan yürüyüş ve bisiklet yolları daha sağlıklı ve ferah bir şehir atmosferi yaratır. Bu durum aynı zamanda yolların bakım onarım maliyetlerini azaltarak kamusal ekonomiye de katkı sağlar. Ulaşım kolaylığı ve yaşam kalitesi turistler için de tercih sebebi olur ve bölgeyi daha cazip bir hale getirir.

     Ülkemiz ele alındığında, mevcut şehir düzenlerinde bu konsepti uygulamanın ütopik bir bakış açısından öteye geçemeyeceğini görebiliriz. Fakat bu konsepti, Finike üzerinde değerlendirdiğimiz zaman harika bir eşleşme ortaya çıkar. Şöyle bir günlük yaşamımıza baktığımızda Finike’de 15 dakika içerisinde yürüyerek veya bisikletle işlerimizi halledebilmekteyiz. Örneğin, market, okul, sosyal aktivite, eğlence, ibadet, sağlık hizmetleri, parklar, yeme – içme yerleri gibi modern yaşamda gerekli tüm temel ihtiyaçlarımıza 15 dakika içinde yürüyerek ya da bisikletle ulaşabiliyoruz. Ayrıca iş yerlerine ulaşım kolaylığı, hemşerilerimiz için kendilerine, ailelerine ve arkadaşlarına daha fazla zaman ayırma fırsatı da sağlamaktadır. Tüm bu kolaylıklar, insanların yaşam kalitesini de arttırır. Bütün bunlara bakınca, Finikeli hemşerilerimiz için böyle bir yerde yaşamanın ne kadar büyük bir şans olduğunu söyleyebiliriz.

     Diğer bir yandan da gözlemlemiş olduğum, geliştirilmesi gereken birkaç hususu sizlerle paylaşmak isterim. Başlangıçta yolların ve kaldırımların kullanışlı hale getirilmesi bir diğer deyişle yaya dostu olması, bisiklet yollarının sokaklara ve caddelere eklenmesi ve bisiklet kullanımının özendirilmesi gerekir. Son olaraktan da bozulan kaldırım ve yolların onarımı gibi alt yapı iyileştirmelerinin sürdürülebilir hale gelmesi oldukça önemlidir.

     Diyebilirsiniz ki; iyi güzel de biz bir şehir değil küçük bir ilçeyiz. Ben de işte tam burada, bu yazı ile Finike için bir farkındalık yaratmak istedim. Dünyanın belli başlı ülkelerinde bu konsepti uygulayabilmek için yoğun bir uğraş verilirken kimileri için ütopik gelen bu projenin hali hazırda Finike’de uygulanabilir olduğunu göstermek; aynı zamanda burada yaşadığımız için de ne kadar şanslı insanlar olduğumuzu belirtmek istedim.

     Sonuç olarak, bu konseptin ana fikri kaliteli ve pratik yaşamı hedefleyen bir toplumun, tüm temel ihtiyaçlarına kısa süre içerisinde ulaşmasını sağlamaktır. Burada Finike, 15 dakikalık şehir konseptine sahip, kaliteli yaşama uygun bir yer olduğunun farkına varmalı ve buna inanmalıdır. Bunu iyi bir şekilde uygular ve lanse ederse, Batı Akdeniz’de insanların kaliteli hayatlar sürdürebilecekleri, parmakla gösterilen bir yaşam alanına dönüşebilir.  Bizim de mottomuz neden “15 dakikalık Finike” olmasın.