Kumluca’da yıllardır bitmeyen bir problemimiz var.

Önceki dönemde de vardı, bugün de devam ediyor:

Yöresel Ürün Fuarları.

Hatay, Mardin, Şanlıurfa, Trabzon gibi illerimizin adları kullanılarak açılan bu fuarlarda “yöresel ürün” denilince vatandaş doğal, kaliteli ve sağlıklı ürün bekliyor ama gerçekte ne satılıyor bilen var mı?

Etiketsiz, nerede üretildiği belli olmayan, içinde ne olduğu meçhul gıdalar…

Üstelik bu ürünlere belediye eliyle yer sağlanıyor.

Belediye yer kiralıyor, bu sahtekarlar da halkı zehirliyor.

Evet, belediye buradan bir miktar kira geliri elde ediyor olabilir ama…

BİR BELEDİYENİN GÖREVİ PARA KAZANMAK DEĞİL, HALKINI KORUMAKTIR!

Geçtiğimiz günlerde Kumluca Kalekule karşısında açılan “Hatay Yöresel Ürünleri Fuarı”nda yaşanan olay, bu gerçeği yüzümüze çarptı. Elbette rutin denetimler yapılıyordur.

Duyarlı bir vatandaşın şikayeti üzerine yapılan denetimde, etiketsiz ürünler tespit edildi.

Yaklaşık 400 kilogram sucuk imha edildi.

Etiketsizlik ve hijyen kurallarına uymamaktan dolayı 84 bin TL ceza kesildi.

Ama unutmayalım, bu denetim yapılana kadar birçok vatandaş o ürünleri satın almış, belki de çoktan sofralarına koymuştu.

Yani zehir, denetimden önce satıldı!

Bu fuarların bir diğer mağduru da Kumluca esnafı.

Vergisini veren, ruhsatını alan, denetimden geçen, dükkanının kirasını ödeyen esnaf…

Belediye ise tüm bu emeği hiçe sayarak dışarıdan gelen, ne olduğu belirsiz kişilere alan açıyor.

Kumluca Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Selçuk Çınar defalarca “Bu fuarlara izin verilmesin” dedi.

Yazılı, sözlü uyarılar yaptı.

Ama sonuç?

Hâlâ aynı…

Bir belediye, kendi esnafını hiçe sayarak dışarıdan gelenlere alan açıyorsa burada bir yanlış var.

Kumluca artık büyüdü.

Birçok yöresel ürünü zaten kendi esnafından, kendi üreticisinden temin edebiliyor vatandaş.

Peynir mi arıyorsun, reçel mi, sucuk mu?

Hepsi burada var.

Üstelik etiketli, denetimli, güvenilir.

Ama belediye bu fuarlara izin vererek hem halk sağlığını hem de kendi esnafını hiçe sayıyor.

Belediye kısa vadede kira alıyor, uzun vadede güven kaybediyor.

Bu işin hesabını kim verecek?

Üstelik ne ironidir ki;

Bu fuarlardaki satıcılar bir hafta kalıp kasalarını doldurup gidiyorlar,

ama aynı belediye, kendi düzenlediği festivallerde, etkinliklerde “esnaftan destek” istiyor.

Peki hangi yüzle?

Bir taraftan kendi esnafının ekmeğini bölüyorsun,diğer taraftan o esnaftan festivaline, etkinliğine yardım bekliyorsun.

Bu, en hafif tabirle adaletsizliktir.

Devletin yaşaması için önce vatandaşın yaşaması gerekir.

Vatandaş zehirleniyorsa, belediye para kazansa ne olur?

Artık şu anlayıştan vazgeçilmeli:

“Yeter ki kira gelsin, gerisi önemli değil.”

Belediye gelirini halkın sağlığı üzerinden elde etmemeli.

Yöresel fuar adı altında düzenlenen bu sahte pazarlar derhal son bulmalı.

Çünkü bugün bu fuarlara izin verenler, yarın yaşanacak her olumsuzluğun da sorumlusudur.

Kalın sağlıcakla…