Kumluca’da bir dönem yaşanan derin bir krizi hatırlatmak istiyorum:
İmar Krizi.
Beykonak’taki bir imar uygulamasına açılan dava, tüm ilçede yapılaşmanın durmasına neden oldu. Sessizlik hâkimdi ama sokaklar adeta haykırıyordu… İnşaat sektörü durdu, yüzlerce işçi işsiz kaldı, müteahhitler milyonlarca lira zarar etti, vatandaşlar ise hayalini kurduğu evlere ulaşamadan umudunu yitirdi.
Ve bu tablonun merkezinde açık bir sorumluluk vardı:
Kumluca Belediyesi.
Belediye, mahkemeden gelen yazıya savunma yapmadı. Yazılar avukata bile iletilmedi. Gelen karar hiç sorgulanmadan uygulandı, ilçedeki tüm inşaatlar mühürlendi. Bir okul dahi bundan nasibini aldı.
Oysa daha baştan itibaren bir çözüm iradesi gösterilse, kurum içi disiplin soruşturması açılsaydı, bugün konuştuğumuz pek çok skandalın önü kesilebilirdi. Ama olmadı. Çünkü memur zihniyetiyle, vizyonsuzlukla hareket edildi. Ve nasıl başladıysa öyle gitti.
Ne bir özür duyduk, ne bir sorumlu gördük.
Hatalar örtbas edildi, belediye içindeki bazı personel için kanunlar askıya alındı. Oysa sıradan vatandaş için yönetmelikler, cezalar, prosedürler hiç eksik olmadı.
En can alıcı nokta:
Belediye içinde bu yaşananlar için tek bir disiplin soruşturması dahi açılmadı!
Söyleyin, bu ilçede adalet kimin için var?
Bugünlerde “borç edebiyatı” yapılıyor. Ancak aynı anda sessiz sedasız yaklaşık 100 yeni personel alınmış durumda.
Zaten 500 kişilik personeliniz varken 100 kişi daha alırsanız, belediye sadece personele çalışır. Ne borç ödenir, ne yatırım yapılır.
Kıyaslamak gerekirse:
Antalya Büyükşehir Belediyesi daha fazla hizmet alanına sahipken, yalnızca 300 civarı personelle hizmet veriyor.
Sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ne diyor?
“Mevzuat harfiyen uygulanırsa işletmelerin %99’unu kapatmak gerekir.”
İyi de siz önce kendi muhasebenizi yaptınız mı?
Belediyede görev yapan herkes, mal varlığına dair vergisini eksiksiz ödüyor mu?
Kanun, önce kendine, sonra vatandaşa uygulanmalı.
Ama bizde önce vatandaşa!
Çifte Standart: Adrasan
Geçtiğimiz günlerde Adrasan’da tekneler kornalarla eylem yaptı. Eylem sonrasında çıkan söylentiler vahim:
Kooperatif kafesinin mühürleneceği iddia ediliyor.
Eğer bu iddia doğruysa, durum çok daha düşündürücü. Çünkü aynı bölgede belediyeye ait işletmeler, şezlong uygulamaları gibi hizmetleri sürdürüyor. Aynı statüde üniversite kafe işletiyor.
Peki adalet nerede?
Adalet mülkün temeli ise, bu temel sadece muhalefet ya da eleştirenler için mi çalışıyor?
Belediye kendine ait olmayan kafeyi mühürleyecek ama kendi uygulamaları sorgulanmayacak…
Bu halkın vicdanında büyük bir yara bırakır.
Ve bu yara kolay kolay kapanmaz.
Üniversite Elimizden Gidiyor
Binbir emekle kazanılan Sağlık Bilimleri Fakültesi elimizden kayıyor.
Önce yürütmeyi durdurma kararıyla umutlandık.
Ama üst mahkeme bu kararı iptal etti.
Yeni bir karar alınmazsa, bu yıl Kumluca öğrenci alamayacak.
Yani fiilen kapanmış olacak.
Ak Parti milletvekilleri nerede?
Muhalefet nerede?
Kim çıkıp bu halkın karşısına “bu üniversite kapanmayacak” dedi?
Kim TBMM’de bu konuyu gündeme getirdi?
Hangi yüzle ilçemize gelip oy isteyeceksiniz?
Ve esas mesele: Neden liderimiz yok?
Çünkü bu ilçede karar alan değil, kararı oyalayanlar var.
Koltuğuna güvenen ama halka hesap vermekten kaçan bir düzen hâkim.
Ak Parti, kendi yanlış aday tercihiyle seçimi kaybetti.
Ama şimdi faturayı halka kesmek istiyor.
Bu halk bunu hak etmiyor.
Kumluca; vizyona, cesarete, şeffaflığa, liderliğe aç.
Bugün yönetenler sadece bekçilik yapıyor.
Koltukları korumaya çalışıyorlar.
Ama ilçe göz göre göre geriye gidiyor.
Ve evet…
Ben artık açıkça söylüyorum:
Yalakalıkla sorunlar çözülmez.
Pozitif eleştiri susarsa, dalkavukluk konuşur.
Bugün “doğru” söyleyen değil, “dalkavukluk” yapan seviliyor olabilir.
Ama bu anlayışla ne Kumluca büyür, ne bu halk huzur bulur.
Ben, bu yazıyla bir gazeteci olarak değil, bir vatandaş olarak;
Kumluca halkının sesi, vicdanın yankısı olmak istiyorum.
Siz de bir gün “Acaba biz nerede hata yaptık?” diye düşünün.
İnanın, bu ilçeye en büyük iyiliği yaparsınız.
Kalın sağlıcakla…