Belediyecilikte En Büyük Tuzak: İçeriden Yıkılmak

Her zaman söyledim: Belediye başkanını eleştirmek için bir yıl geçmesini beklemek gerekir. Bu süre zarfında halkın beklentileriyle başkanın icraatları arasındaki fark daha net görünür. Ve bugün o eşiği çoktan geçtik.

Geçtiğimiz aylarda iki önemli yazı kaleme aldım:

İlki, “Tünelden Önceki Son Çıkış” idi. Kumluca’nın imar krizine dikkat çektiğim bu yazıda, “Kurum içi denetim şart” demiştim. Sadece mahkeme kararlarını uygulamak değil, bu kararların neden alındığını sorgulamak ve içerideki ihmal zincirini ortaya koymak gerektiğini ifade etmiştim.

İkincisi ise çok daha sertti: “Memur Aklıyla Belediye Yönetilmez” başlıklı yazımda, belediyeciliğin sadece yönetmelikle değil, yürekle yapılması gerektiğini anlatan bir hikâyeye yer vermiştim. O yazıda, “Başkan halkı değil, memurunu memnun etmeye çalışıyor” demiştim. Ve bunun Kumluca’ya zarar verdiğini açıkça ortaya koymuştum.

Bugün o uyarılarımızın ne kadar haklı olduğu net biçimde ortada. Özellikle imar krizi sürecinde, belediye içi disiplin mekanizması zamanında işletilseydi, yaşanan zincirleme hataların önüne geçilebilirdi. Ama işler öyle yürümedi.

Nasıl başlarsanız, öyle gider…

Bu konuda hem sözlü hem yazılı uyardık, ama ne yazık ki sesimizi duyan olmadı.

Bir Takipçimin Sözleri: “Bu Sabotaj Olabilir mi?”

“Sinan Bey merhaba. Ben Mesut Avcıoğlu’nu çok iyi tanımam, kendisi benim doktorum değildi ve Kumlucalıların kendisine başkanlık dışındaki hayatında duyduğu muhabbet henüz bende mevcut değil. Lakin ben yerel siyaset ortamları ve çevremdeki sosyal ortamda bugüne kadar duyduklarıma dayanarak iyi bir insan olduğunu düşünüyorum.

Geçen gün çok enteresan bir olay yaşadım, onu paylaşmak istedim sizinle. Hatta bu daha önce aynı yerde yaşadığım benzer bir olayın tekrarı gibi oldu. Evimin önündeki sokakta servisle gelecek çocuğumu bekliyordum. Belediyenin yama/asfalt ekipleri geçti önümden ve benim bulunduğum noktadaki berbat çukurlara hiçbir müdahalede bulunmayıp 20-30 metre ilerideki küçük bir çukura göstermelik asfalt doldurup gittiler.

Hayretler içerisinde kaldım. Hatta bu olay kafamda yerel siyaset çevrelerinde kulağıma çalınan ‘Mesut Başkan personeli tarafından sabote ediliyor’ söylentisi ile direkt bağlantılandı.

Ben de artık ciddi şekilde başkanın mesai arkadaşları tarafından kasıtlı olarak haysiyet suikastine uğratıldığından şüpheleniyorum. Görevi, bariz çukur ve yol kusurlarını yamamak olan bir ekibin o ortamı görüp hiçbir şey yokmuş gibi çekip gitmesi başka bir şekilde açıklanabilir gelmiyor bana.”

Bir Başkana En Büyük Darbe, İçeriden Gelir

Bu ifadeler, sıradan bir şikayet değil. Bu satırlarda halkın samimi duygusu, hayal kırıklığı ve adalet arayışı var. Başkan Avcıoğlu hakkında kimsenin dürüstlüğünden, iyi niyetinden, beytülmale el uzatmayacağından kuşkusu yok. Ama bu erdemler yetmiyor. En büyük yıkım, dışarıdan değil içeriden gelir.

500 Personel + 100 İşçi = Yatırıma Yer Yok

Belediyenin mevcut borç yükü ortadayken, yaklaşık 500 personel varken üstüne 100 işçi daha alırsanız bu belediye sadece kendi personeline çalışır. Ne borç ödersiniz, ne de yatırım yapabilirsiniz.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kumluca Hizmet Birimi, çok daha geniş sorumluluk sahasına rağmen yaklaşık 300 personelle hizmet veriyor. Bu veri bile Kumluca’da kadro planlamasının ne kadar hatalı yürütüldüğünü ortaya koyuyor.

Sayın Avcıoğlu’nun iyi niyeti, dürüstlüğü ve kamu malına el uzatmaması konusundaki güven baki. Ancak bu erdemli duruşu, etkin ve çözüm odaklı yönetişimle birleştirmediği sürece halkın teveccühü zamanla yerini hayal kırıklığına bırakabilir.

Sayın Başkan’a yine sesleniyorum:

“İyi niyetli olmak, tek başına yeterli değildir. İyi insan olmak ayrı, iyi yönetici olmak ayrıdır. Kendi iç yapınızı sorgulamazsanız, bir gün size zarar verecek ağacı kendiniz sulamış olursunuz.”

Son Söz:

Bir ilçeyi büyütmek, sadece kaldırım yapmakla, borç ödemekle olmaz. Ekip kurmak, kontrol etmek, gerekirse değiştirmek gerekir.

Çünkü:

Bir belediyeyi yıkmak isteyen, dışarıdan düşmana gerek duymaz. İçeride niyetsiz bir memur/işçi yeterlidir.

Ve evet…

Memur aklıyla belediye yönetilmez.

Bir bayram daha yaklaşıyor…

Kurban Bayramı; paylaşmanın, yardımlaşmanın, kırgınlıkları geride bırakmanın, birlik ve beraberliğin adıdır. Bayram vesilesiyle küsler barışsın, evlere bereket dolsun, dualar kabul olsun.

Bu vesileyle, başta kıymetli okuyucularım ve takipçilerimiz olmak üzere, tüm Kumluca halkının ve aziz milletimizin Kurban Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyorum.

Sağlık, huzur ve mutluluk dolu nice bayramlarda buluşmak dileğiyle…

Kalın sağlıcakla…