Yurdumuzun en önemli Tarım, Turizm ve Ticaret merkezlerinden biri olarak dikkat çeken Kumluca, aynı zamanda seracılığın kalbi sayılır… Bu yazımda CHP’yi masaya yatırıp biraz sizlerle dertleşmek istiyorum…

Yerel siyasetin yoğun rekabetle yürütüldüğü Kumluca’da; Cumhuriyet Halk Partisi, zaman zaman başarılar elde etse de, sürdürülebilir bir halk desteği ve kurumsal istikrar açısından çeşitli yapısal ve örgütsel sorunlarla karşı karşıyadır…

Bundan önceki belediye başkanın tutum ve davranışlarından kaynaklı sorunlar bugün bile konuşulmakta ve Kumlucalıların halen dilindedir…

Şimdiki CHP ilçe teşkilatı, onlarca üyeyi disipline verdi ve partiden ihraç edilmesine sebep oldu… Bu üyelerin çoğu dönüş yaptı, onlarcası da parti üyeliklerinden koptu…

Daha önceki bir yazımda CHP İlçe Teşkilatının ve Antalya İl Yönetiminin parti suçu işlediğini yazmıştım. Ve şöyle de savunmuştum:

“Partinin üst yönetimi yanlış yönlendirilmiş ve yerel olarak iktidarda olan bir parti üçüncü parti haline gerilemiş ve sadece bir belediye meclisi üyeliğiyle yetinmiştir…”

Şimdi esas sorun da buradan kaynaklanıyor. “Tabanını kaybeden bir belediye başkanını tekrar aday göstermek hangi gerçekliğin bir yansımasıdır…”

CHP’nin ana ilkelerine sadık kalan, ancak yenilikçi ve birleştirici bir yönetim anlayışını temel alan bir bakış acısına gereksinim bulunuyor… Beraberliğin ve birliğin ruhunu sahaya yansıtacak bir kadro yapısına ihtiyacı vardır…

Parti içi demokrasi öylesine bir mantıkla uygulanır ki, "kolektif akıl" devreye girer ve ölü toprağı serilmiş bir parti ancak böylelikle canlandırılabilir…

Kumluca’daki CHP teşkilatı, uzun süredir farklı görüşlerin gölgesinde hareket etmekte ve tutum ve davranışını da buna göre şekillendirmektedir… İlçe başkanlığı seçimlerinde ya da aday belirleme süreçlerinde kişisel sadakat ilişkileri, grup dayanışmaları ve hatta geçmiş kırgınlıklar siyasetin önüne geçmesi de bu sürece rüzgâr taşımaktadır... Bu durum ise partinin bütünlüğünü zayıflatmakta, seçmende "birlik içinde olmayan parti, bizi de birleştiremez" algısını doğurmasına zemin hazırlamaktadır…

Kumluca CHP, günlük siyasetin hemen hiçbir yanında gözükmez…

Halkın içinde değildir…

Tatlı bir fanusun içinde ezberlerini tekrarlar durur…

Kendi iç sorunlarının altında da ezim ezim ezilir…

Bu bir tarih değildir… Kumluca’da her zaman bir CHP teşkilatına gereksinim bulunur… Yörenin Tarımı, turizmi, ticareti öylesine katılımcı bir irade ile ele alınır ki, hak, hukuk ve adalet sarmalı bu bölgenin adeta tanımı olur…

CHP’nin Kumluca’da en zayıf halkalarından biri, gençlik ve kadın kollarının etkisizliği olarak öne çıkıyor. Gençler, yerel siyasetle ilgilenmemekte ya da CHP içinde yeterince alan bulamamakta; kadınlar ise sembolik rollerle sınırlı kalmaktadır. Oysa partinin toplumsal dönüşüm iddiası, bu iki kitlenin örgütlü ve aktif katılımı olmadan gerçekleşemez… Kadın ve gençlik kollarının bağımsız etkinlikler düzenleyebildiği, söz hakkı kazandığı bir örgüt yapısı oluşturulmalı; bu alanlar parti vitrini değil, partinin yürütücü mekanizmaları haline getirilmelidir…

Bu sorun aslında tüm partilerin sorunudur… Partilerin içine düştüğü en büyük kriz ise KONSOLİDASYON krizidir… Her kesim kendi tabanını düşünerek büyük bir algı yönetimini dayatmaktadır. Bu da partilerin rekabetinin önün tıkayan bir süreçtir…

Bu durum aynı zamanda Kumluca’nın niteliksel gücünün ortaya çıkmasına zemin hazırladığı gibi daha erdemli bir demokrasi kültürünün de serpilip gelişmesine sebep olur…

Ezcümle demokrasi bir yaşam kültürü ve yaşam biçimidir…

Vesselam…