Kumluca, sadece doğal güzellikleri ve tarihî dokusuyla değil, aynı zamanda tarımsal üretimiyle de Türkiye'nin en değerli bölgelerinden biri. Böylesine bereketli topraklara sahip bir ilçe için, yerel yönetimlerin en büyük misyonu, bu bereketi hak ettiği ekonomik değere ulaştırmak ve halkın refahını artırmaktır. İşte tam bu noktada, Kumluca Belediyesi'nin atabileceği cesur bir adım, tüm Türkiye için bir "Kazan-Kazan" formülünün öncüsü olabilir.
Fikrin Özü: Aracının etkisini azaltmak…
Önerilen model, basit ama etkisi muazzam: Yörede yetişen ürünlerin, üreticiler tarafından doğrudan tüketiciye perakende olarak satılması.
Bu satış noktası, herkesin kolayca bileceği, merkezi bir lokasyonda Belediye tarafından tahsis edilmeli. Satış fiyatı ise, üreticinin hali hazırda tüccara veya hale verdiği toptan fiyat seviyesinde olmalı. Bu uygulama ile, iki temel sorun çözülüyor ve iki büyük kazanç sağlanıyor.
1. Üretici İçin Kesintisiz Gelir: Üretici, ürününü tarladan topladığı an itibarıyla kesintisiz bir akışla, aracılara ödenen komisyonları ve fireleri minimuma indirerek, daha istikrarlı ve adil bir kazanç elde eder. Hâl fiyatından veya tüccara verdiği fiyata doğrudan perakende satış yapmak, üreticinin eline geçen net miktarı artıracaktır.
2. Tüketici İçin Ekonomik Alışveriş: Vatandaş, market raflarına ulaşmadan önce araya giren onlarca komisyoncu maliyetini ödemez. En taze ürünü, toptan fiyatına perakende fiyatla satın alarak bütçesine önemli bir katkı sağlar.
Yerel Ekonomiye Can Suyu
Bu modelin en kritik etkisi, yerel ekonominin canlanmasıdır.
Ticaretin hareketlenmesi ve paranın bölgede kalması, tüketici ve üreticinin gelirini artırır. Artan gelir, ilçedeki diğer ticari alanlara da yansır. Kumluca'nın parası, uzak şehirlerdeki büyük zincirlerin kasalarına değil, doğrudan o mahallede, o ilçede yaşayan ve harcayan vatandaşın cebine geri döner. Bu döngü, refah seviyesini yükselten bir ekonomik ivme yaratır.
Kumluca Modeli Neden Yayılmalı?
Bu uygulama, sadece Kumluca'nın domatesi veya narenciyesi için değil, Türkiye'nin her köşesinde geçerli bir modeldir.
Rize'de çay, Ordu'da fındık, Nevşehir'de patates... Her bölge, kendine has ürününü bu modelle kendi vatandaşlarına daha ekonomik ve adil bir şekilde sunabilir.
* Yerel yönetimler, bu uygulamayla "öncü kurum" rolünü üstlenerek halkın takdirini kazanır ve siyasetteki güvenilirliğini artırır.
Üretici ve tüketici arasındaki güven ilişkisi pekişir, böylece gıdadaki fiyat istikrarına da dolaylı bir katkı sağlanır.
Bu fikir, ilk bakışta "basit bir satış noktası" gibi görünebilir. Ancak, içinde barındırdığı sosyal adalet, ekonomik canlılık ve toplumsal memnuniyet potansiyeli, onu sıradan bir uygulamadan çıkarıp, ulusal bir modele dönüştürebilir.
Kumluca Belediyesi'nden beklenen, bu vizyonu hayata geçirerek sadece kendi üreticisini ve vatandaşını değil, tüm Türkiye'ye yayılacak adil bir ticaret modelini başlatma cesaretini göstermesidir. Başarıldığında, Kumluca'nın adı bu öncü ve yenilikçi modeliyle anılacaktır.