Biri milattan önce 545 yılına mühürlenen bir direniş destanı…
Pers kuşatmasına karşı özgürlüğü ve bağımsızlığı seçen Ksantoslular çoluk çocuk savaşırlar…
Savaşı kaybedeceklerini anladıklarında da kentlerini teslim etmektense; kentlerini ateşe verirler, peşi sıra da teker teker intihar ederler…
Bu bizim topraklarımızda yaşanan ilk direniş destanlarından biridir…
Yine kendileri gibi Akdenizli olan Filistinliler de bir direniş içinde…
Çoluk çocuk topraklarını korumak için savaşıyorlar…
Dünyanın gözü önünde de bir insanlık vahşeti yaşanıyor…
Dünün Ksantosluları şöyle bir ağıta imza atıyorlardı…
Aynı Filistinlilerin direnişinin nişanesi gibi:
“Evlerimizi mezar yaptık
Mezarlarımızı ev
Yıkıldı evlerimiz
Yağmalandı mezarlarımız
Dağların doruğuna çıktık
Toprağın altına girdik
Suların altında kaldık
Gelip buldular bizi
Bozdular birliğimizi
Altüst ettiler bizi
Yakıp yıktılar
Yağmaladılar bizi
Biz ki analarımızın, kadınlarımızın
Ve ölülerimizin uğruna
Biz ki onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna
Toplu ölümleri yeğleyen
Bu toprağın insanları
Bir ateş bıraktık geride
Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan”
Ne kadar büyük bir benzerlik değil mi?
Vatan, toprak ve özgürlük…
Kim bilir Hanzala da her iki ulusun birer simgesidir…
Yaşanmış ve yaşanmakta olan…
Vesselam…