Ömer Serin Köy Enstitülü bir öğretmen…

Anadolu’nun anakarasında öğretmenlik yapmış biri…

Ömer Serin hakkında yaklaşık olarak birkaç kez sunum yaparak; Ömer Serin’in bu topraklara kazandırdığı değerleri anlattım…

Şimdi ise Ömer Serin’in bavullarından sızan ışıkları yazmaya çalışıyorum…

Dile kolay tam sekiz çuval kitap, içinden şimdilik üç bavul iki çanta kitap çıktı…

Kitapların çuvallarını bir ritüel kapsamında açıyorum…

Eşimi dostumu da bu heyecana ortak yapmaya ve onların da izlenimlerini ve hissettiklerini anlamaya çalışıyorum…

Özellikle benden daha yaşlı olan kişilerin hayatlarını anlamaya çalışıyorum ki, bir tarihsel ve sosyal ve kültürel olgulara da parmak basabilelim.

Sizce de öyle değil mi?

Şimdiye kadar bine yakın kitap, dergi elimden geçti…

Ömer Serin öğretmen olduğu kadar da Gazeteci ve Yazar… Hiç küçümsemeden Arkadaşının çıkarttığı Serik Postası Gazetesinde uzun yıllar köşe yazıları yazmış, Yine Elmalı’nın Sesi Gazetesinde de, köşe yazıları kaleme alarak birbirinden lezzetli öyküler de yazmış…

Ömer Serin’i Ömer Serin yapan hikâye ise onun 1968’li yıllarda Elmalı Ovasında verdiği büyük bir; Toprak Ağalığına karşı verdiği mücadele var…

Günlerden 25 Nisan. Yıl ise 1969. Gazetenin adı Akşam…

Yazıyı yazan, gazeteci-yazar Şiar Yalçın. Yazının Başlığı ise TOPRAK SORUNU, ELMALI VE FİNİKE OLAYLARI…

Yazının bir bölümünde şöyle bir tespitte bulunuyor sevgili yazar:

“Toprak düzenindeki dengesizlik ve adaletsizlik, feodalite artığı toprak ilişkilerinin en keskin biçimde göründüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine mahsur değildir. Sözüm ona Batı tipinde kapitalist bir işletmenin cari bulunduğu Batı bölgelerinde de topraksız köylünün ve toprak işçisinin durumu daha parlak değildir ve çoğu gasp edilmiş ya da doldurulmuş hazine toprakları üzerinde saltanat süren “toprak ağalarının” haksız servet ve gelirleri daha az göze batıcı değildir…”

Son iki yıl meclisin gündemini oluşturan Elmalı Toprak Olayları nedir?

Gazetelerin manşetlerine konu olan bu olaylar dizgesi nedir?

Radyo haberlerinin ilk sırasını işgal eden bu olayları nasıl anlamalıyız?

İstanbul’dan, Ankara’dan gelen Üniversite Gençliği neden yöre halkı tarafından sevilmiş ve günlerce neden misafir edilmiştir?

Sevgili yazar bu ve buna benzer soruları sorarak yazsını şöyle sürdürür:

“Elmalı ve Finike ağalarının toprakları Elmalı’da başlar, Finike’de devam eder ve Akdeniz’e dayanır…” diyor.

O dönemlerin getirdiklerini çok iyi araştıran yazar, yazısının bir bölümünde de Ömer Serin’den söz eder… Der ki;

Köylünün lehine karar veren Danıştaya, o kararı infaz eden Kaymakama söverler. Ankara’lara koşup Mahkeme kararını iptal ettirmeye, hukuki hokkabazlıklarla lehlerine karar çıkartmaya, işlerine gelmeyen memurları sürdürtmeye kalkarlar. Ve de az bucuk başarı sağlarlar. Mangal gibi yüreği olan sosyalist orman avukatını, bilgili, cesur ve yiğit öğretmen Ömer Serin’i kanunsuz baskılara boyun eğmemekte direnen Kaymakam Mehmet Tuncel’i ve de bu işlerle doğrudan doğruya bir ilgisi olmamakla beraber halktan yana tutum ve davranışını, hak ve hakikat aşkından ilham alanları sürgüne gönderirler. Kimini Muş’a, kimini Koyulhisar’a sürdürürler. Kimilerini de istifaya zorlarlar…” diye yazıyor…

Ben Elmalı’da gazetecilik yaptığım yıllarda bu konuları çok araştırdım…

O dönemlerin Avukatı Cengiz Baldıroğlu ile çok konuştuk… Fakat derli toplu bir çalışma yapılmadığını gördüm…

Şimdi bu eksikliği gidermenin ve olanı biteni anlatmanın tam zamanı…

İnsanlara göstermeye çalıştığım özen ve duyarlılığı görememe halim de benim bir farklı yanımı oluşturur… Hiç kimseden yardım istemem bu yüzden… Bavullar ve cuvallar gözümün önünde dağ gibi dururken bende kendi kendimi yendim ve yüzleştim… Yardım İsteyeceğim… O olayları anlatan birileri olursa ve elinde bir takım belge ve bilgi kırıntısı olursa seve seve arkasından koşar daha da ayrıntılı olarak yazılması için çaba harcarım…

Yolum açık olsun…

Kendime de adalet isteyebileceğim, sevgi ve neşe dolu ve sevecen okumalarım ve yazılarım olsun…

Vesselam…