Yerel yönetimdeki sorumlulukların, hayallerin ve aksayan yönlerin dile getirildiği serzenişler, hepimizin yüreğindeki ortak sese tercüman oluyor. Kumluca'yı bir dünya markası yapma hayaliyle yaşamak ve bu hayali gerçekleştirmek için gereken sorumluluk bilinci, sadece yerel yöneticilerin değil, bu topraklarda yaşayan herkesin omuzlarındadır.

Elbette, bir kentin altyapı ve üstyapı yatırımları hayati öneme sahiptir. Sağlık alanındaki eksikliklerin giderilmesi gayretlerini dikkatle takip etmemiz, bu sorumluluğun bir parçasıdır. Herkesin doğru bir şekilde ifade edeceği gibi, sorunlarımız sadece beton ve asfaltla sınırlı değil. Asıl yara, sosyal ve kültürel şehircilik alanında irtifa kaybetmemizdir. Bir kentin ruhu, sadece binalarından değil, o binaların içinde yeşeren sanattan, kültürden, ortak yaşam kalitesinden beslenir.

Kumluca, maalesef ki bu alanda geriye gitmiş, adeta kabuğuna çekilmiştir. Ulusal ve uluslararası yeni etkinlikler bir yana, evvelce başlatılan sosyal ve kültürel değerlerimizi bile layıkıyla sürdürememek, kentin dinamizmini kaybetmesidir. Hızla koşması gereken bu dinamik ilçe, her alanda tökezlemiş ve ne yazık ki geri götürülmüştür.

Peki, bu durumun ardındaki en büyük ihmal nedir? İşte can alıcı nokta: Yetişmiş beyin gücümüzle istişarenin devre dışı bırakılmasıdır. Bir kenti ileriye taşıyacak en büyük sermaye, o kentte yaşayan, üreten, düşünen nitelikli insan kaynağıdır. Vatandaşlarımızın iradesini temsil eden yerel yönetimlerimizin, siyasi ihtiras ve kifayetsizlik hesaplarına sığınarak bu ortak aklı dışlaması, en büyük yönetimsel hatadır. Liyakat ve istişarenin yerini kişisel hesapların alması, bizi geriye götüren en temel sebeptir.

Yerel yönetim, bir siyasi parti meselesi olmaktan çok, bir hizmet üretme ve ortak yaşam kalitesini artırma sanatıdır.

Bu nedenle, içinde bulunduğumuz durum, aklıselimin bize haykırdığı gibi, yerel seçimleri siyaset üstü bir mesele olarak ele almamızı zorunlu kılıyor. Sadece bir partinin ya da bir adayın değil, "Daha Güzel Kumluca" hayalinin etrafında birleşmek, öncelikli hedefimiz olmalıdır.

Bu ittifak; farklı görüşlerden, farklı siyasi eğilimlerden, farklı meslek gruplarından gelen tüm hemşehrilerimizi Ortak Akıl Platformu'nda buluşturmayı hedeflemelidir. Amacımız, koltuğu değil, kentin geleceğini kurtarmak olmalıdır.

Eğer bu hayati çağrıyı duymazdan gelir, siyasi partizanlık cenderesinde boğulmaya devam edersek, sonuç hepimiz için daha üzücü ve telafi edilmesi güç olacaktır. Çocuklarımıza miras bırakacağımız Kumluca, maalesef ki potansiyelinin çok altında, ruhu daraltılmış bir kent olarak kalacaktır.

Yerel yönetimde yapıcı ve ilkeli muhalefet sorumluluğu ile hizmet üretme sorumluluğu, artık sadece makam sahiplerine ait değildir. Bu, bütün Kumluca sevdalılarının omuzlarına yüklenmiş, geleceği inşa etme sorumluluğudur.

Gelin, Kumluca'nın tarihi dokusunu, eşsiz doğasını ve en önemlisi entelektüel birikimini yeniden diriltelim. İletişimi, şeffaflığı ve liyakati esas alan yeni bir yerel yönetim anlayışıyla, Kumluca'yı gerçekten de adını dünyaya duyuran, insan odaklı, sosyal ve kültürel bir dünya markası haline getirelim.

Unutmayalım ki, bu topraklar sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda yaşamaya gönül verdiğimiz, çocuklarımızın kök salacağı yuvadır. Bu yuvayı korumak ve güzelleştirmek, en büyük vatandaşlık görevidir.