CHP Genel Merkezi sabahın erken saatinde…

Koridorlarda hâkim cüppeleriyle dolaşan avukatlar, belediyelerden gelen “acil” dosyalar, fotokopi makinelerinden çıkan resmi belgeler…

Hepsi bir tür yeni müzik gibi… “Fa mi sol… Sahte imza, rüşvet makbuzu, dilekçe sureti…”

Parti artık bir siyaset merkezi olmaktan çıkmış, adeta bir “adalet sarayı şubesi” olmuştu.

Kapıdaki güvenlik görevlisi bile şaka yapıyordu:

- Buyurun efendim, mahkeme duruşmanız mı, yoksa basın toplantınız mı?

İçeride “E. Öncesi – E. Sonrası” diye ikiye bölünmüş ekipler, birbirine dosya fırlatıyordu. Kimi “mutlak buldan” diye slogan atıyor, kimi de “Mutlak Buhran”dan dem vuruyordu…

Arada, Fetönün kiralık şebekesi köstebek kılığına girmiş, partinin duvarlarını kemiriyor, duvarlardan “gelenek” parçaları düşüyor, herkes “aman üstüme yıkılacak” diye birbirini ittiriyordu…

Bir köşede şairin sesi duyuluyordu, megafondan:

“Ne atom bombası,

Ne Londra konferansı,

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna

Umurunda mı dünya”

Ama içeridekiler çoktan aynayı kapmış, birbirine bakıp saç düzeltiyorlardı. Umurunda mıydı dünya? Gazze mi, enflasyon mu, açlık mı?

Hayır, herkes “benim kravatım mı daha düzgün, seninki mi daha şık” kavgasındaydı…

Dışarıda ise okul yolu çocuklar ellerinde defter,

“Abi, yol parasına yine zam geldi!” diye bağırıyordu.

Ama içerdekiler cevap vermiyordu. Onlar çoktan Londra’ya gidip gelmiş, dönüşte duty free’den aldıkları çikolataları birbirine ikram ederlerken hatırı sayılır olanlara da birer viski alıyorlardı…

Parti binası sanki bir tiyatro sahnesine dönmüştü. Perde kapanmadan önce kuliste biri fısıldadı:

-Arkadaşlar, halk soruyor: “Edep, ahlak, onur nerede?”

Diğeri kahkaha attı:

- Onlar da öbür davanın klasöründe, yanlışlıkla savcılığa gitmiş olabilir!

Ne dersiniz…

Gerçeklik payı ne kadardır…

Her şey bir yana Mutlak Buhran bedava…

Vesselam...

Not: Bu yazı yazılırken; Manavgat Belediyesinin ziraat deposundan külçe külçe altınlar, beş yüz bin Euro ve yüz elli üç bin dolar da çıkmamıştı… Baklava kutularından depolara haber yansımamıştı… Bayrampaşa Belediyesi’ne operasyon yapılmamıştı, Bir depremzededen rüşvet istenmemişti, başkan da tutuklanmamıştı. Aksu Belediyesinden belediye meclis üyeleri istifa etmemişti…