Ormanlık alanlar, taş ve mermer ocaklarına HES'lere, konut ve yerleşim alanlarına tahsis ediliyor. Bunlar yetmiyormuş gibi çöp dökme yeri olarak kullanıldığına tanık oluyoruz.

Bunlardan birisi Finike Turunçova Mahallesi'nin üst tarafındaki yamaçta bulunmaktadır. Ormanlık alan oyulmuş, yamacın ve ormanın güzelliği bozulmuş, koyu bir çirkinlik yaratılmıştır. Bu mekan Finike'ye 5-6 km uzaklıkta, insanların burunlarının dibinde Finike'ye kuş bakışı olan bir yerdir.

Başımızı kaldırıp ta o yöne baktığımızda insanı rahatsız eden görüntü kirliliği ile baş başa kalmış olmamızdır. İster denizden, ister tepeden, ister başka bir cepheden, hangi yönden olursa olsun bakınca o görüntüyü görmemek, rahatsız olmamak mümkün değil. Bu duruma yol açanların dönüp o tarafa baktıklarında utandıklarını düşünüyorum.

Para her şey değildir. O Yerin kendi halinde kalması paradan daha önemlidir. Bu konuya ilişkin olarak Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şube Başkanı Tuncey NEYİŞCİ; "Ormanlık alanlarda işletmeye açılan taş, mermer, maden ocakları ve HES'ler altında kalan orman alanları bu işletmelerin sağladığı ve sağlayabileceği maddi gelirlerden daha çok fazlasını enerji, oksijen, toprak, su, yaban yaşamı ve güzellik olarak sağlamakta" olduğunu söylüyor.
Çevreye duyarlı olmak insanlık görevidir. Taş, mermer, maden ocaklarının işletilmesi, ilgili bakanlıktan ruhsat almayı gerektirir. İlgili bakanlık Ruhsat vermeden önce, ince eleyip sık dokuyarak, çok büyük hassasiyet gösterip, çevreye hiçbir zarara açmayacağı bilimsel olarak saptandıktan sonra ruhsat verme yoluna gitmelidir.

Ticari kazanç ve para uğruna geleceği yok etmeye kimsenin hakkı yoktur. Yasalara karşı hile yapılarak, yasal boşluklardan yararlanmak suretiyle doğaya acımadan, insafsızca dağların, ormanların delik-deşik edilmesi vahşettir, dehşettir, cinayet daha ötesi ihanettir.

Finike turizm potansiyeline sahiptir. Finike’ye 5-6 km uzaklıkta bulunan orman alanının tahrip ve talan edilmesi oldukça üzücü ve düşündürücü bir durumdur.
Finike, Kumluca ile birlikte narenciye ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamaktadır. Finike’de ki portakalın özel bir aroması mevcuttur. Dünyada aynı kalitede başka bir yerde portakal yetiştirilmediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Portakalın nitelikli olması toprak, hava, rüzgar ve diğer ikim koşullarına bağlıdır.

Bölgede kıymetine paha biçilmeyen sedir ağaçları, kızılçam ağaçları da mevcuttur. Taş, mermer ve maden ocaklarından çıkan toz, duman bütün bu bitki örtüsüne zarar vermektedir. Seracılıkta yapılan bu bölgedeki toz duman su kirliliği de yaratarak her türlü olumsuzluğa sebep olmaktadır. Taş ve mermer ocakları ekolojik dengeyi bozmuştur. Bu durum önümüzde ki günlerde insanların sağlığı açısından tehlike yaratacağının da habercisidir.
Antalya Valiliği yerel mahkemenin kararına itiraz için Danıştay’a başvurmuş olup, Danıştay "25 hektarlık izin ile alınan 'ÇED Gerekli Değildir.' Raporları ile 145 hektarı bulan alanda faaliyet göstermenin hukuka aykırı olduğu yönünde karar vermiştir." 25 hektarın geçilmesi halinde 'ÇED gerekli değildir.' Raporu yeterli olmayacaktır. Ortada ÇED sürecine tabi bir hüküm vardır. Bu hüküm yasaya uyulmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun sonucu olarak doğaya zarar veren sayıları onun üstünde bulunan taş, mermer ve maden ocaklarının kapatılmasına kapı aralanmaktadır.

Olay, Toroslar ve Batı Akdeniz Kıyıları Çevre Derneği'nce takip edilmeye çalışılmaktadır. Söz konusu ocakların olumsuz etkilerine karşı yürütülen mücadelede insanlara öncülük eden Ali Ulvi BÜYÜKNOHUTÇU 09.05.2017 tarihinde eşi Aysin Hanım'la birlikte dağ evlerinde katledilmiştir. Mekanları Cennet olsun. Yargılama sonucu olayın gerçek yüzü anlaşılacak olup, çevreye duyarlılıkları nedeni ile vefa borcu olarak isimleri Finike'de bir sokağa veya caddeye verilerek yaşatılmalıdır.
Mücadelenin kaldığı yeren devamı açısından Avukat İsmail Tunçbilek'e ve çevreye duyarlı Finike halkına görev düşmektedir. Doğal varlıklarımız geleceğimizdir. Finike'de dağın yamacı o hali ile büyük ayıptır. Doğayı yok etmeye kalkışmak tümden kayıptır. Kayıpları önlemek için çalışmak başta yöneticiler olmak üzere her insana düşen bir görevdir.

Doğaya, evrene, insanım diyenlere sonsuz sevgilerimle...