Yaşadığımız bugünlere baktığımızda içinde bulunduğumuz şartların zorluklarını görüyoruz. İş bu zorluklarla bitmiyor. Gelen haberler iyi değil, gördüklerimiz iyi değil. Şehit cenazeleri boy boy, kalem kalem. Kırmızı beyaz, ayyıldızla süslenmiş omuzlar üstünde yol alıyor, sonsuzluğa doğru…

Bu noktada ne söylenir. Söylenecek sözlerin hiçbiri geçerli değil. Sözün bittiği yerde hayat yok. Sözün bittiği yerde beyinler durmuş, hayat akmıyor. Sözün bittiği yerde koyu bir karanlık, iğrenç bir yaşam var.

Oysa yaşam hakkında düşündüklerimiz bunlar değil. Yaşam hakkında güzel şeyler düşünüyor, aklımızdan güzel şeyler geçiriyor, kurduğumuz hayallerle yaşamı süslemeye çalışıyoruz. Yaşama sevincini arttırmak, yaşamı güzelleştirmek için dağları, denizleri, gülleri, çiçekleri düşünürken kendimizi ıssız çölün ortasında bulduğumuz oluyor.

Hayat durmuş, sesler kesilmiş, bir belanın içine düşmüşüz. Bela kapımıza gelmiş dayanmış, can yakıyor ama karşı koyarak, direnerek sabırla üstesinden gelmemiz gerekiyor.

Savaşın olduğu yerde bela var, sıkıntı var, ızdırap, sefalet, acı, felaket hepsi var. Savaşın yaşandığı yerde karanlığın koyuluğu ile belanın acımasızlığı çekilir gibi değil. Barışın arka yüzünde savaş var. Barış sever olmanın insani bir görev olduğu unutulmamalıdır.

Barış güzel, barış soylu, barış neşe dolu. Hayat boyunca barışı yaşamak önemlidir. Barış uzlaşmadır. Barış konuşularak sakinlikle anlaşmadır. Barışın olduğu yerde sakinlik huzur vardır. Bütün kapılar sevgi ile birlikte barış ortamlarında açılır. Bir yerde barışın soyluluğu yaşanıyorsa orada kavga başladığında güzellikler hemen silinir.

İnsanların huyları arasında farklılıklar vardır. Huyları kavgaya yatkın olan insanlar da bulunur. İnsanlar yetişme ve kendilerini geliştirerek kişilik kazanır. Yaratılıştan hiçbir insan kötü değildir. Karşılaşmış olduğu şartlara göre, yaşamış olduğu sorunlara göre şekillenir. Eğitim-öğretim, çevre koşulları, maddi olanaklar insanın içinde bulunduğu durumu belirler.

İyinin karşıtı kötü, iyiliğin karşıtı kötülük, güzelliğin karşıtı da çirkinliktir. Barışın karşıtı ise savaştır. Kendisi ile savaşı bitirmemiş kişilerden barış beklemek boşunadır. Bu kişilerden barış gelmez.

Barış her zaman, her yerde güzeldir. Aile içinde, okulda, işyerinde, çalışma ortamında, komşuda, yurtta, yurtdışında barış güzeldir. Güzel olan bir şeyin yokluğu çekilir. Savaşa ulaşmak kolay, barışa ulaşmak zordur. Bu zorun üstesinden gelmek başarıdır, üstünlüktür.

Bilinç yükseldikçe aydınlıklar çoğalacaktır. Dostluk, barış ve sevgi çoğaldıkça insanlık yükselecektir.

İnsan davranışları her geçen gün daha iyiye doğru bir değişiklik göstermelidir. Medeniyet insan davranışının özünü teşkil eder. Medeni dünyada yaşayıp da vahşete yakın olan, medeniyete uzak olanlar insanlıktan nasip almamış olan insan müsveddeleridir.

Düşmanlıklar, nefret söylemleri barışla bağdaşmaz. Şeytanlaşanlar, hainlik edenler kötülük düşününlerdir. Bunlar nefret içinde yaşadıkları için barışın güzelliğini bilmezler.

Savaş kötülüktür, çirkinliktir. Savaş çıkarıp düzeni bozanlardan hayır gelmez. Savaş bir milletin toprağı işgal edildiğinde meşruiyet kazanır. Bunun dışında cinayettir. Nefret söylemleriyle insanlar arasında fesatlık yaratarak bir amaç taşıyanlar müsrif bir tüccar gibi iflasa yakındır. Hele kendi çıkarı uğruna başkalarını ateşe atmanın bağışlanacak yanı yoktur.

Yarının dünyası karmaşa ortamlarından uzak olmalı, teknolojinin, bilimin, çağdaş düşüncelerin ışığında yeniden şekillenmelidir.

Barıştan yana olmak, barışı istemek insanlık için gereklidir. Barışla olabilmek, sevgiyi gönülde duyabilmektir. Barış iyi niyettir, iyi şeyler istemektir.

Barış geleceği birlikte ve mutlu yaşamaktır. Barış geleceğimizin sigortası, dünyanın ve düşüncelerimizin güzelliğidir. Kim ne derse desin şimdi barış zamanıdır.

Kim barıştan uzak yaşıyorsa hayatı tam anlamıyla yaşadığı söylenemez. Barışın güzelliğinin gölgesi insanlarımızın üzerinde olsun. SEVGİLERİMLE

İletişim: 0539 979 35 29

Cafer GÜNDOĞDU