Bu hafta Kumluca şenlikleri ile ilgili yazayım dedim. Öncelikle Şenliklerimizin tarihçesini kısaca yazalım.

Kumluca şenlikleri ve Güreşleri 2000 yılında başladı. 
2005 yılında yörük göçünü ekledik. 
2016 yılında 17 nci şenlikte Yörük Obaları da katıldı şenliğe. Güzel bir oba oldu. Tabii ben çadırların yanında Alacıkta kurdum. Alacık ve çadırla ilgili önümüzdeki haftalarda yazacağım.


O zaman Obalar bir açık hava müzesi halini aldı. Sadece bir köyümüz gürültülü 
Bir müzik sistemi kurdu. Ben yanlış buldum ama sözüm geçmedi. 

Her köyümüz kendince ikramlarda bulundu. İkramlar köylerin özelliklerine göreydi. 
Örneğin Biz Karacaören köyü olarak Deri yayıkta orada yaptığımız Ayranı insanlara ikram ediyorduk. Bunun yanında Kırkpınar yaylasından getirdiğimiz tabii kar ile yapılan karlama ikramı yapıyorduk.


Dere Köyü Kuru fasulye ikramı yapıyordu. 
Lafı fazla uzatmadan bu güne gelelim. 
Bu Şenlikte Obalara hep gündüzleri gidiyorum. Çadırlarda oturup dinleniyorum. O çadırların içinde sırtını direğe dayayıp, ayağı da uzattın mı bir huzur vardır.


Akşam etkinliklerini izlemek için Çarşamba akşamı bir daha gittim. Gittiğime de pişman oldum. Adı Yörük geleneği ama yapılan etkinliklerde yörüklük ile ilgili bir durum yok. 
Kendimi bir barda veya Pavyonda zannettim. Hemen hemen her çadırda müzik var. Hepsi birden yüksek sesle müzik çalıyor ve dolayısıyla bir gürültü kirliliği oluyor. Hele verilen o hazır ritimler insanın beynini patlatıyor.


Tabii beni esas üzen nokta gençlerimize ve gençlerimize Yörük kültürünü yanlış tanıtıyoruz. Ben elimden geldiğince bu konuda yazılar yazarak gençlerimize ışık tutacağım. Bu şenliğin adını Yörük obaları değil başka isim olarak değiştirelim.
Ayrıca bu konuda birde kitap hazırlığım var. 

KIYMAYIN YÖRÜĞÜMÜN KÜLTÜRÜNE, KIYMAYIN GENÇLERİMİZE
HOŞÇA KALIN, DOSTÇA KALIN, KÜLTÜRLE KALIN.