DÜNKÜ YAZIMIN DEVAMI…..

Ölümünün 87 nci yılında yüce atamızı anma amacıyla onunla ilgili yazımı yazmaya devam ediyorum.

  • İSLAM DİNİNE BAKIŞ AÇISI VE DİN İLE İLGİLİ SÖYLEDİKLERİ;

Bu konuda çok fazla yazmama gerek yok. Türkiye de Tamir ettirdiği yüzlerce ve yaptırdığı

Camileri saymaya sayfalar yetmez.

Ama bu konuda Diyanet işleri Başkanlığının kuruluşu ve Dinimiz ile ilgili söylediklerine bakarsan bu olay anlaşılacaktır.

Atatürk’ün Din Hakkındaki Sözleri

  • Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.
  • Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.
  • Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
  • Sarık ve cüppeyle artık dünyada muvaffak olmanın imkânı yoktur. Yaptığımız muazzam İnkılaplarla medeni bir millet olduğumuzu cihana ispat ettik.
  • Masum halka beş vakit namazdan başka, geceleri de fazla namaz kılmayı vaiz ve nasihat etmek belki de Ömrün de hiç namaz kılmamış olan bir politikacı tarafından olursa bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur mu?
  • Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir millet nazariyle bakılabilir mi?
  • Herhalde âlem de bir hak vardır ve hak kuvvetin üstündedir.
  • Bütün zorba hükümdarlar hep dini alet edindiler; Hakiki ulema, dini bütün âlimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Fakat gerçekte âlim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için âlim sanılan, çıkarına düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.

• İlk olarak Kuran’ın dilimize çevrilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçe ‘ye çevriliyor.

  • Ama bütün sadelik ve güzelliği ile. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.
  • Türkiye Cumhuriyetinde herkes Allah’a istediği gibi ibadet eder. Türk Cumhuriyetinin resmi dini yoktur.
  • Türkiye’de bir kimsenin fikirlerini, zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilemez.
  • Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapmak lazım geldiğini düşünmek yani meşveret için yapılmıştır. Millet islerinde her ferdin zihni başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.
  • Fıkıhtaki zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr olunamaz kaidesi adalet siyasetimizin temel taşıdır.
  • Şu anda batıl itikatlardan oluşan ikinci bir din mevcuttur. Fakat bu cahiller sırası gelince aydınlatılacaktır.
  • Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve fiile dayanan taassup kar hareketlerden sakınıyoruz.
  • Tarihimiz en mutlu dönemi, hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır.
  • Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.
  • Peygamberimiz tilmizlerine dünya milletlerine İslamiyet’i kabul ettirmelerini emretti, bu milletlerin hükümeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştir.
  • Tekkeler de behemehâl kapatılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti her şubede irşatlarda bulunacak kudreti haizdir.
  • Hiçbirimiz tekkelerin irşadına muhtaç değiliz. Biz medeniyet, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz. Başka bir şey tanımıyoruz.
  • Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor.
  • İntisap etmekle bahtiyar olduğumuz İslam dinini, asırlardan beri alışılmış olduğu üzere bir siyaset vasıtası mevkiinden kurtarmak ve yükseltmek elzem olduğu hakikatini müşahede ediyoruz. Mukaddes ve lahuti olan inançlarımızı ve vicdanlarımızı çapraşık ve değişken olan ve her türlü menfaat ve ihtirasların tecellisine sahne olan siyasetten ve siyasetle ilgili bütün hususlardan bir an evvel ve kesin olarak kurtarmak, milletin, dünya ve ahiret saadetinin emrettiği bir zarurettir.

DEVAM EDECEK, DEVAMI 13.11.2025 >>>>>>>>

HOŞÇA KALIN, DOSTÇA KALIN, CUMHURİYET VE ATATÜRK İLE KALIN…