Her bir şeye rağmen cumhuriyet sayesinde umudumuz var ve bir şekilde ayaktayız…

Bu topraklarda ömrünü, gönlünü, emeğini bu yola adamış olanların ruhları şad olsun.

Çünkü biz, ahlaken o kadar çok sınandık ki… Anlatmak bile zor geliyor… Şöyle ki;

Bir markete giriyoruz, kandırılacağımızı bile bile alışverişimizi yapıyoruz.

Bir ev alıyoruz, küçük bir sarsıntıda yerle bir oluyor.

Bir araç alıyoruz, çalıntı çıkıyor.

Bir özel hastaneye gidiyoruz, “yoktan” bir ameliyat çıkarmaya çalışıyorlar.

En yakın arkadaşımıza borç veriyoruz, sonra o borcu ödememek için türlü yalanlar, türlü oyunlar…

Belediyeye güveniyoruz; “ak” oyunuzu veriyorsunuz ama ilk düzlükte vaatler unutuluyor, siyaset cambazlığı başlıyor…

Spor diyorsunuz, o bile kirlenmiş. Hakem kendi mesleğine, kendi onuruna silah sıkıyor…

Bağımsızlık diyorsunuz; bir şebekenin ajanlık faaliyetiyle yüz yüze geliyorsunuz…

Bütün bunlar, tek bir şeyi gösteriyor:

Biz, çürümenin eşiğinde ahlaki bir travma yaşıyoruz…

Ve oysa Cumhuriyet fikri, tam da bu çürümeye dur demek için inşa edilmişti…

Biz ne ara bu hale geliverdik…

Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değildir.

Cumhuriyet bilinçi ve demokrasi bir yaşama biçimidir…

Kimliğini onun altını nasıl dolduruyorsan özgürce muhafaza ederek, hukuka dayalı bir düzen tarafından korunarak, Eetik ve onurlu bir şekilde yaşamanı mümkün kılan, güvenli ve adil bir zemindir…

Bu zeminin zedelenmesi, sadece çıkar gruplarının işine yarar.

Cumhuriyet’in sunduğu eşitlik, adalet ve özgürlük zemininden rahatsız olanlar, toplumu sürekli bir “çıkar düzeni”ne mahkûm ederler… Bunu günübirlik yaşıyoruz ve aynı zamanda da sınanıyoruz…

Ama biz unutmamalıyız:

Cumhuriyet, farklılıklarımıza rağmen eşit koşullarda var olabilmemiz için üzerimizde duran hukuk şemsiyesidir… Toplumların, ulusların ve devletlerin varlığı da bu sürekliliğe dayanır…

Dayanıyor mu bilemiyorum…

Evet bir cumhuriyet bayramını daha kutladık…

Kes, Kopyala, Yapıştır biçiminde bir yıl daha geçti…

Oysa bir akıl üretecektik, algılara yenik düştük…

Düşünmenin yerine; bizler için düşünen algı mekanizmalarına yenik düştük…

Önemlidir efendim cumhuriyet bilinci ve vatandaşlık ülküsü…

O yüzden onu, evinizi, sevdanızı, namusunuzu korur gibi koruyun… Ki,

çünkü bir toplumun çürümesi, önce değerlerinin erozyonuyla başlıyor…

Dirilişi yine o değerlerin hatırlanmasıyla mümkün hale geleceğini de unutmamalıyız…

Vesselam…