Merhaba sevgili okuyucularım bu hafta sizlerle Psikoloğa gitme ve terapi ile ilgili birçok doğru bilinen yanlışlar üzerine yazmak istedim.

Öncelikle biz psikologlar deli doktoru değiliz. Psikoloğa giden de deli değildir. Bunun yanında delileri ve deliliği severim?

Gelin birlikte psikologlar ve terapi süreciyle ilgili yanlış düşünce ve doğruları inceleyelim.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Ben terapiye gittim denedim. Saçma bir şeydi. Psikoloğa gitmek hiç bana göre değilmiş. Bana kalırsa bir arkadaşla sohbet etmek daha motive edici.’’

Doğrusu:

İlk seans psikolog ve hasta arasında terapötik ilişkinin ilk adımı olarak birbirlerine uyum sağlama, hem de psikoloğun uyguladığı yöntemin size uygun olması ihtimali biraz düşük. Size uygun bir psikolog mu olup olmadığı ile ilgili karar vermek için ilk seans anlaşılır değildir. Onun için psikoloğa ve kendisine uygulanan yönteme biraz daha şans vermesi terapi sürecini olumlu etkileyecektir.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Bir iki seans giderim psikoloğa, çözümü neyse söylesin sürekli para vermeye mi hevesliyim. Çözüm bendeyse bana öğretsin Sorunum da ortadan kalksın.’’

Doğrusu:

Ahhh film ve dizilerde olduğu gibi bir iki seansla bir aydınlanma yaşayan ana karakterin yaşamının tümüyle değiştiğine şahit oluyoruz. Ama gerçekler hiç de öyle değil, bir iki seansla hiçbir değişim olmasını beklemeyin. Yaşamınızın seansa gelme süreciyle birlikte kalıplaşmış düşünce davranış kalıplarını değiştirmek pek de mümkün değil. Ben her zaman derim elimizde sihirli değnek yok. Terapi sabır gerektiren bir o kadar da farkındalık oluşturan bir alan…

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Benim öyle ciddi ruhsal sorunlarım yok. Deli değilim. Olan sorunlarıma da pabuç bırakmıyorum güçlü birisiyim.’’

Doğrusu:

Bu düşünce çok yaygın olmakla birlikte destek almak bir güçsüzlük değil tam aksine bir güç göstergesidir. Terapi sürecinde her zaman hatırlattığım terapiye kriz zamanını bekleyerek değil normal sorunların çözümü için gelinmesi her zaman daha sağlıklı bir süreçtir. Kişi terapiye sadece sorun çözümü için değil kendini keşfetmek için de harika bir süreci tetikler.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

Psikoloğa gittiğimi ve anlattıklarımı başkaları da öğrenecek’’

Doğrusu:

Terapi seanslarında gizlilik esastır. Ve ancak acil durumlarda bozulur bu da zaten ilk seansta hastaya belirtilmektedir. Psikologlar gizlilik ve etik konusunda eğitim almış uzmanlar olup sizinle ilgili hiçbir bilgiyi başkalarıyla paylaşma yetkileri yoktur.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Psikolog bana ilaç yazacak ben ilaç kullanmak istemiyorum.’’

Doğrusu:

Klinik psikologların ilaç yazma yetkisi yoktur. Psikoloğunuz bazı durumlarda sizi psikiyatrikse yönlendirebilir. Burada da zaten koşul süreci birlikte takip ederek ilaç alımını size dikte edemezler.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Psikoloğa gitmek bende işe yaramaz çünkü ben farkındalığı yüksek biriyim. Psikoloğun söyleyeceği şeyleri zaten ben düşünebilirim.’’

Doğrusu:

Farkındalığı yüksek olan kişilerin terapi sürecinin bilincinde daha fazla olacağı için bu sürecin onlara daha fazla etki edeceği kaçınılmazdır.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Psikoloğa gidersem şimdi sorunu çocukluğumda bulacak. Sonra hiçbir şey değişmeyecek belki hatırlamak istemiyorum o günleri şimdi dertli başıma bira daha mı dert alayım. Psikoloğa vereceğim parayı kahveye verir arkadaşıma dert anlatırım daha iyi.

Doğrusu:

‘‘Oysaki psikolog ile başlanan terapi süreci hiç de öyle değil. Süreç karşılıklı tartışma, gerçek hayatın getirmiş olduğu sorumluluklarla başa çıkma, gerektiğinde ödevlerin yapımı ile bir çok duygusal dalgalanmanın altında yatan sebepleri bularak yaşam standardınızı yükseltmeyi sağlıyor.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Online terapi yüz yüze terapi kadar etkisi yoktur. Niye boşa psikoloğa para vereyim.’’

Doğrusu:

Pandemi süreciyle birlikte yeni düzende yapılan araştırma sonuçlarına göre, online yapılan terapinin de yüz yüze yapılan terapi kadar etkili olduğu görülmüştür.

Terapiyle ilgili yanlış düşüncelerden biri:

‘‘Psikoloğa gitmek çok pahalı, o yüzden yalnızca zenginler gidebilir.’’

Doğrusu:

Bu düşünce tamamen yanlış. Çünkü artık psikoloğa gitmek bir ihtiyaç ve zamanla daha çok terapi almaya başlamıştır. Burada çok fazla ücret alan psikologlar kadar normal fiyatlarla çalışan psikologlar da bulunmaktadır. Bunun yanın da ücreti çok yüksek olan psikologla ücreti düşük olan bir uzman arasında bir fark yoktur. Çünkü eğer hasta ve psikolog terapötik bir ilişki kuramamışsa uzman ne kadar fazla ücret alırsa alsın veya ne kadar deneyimli olursa olsun o süreç ilerlemez.

Evet sevgili okuyucularım terapi, sizin sabrınıza, seans içinde yaşadığınız durumların bilincine varmanıza ve zaman geçtikçe farkındalığınızın farkına varmanızla ilgili bir süreç…

Yaşamı keşfetmekle ilgili terapi sürecinde arkeolojik olarak bir kazı yapıyoruz orada ne olursa olsun sizinle ilgili bir hazine var…

Kendinizi keşfetme yolculuğundan kaçmayın…

Sevgiyle kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan