Onu 2023 yılı içinde mutlaka yazmak istedim. Niçin 2023 peki?

Çünkü; birleşmiş milletler eğitim, bilim ve kültür örgütü olan UNESCO, 193 ülkenin oybirliğiyle ölümünün ellinci yılı olan 2023 yılını “Aşık Veysel yılı” olarak tüm dünyaya duyurma kararını aldı. Tüm ulusların saygısını, sevgisini kazanan halk ozanımızla onur ve gurur duyuyoruz. Onu kıvançla, saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyoruz. Onun içinde Çok değerli hocamız İbrahim Bilgenoğlu’nun yardımı ve desteği ile bu yazıyı yazdım. Aslında Aşık Veysel’in hayatı kitaplara sığmaz. 

Bunun için ilk bölümünü Cuma günü yazdığım yazının ikinci bölümünü yazıyorum    
Birinci bölümün devamı..


Akşam mikrofon başındadırlar... Mesut cemil: “iyi söyleyin. sizi bütün Türkiye dinleyecek” deyince Veysel ilkin avazı çıktığı kadar bağırarak söyler. Anadolu’nun bağrından çıkan bu yanık ses radyo başındaki insanlarımızın kulaklarında yankılanmaktadır.
Gerisini Veysel şöyle anlatıyor: Neşriyatımızı bitirdikten sonra bir de baktık ki deste deste kurdelelerle bağlanmış çiçekleri masanın üzerinde doldurdular. Mesut bey, “İstanbul halkı sizi çok sevdi” dedi.-


Evet. İşin asıl önemlisi, radyodan bu yanık sesi Mustafa Kemal Atatürk de dinlemiştir.
“bu aşığı bulun, yakından tanıyalım” der.
Radyoya gelmişler, yok. Gece onikiye kadar aramışlar ama bulamamışlar. Çünkü Arapgirli Mehmet Efendi adlı bir apartman kapıcısı onları alıp götürmüş, evinde misafir etmiş. Gerisini Veysel Baba’nın ağzından dinleyelim:
Sabahleyin radyoevi’ ne gelince mesut cemil bey, “neredeydiniz yahu, bir fırsat kaçırdık ki” dedi. “neymiş” dedik. meseleyi bize anlattı. “ah, ne yapalım, çare nasıl bulunur?” diye sordum.


"yaver Şükrü Bey’e bir mektup yazayım da gidin oraya kadar, bakalım ne çıkar” dedi. Mektubu aldık gittik ama bırakmadılar. Ulaşamadık Atatürk’e. “kör talih orada da yolumuzu kesti.


Veysel duyarlı, içten eserler üretmesini iç dünyasının zenginliği ile başarır. Kimsenin bilmediği dertlerini bakın nasıl yansıtıyor….
Anadolu’yu karış karış gezerek okullarda, kışlalarda, meydanlarda konserler verir. En büyük şansı da hayatta iken pek çok gazete, dergi eserlerini yayınlamış, radyoda, plaklarda sesi kaydedilip sonraki kuşaklara bir kültür mirası olmuştur.


Hakkında en çok kitap yazılan, haber yapılan halk ozanı Âşık Veysel’dir. 1953 yılında yaşamını konu alan bir film de çekilmiştir.
Veysel, şiirleri için seçtiği konularda insancıl duyguları her zaman ön planda tutar. İnsanın aşağılanmasına, ötekileştirilmesine şiddetle karşı çıkar.


Âşık Veysel’i yakından görmek isteyen avukat Vedat Karadeli ve arkadaşı Veysel’in kaldığı adresi bulup kapıyı çalarlar. Ev epey kalabalıktır. Hoş beş sırasında içlerinden biri şaka yollu; “âşık, dikkat et bu gelenler bizden değil, başka mezhepten. Ona göre konuş” der.
Bu söz üzerine her mecliste hoşsohbet, şakacı olan Veysel bir anda hiddetlenir: “ne demek sizden, bizden!


Gelenler insan değil mi!... Adam olun adam! Herkesle iyi geçinin!”
Yıl, 1963. cumhurbaşkanı cemal Gürsel âşık Veysel’i görmek ister. Veysel huzura çıkar, 45 dakika sohbet ederler. Cemal Gürsel Veysel’i uğurlarken şöyle der: “herkes sizin gibi görse memlekette kötülük kalmaz.”
Evet. Keşke herkes dünyayı Veysel’in gönül gözüyle görebilse... Kimse kimseyi hor görmese: “beni hor görme
gardaşım! Diyebilse... 


 “aslıma karışıp toprak olunca/ çiçek olur, mezarımı süslerim” diyerek yaşam döngüsünü anlatır bir şiirinde. şu kısacık ömrümüzde birbirimizi kırıp üzmeye değer mi? dargınlar barışsın, kin, garez bitsin, düşmanlıklar son bulsun mesajı verir hep.
Âşık Veysel Ankara radyoevine program yapmaya gelmiştir. Türkücü saniye can, Ahmet sezgin ve pek çok sanatçı birliktedirler.


Ahmet sezgin güzel de resim yaparmış. Oracıkta Veysel’in karakalemle bir resmini yapar. Herkes çok beğenir, şaka olsun diye Veysel’in eline tutuşturup;


“âşık baba, Ahmet senin resmini yaptı. Bak bakalım güzel olmuş mu?”
Âşık böyle neşeli ortamlarda asla alınganlık yapmaz. Alır resmi, incelermiş gibi yapar, sonra da şöyle der:


“Ahmet güzel olmuş da... Gözlerimi kapalı çizmişsin!”
Çoğu sohbet ortamında fıkralar anlatır, ya da başından geçenleri fıkralaştırır, sonra da “yalanım varsa gözüm kör olsun” diyerek insanları güldürür. Kendisiyle alay edebilecek olgunluktadır her zaman.


Bilir misiniz, Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde ilk meyve bahçesini yetiştiren âşık Veysel’dir. İşin en başında “Veysel kör gözüyle elma yetiştirecekmiş” diye alay ederler. Oysa Veysel, fidanları çocuğu gibi bakar, büyütür. Ağaçlar meyve verince “asıl kör bizmişiz” diye utanırlar.
Çifteler köy enstitüsündeyken, Raşit Toygan isminde genç, neşeli, şakacı bir öğretmen var Veysel’e takılır durur. Sandalyesini devirecek gibi sallar, “bana bir şiir yazmazsan, sazının telleri kopsun” der dururmuş. Onun dilinden kurtulmak için yazmış en sonunda Veysel baba:


Sabah sabah bana çatma / ne istersin Bay Iraşit
Uzun kısa söz uzatma/ sözlerimi duy ıraşit
Raşit çoktur adın gibi/ hiçbir tat yok tadın gibi/
Yontulmadık odun gibi/ uzatmışsın boy ıraşit...


Diye gidiyor şiir. Raşit, ” boyumun uzunluğunu nerden bildin?” diye sorunca da: “sesin yüksekten geliyor” der.
Şiirler, türküler, kitaplar, dergiler... Söyleşiler, sohbetler, konserler, konserler... Son konserini 15 ağustos 1971'de Hacıbektaş'ta vermiştir Veysel. Artık yorulmuştur. Hastadır. Öncelikle “ben gidersem sazım sen kal dünyada” diye sazına veda eder.
“dostlar beni hatırlasın” diyerek dostlarına veda eder...


Hasta yatağında söylediği en son Şiirini de oğlu Ahmet kayda alır:
“can kafeste durmaz uçar” dediği gibi, iki kapılı Han’ın kapısından 1884 yılında girmiş, 21 Mart 1973 nevruzunda canı kafesten çıkmış, uçup gitmiştir sonsuzluğa.
Tam elli yıl önce, 1973’ün 21 Mart günü, çok özel bir anlam taşıyor. Toprağın uyandığı, çimen çiçek baharın geldiği o günde.


Aşık Veysel'in Son Şiiri
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne karaya ne denize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehire ne de köye
Ne yıldıza ne de aya
Uçsuz bucaksız deryaya
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Tayfaları hazır onda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Eşim dostum yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum

HOŞÇA KALIN, DOSTÇA KALIN, KÜLTÜRLE KALIN, DÜNYAYI AŞIK VEYSELİN GÖNÜL GÖZÜYLE GÖRÜN…