Sevgili okuyucularım bu hafta sizlerle tüm dünyada etkisini arttırarak sürdüren Covid-19 üzerine paylaşım yapmak istedim.

Zor günler yaşıyoruz….

Kimimiz bu hastalığa yakalandı kimimiz ise yakalandı haberi yok. Kimimiz çok ağır geçirdi ve kimimiziise bu hastalık çok sevdiğimiz kişilerden ayrılmamıza neden oldu. Bundan dolayı sevdiklerimizin yasını yaşarken diğer sevdiklerimizi nasıl koruruz korkusunu yaşıyoruz…

Kaygıdan endişeden yıprandık; tükenmişlik, hayattan zevk almama gibi depresyon belirtileri de kendini göstermeye başladı. Bu dönem biraz sıkıntılı geçecek ve biz kendimizi fiziksel ve psikolojik olarak koruma altına almalıyız. Depresyon da kişide; sürekli bir mutsuzluk hali, isteksizlik, iştah azalması ya da artması, uyku bozukluğu, konsantrasyon kaybı, yorgunluk ve işlev kaybı yaşanması muhtemeldir. Bu durum günden düne şiddetlenerek sürebilir. Kendiliğinden düzelmesi beklenmez. Bu kişilerin profesyonel olarak destek almaları gerekir. Kişiye ‘sen irade sahibi, güçlü birisisin kendi kendine halledersin’ gibi söylemler kişiye bir yararı dokunmaz. Lütfen depresyon belirtileriniz varsa bir uzmanla görüşün bu süreç bir arkadaşınızla bir fincan kahve içimi ile çözülecek bir durum değildir…

Bu günler mutlaka geçecek nasıl ki; 1900 yılında 22 milyon kişinin ölümüne yol açan 1. Dünya Savaşının sona ermesi, daha sonraki yıllarda İspanyol Gribi (1918-1920) nedeniyle 50 milyon kişinin kaybı, daha sonra New York Borsasının düşmesi (1929/Büyük Buhran) ile tüm dünyada oluşan işsizlik ve açlıkla mücadele ve birçok kişinin ölümle mücadelesi, daha sonra II. Dünya Savaşı (1939-1945) insanlık tarihi için en büyük felaketlerden biri olarak yerini almıştır.

Peki bitti mi hayır! Dünya Kupasında 60 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan bir felaketle dünya sarsılıyor. Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, Kurtuluş Savaşı derken bunların içinde salgın, yeni çıkan hastalıklar açlık, intiharlar ve daha birçok durumla karşı karşıya kalan insanlık…

Tüm dünyanın şimdiki imtihanı bir salgın hastalık bunun için gerekli önlemler (maske, fiziksel mesafe ve hijyen) belirtilmiştir.

Benim yukarıda belirttiğim birçok olayın öncesinde de olaylar olmuş yaşanmıştır ve yaşanmaya devam edecektir. İnsanlık tüm bu olumsuz koşullara rağmen hayatta kalma ve yaşam sevincini kaybetmedi.

İnsanoğlu öyle güçlü bir varlık ki hep küllerinden doğmayı başarmıştır.

Sevgili okuyucularım diyeceğim o ki, bu zor günler mutlaka geçecek… Evet zorlu bir süreç ama geçecek. Bize düşen ise, fiziksel ve psikolojik olarak hayatta kalmak…

Sevgiyle Kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan