Merhaba sevgili okuyucularım bu hafta sürekli maruz kaldığımız olumsuz düşünce ve stresin üzerimizde nasıl etki edebileceğini gösteren İbn-i Sina’nın bir deneyini sizle paylaşmak istiyorum.

İbni-Sina deneyinde kullanmak üzerek iki kuzu alır. Bu kuzular aynı yaş, aynı kilo ve aynı cinstedir. Bu iki kuzuyu ayrı kafeslere koyar. Yiyecek olarak da aynı yemden aynı oranda vererek besler.

İki kuzunun da Şartları aynıdır. Tek bir farkla, kafeslerin yan tarafında bir tane kurt vardır ve bu kurdu sadece kuzulardan bir tanesi görebilmekte diğerinin bu kurttan haberi bile yoktur.

Zamanla sürekli kurdu görmeye maruz kalan kuzu yemekten içmekten kesilip hasta olup ölür.

Oysa ki kurt kuzuya hiç bir şey yapmamıştır. Kuzunun yaşadığı stres ve korku onun yemekten içmekten kesilmesine neden olmuş ve sonucunda da hastalanmış ve ölmüştür.

Kurdu görmeyen diğer kuzu ise, sağlıklı mutlu huzurlu şekilde gelişimini sürdürmüştür.

Bu deneyde İbn-i Sina, zihinsel süreçlerin sağlık ve beden üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini gözlemlemiştir.

Bu deneye göre, gereksiz kaygı, endişe, stres ve korku insan bedenine zarar veriyor.

Siz bu deneyden sonra ne düşünüyorsunuz?

İnsanın sürekli olarak tv programlarında olumsuz birçok etkene maruz kalması ile bedeninde ve zihninde neler oluyor düşünüyor musunuz?

Olumsuz bir haber izledikten sonra bedeninizi takip edin lütfen; baş ağrısı, sırt ağrısı, uykusuzluk, boyun kasılması, huzursuzluk, sinirlilik, telaş, endişe, kalbin hızlı atması, rüyada kabus görme vb. durumları bir izleyin…

Peki çocukların sürekli olarak tablet ve telefonlarda savaş oyunu ve diğer bir çok problemli olumsuz oyunların onların zihninde ve bedenlerin de nelere yol açabileceğini düşünüyor musunuz?

Peki iki yıl boyunca tüm insanlara empolize edilen bir virüs haberlerinin üzerimizdeki etkisini hiç düşündünüz mü?

Sevgili okuyucularım yaşam her an olumlu olmuyor yaşam içinde kurdu görmemezlikten gelemiyoruz bazen kurt saldırıya da geçebilir bizim kurda karşı düşüncelerimiz ve davranışlarımız bu savaşta kimin kazanacağını gösterir.

Diyeceğim o ki sizi gereksiz kaygıya, strese endişe ve korkuya sürükleyen ortamlardan uzaklaşın örneğin size iyi gelmeyen dedikodu ortamından uzaklaşın onun yerine alın bir kitap bir kahve kendi gelişiminize yardımcı olun. Yok iş yerindeyim uzaklaşamam böylelerinden diyorsanız o zaman o kurdun kafeste olduğunu ve size zarar veremeyeceğini kendinize inandırın. Olmadı mı bu stres ve kaygıyla başa çıkamıyor musunuz öyleyse bir uzmana danışın…

Sevgiyle kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan