Yaklaşık bir ay önce gazeteci abimizin birisi tedavi olmak için Ankara’da büyük bir hastaneye gitti. 

Geldiğinde bana; “Ramazan, sosyal medya bağımlısı bir toplum olmuşuz. Nereye gidecek sonumuz Allah bilsin. Gittiğim hastanenin giriş kapısının her iki tarafında da koruma polisleri var. Hele birisi var, sabah girerken de öğleden sonra çıkarken de cep telefonuyla sosyal medyada geziniyordu. Polis memuru öyle bir dalmış ki hastaneye bomba atsan haberi olmayacak. Bir saldırı olsa hayatını kaybetse şehit oldu diyecekler. Ne şehidi abim, sosyal medya şehidi olacak” dedi.

Şimdi abiye hak veriyorum. Sürekli sosyal medyada bir şeyler okuyoruz. İzliyoruz. Nedense hep ufkumuz daralıyor. Okumamıza rağmen cahilleşiyoruz. Sosyal medyanın bireyleri kültürel ve sosyal açıdan geliştirmediğine inanıyorum.

Seminerlere, toplantılara gidiyorum. Hatip anlatıyor da anlatıyor. Katılımcılar başka âlemlerde geziyor. Cep telefonunda sosyal medya da geziyor. Hatip boşuna gırtlak patlatıyor. 

Belki zoraki o toplantıya veya seminere gelmiş olabilirsin. Zoraki gelmediysen, gelme kardeşim. O koltuğu meşgul etme. Anlatımcıya da saygısızlık etme. 

Toplumun seçkin bireyleri bunu daha çok yapıyor. Siyasiler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, öğretmenler, doktorlar, daire amirleri vs.

Sizler yapmazsanız, yeni nesilde yapmaz. Cep telefonları, televizyonlar vazgeçilmez oldu diye üzülürken, şimdi sosyal medya bağımlılığı ortaya çıktı. 

Ne diyelim…