Merhaba sevgili okuyucularım yeni yılın ilk haftası sizinle bir motivasyon yazısı paylaşmak istedim.

Sizi yatağınızdan heyecanla kaldıran hedefleriniz var mı?

Bu hedefleri gün içinde düşünüyor musunuz, ya da aylar içinde tekrar güncelliyor musunuz?

Peki size desem ki yaşamınızın en kötü zamanını yaşıyorsunuz, ekonomik olarak iflas etmek üzeresiniz ve çıkış yolu arıyor ama bulamıyorsunuz. Şimdi bir bankta oturup kara kara düşünürken bir adam geldi yanınıza ve sizle sohbet etmeye başladı. Siz çok gergin, üzgün, umutsuz bir şekilde derdinizi anlattınız. Adam sizi dinledi ve sizi iflastan kurtaracak bir çek vereceğini söyledi. Bu kişi ismini söyleyince tanınmış bir zengin olduğunu fark ettiniz. Ve adam size çek ödemesi olarak gelecek yıl aynı tarihlerde bir tarih verdi. Ve siz çeki aldınız çekte yazan miktar sizi iflastan kurtardığı gibi birde yeni girişimler yapmanıza imkan verecek bir miktar. Şimdi elinizdeki çekle ne yapardınız?

Siz çeki ne yapacağınızı düşünedurun…

Ben size bir insanın kendisine güvenip ve inanmasıyla hedeflerine nasıl ulaştığı ile ilgili bir hikaye anlatayım:

Adamın biri tek başına parkta oturuyor, başı ellerinin arasında kara kara düşünüyordu. İşleri bozulmuş, iflasın eşiğinde bir iş insanıydı. Ne yaparsa yapsın bir türlü durumu düzeltemiyordu. Bir taraftan kredi borçlarının alacaklıları sıkıştırırken diğer taraftan da bir sürü ödeme onu bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiç çıkış yolu bulamıyordu. Zaten parka da biraz uzaklaşmak için gelmişti ama burada da tüm olumsuz düşüncelerle birlikteydi. O sırada önünde yaşlı bir adam durdu:

‘‘Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle paylaşmak ister misin?’’ diye sordu. İş insanı tüm yaşadıklarını anlattı anlatmaya ihtiyacı vardı ve insan tanıdık olmayan birine daha çabuk dökülebiliyordu. Yaşlı adam iş insanını dinleyip ona:

‘‘Ben sana yardım edebilirim.’’dedi. Çek defterini çıkardı. İş insanının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi:

‘‘Bu para senin bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Haydi al!’’ dedi yaşlı adam ve geldiği gibi hızla gözden kayboldu.

Adam elinde çek öylece şok olmuş vaziyette kalakalmıştı. Daha sonra elindeki çeke bakmayı akıl edebildi. Bir an gözlerine inanamadı. Çekte yüz bin dolar yazıyordu ve imza ise ülkenin en zenginlerinden birine aitti. Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim diye düşündü. Ardından bir yıl sonra bu çeki geri ödeyeceğini düşünerek bu değerli çeki bozdurmayıp kasaya koymaya karar verdi. Bu çekin kasada olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Küçük büyük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri getirdi. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koymuştu. İlerleyen zamanda ise borçlarından tümüyle kurtulmuştu. Hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çok çalıştı. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. İhtiyar adamın kararlaştırdığı saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini verip başarı öyküsünü anlatacakken bir hemşire koşarak geldi ve yaşlı adamı yakaladı. Hemşire ‘‘Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir? Çünkü bu bey sürekli huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin çok zengin biri olduğunu söylüyor.’’ Dedi. Hemşire yaşlı adamın koluna girerek birlikte uzaklaştılar.

İş insanı şaşkın bir şekilde öylece donup kalmıştı. Bütün bir yıl boyunca arkasında yüz bin dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı. Birden, hayatının akışını değiştiren şeyin para olmadığını fark etti. Hayatını değiştiren şey yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı. Ben buna insanın kendi ışığını fark etmesi diyorum.

Bu hikayenin üzerine tüm insanlığa bir mesaj diyorum ki:

Kendi ışığınızı fark edin. Kendinize inanın öyle böyle değil şüpheyle değil inançla inanın. İnsan ister, inanırsa ve eyleme geçerse kafasındaki ve kalbindeki tüm hedeflere ulaşabilir…

Sizi kasanızdaki çekin değil kalbinizdeki inancın harekete geçirmesine izin verin yani ışığınızı fark edin…

Evet, sevgili okuyucularım elinizdeki çeki ne yapacağınıza karar verdiniz mi

Sevgiyle kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan