Sevgili okuyucularım geçen hafta kişilik bozukluklarından narsisitlik kişilik bozukluğu ile ilgili genel bilgileri paylaşmıştım. Bu hafta ise, borderline (sınır) kişilik bozukluğu ile ilgili genel bilgilerle sizlerleyim.

Borderline, kelime anlamı olarak ‘sınırda’ demektir.

Bordarline kişilik bozukluğunun başlıca özellikleri; erken yetişkinlik yıllarında başlayan, ikili ilişkilerde, benlik algısında, duygularda tutarsızlık ve belirli dürtüsellikle giden bir bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Borderline özelliklerini biraz açarsak, kişinin kendisine karşı olan algısı sürekli olarak değişir. Bir an kendini çok güçlü, başarılı, güzel bulurken, bir anda güçsüz, başarısız, çirkin bulabilir. Bu kişiler duygu ve düşüncelerinde sürekli bir dalgalanma içindedir. Bu dalgalanmalar yaşamlarında diğer insanlarla kurdukları ilişkilerinde de görülmektedir. Bu kişiler iyi ve kötü arasında gidip gelirler. İkili ilişkilerinde karşısındaki kişileri yüceltirken bir anda değersizleştirebilirler. Tutarsızlık tüm ilişkilerinde görünürdür. Bir anda aşkından ‘aşkım, sevgilim, bu aşk için her şeyi yaparım.’ Diyen kişi bir anda ‘nefret ediyorum. Senin için kolumu oynatmam.’ Söylemlerine dönüşebilir.

Bordarline kişilik bozukluğu olan kişiler, ikili ilişkilerinde sürekli terkedilme korkusu yaşarlar. Bunu engellemek için ise, tehdit etme, intihar girişiminde bulunma gibi yollara başvurarak ayrılmayı erteleyebilirler. Karşısındaki kişi için bu durum suçluluk yaratabilirken, vazgeçilmez olmak onun için ölümü göz alan birinin varlığı ise narsist kişiliği beslemektedir.

Bu kişilerde; kontrolsüz cinsel ilişkiler, sık cinsel eş değiştirme, birisine aşırı bağlıyken bir anda nefret edip ilişkiyi ayrılığa götürebilirler. Borderline kişilik bozukluğu olan biri ile ilişkiniz varsa bilin ki, onun için dünyanın en yakışıklı erkeği, en güzel kadını, en iyi doktoru, en iyi arkadaşı iken bir anda yerin dibine batırılan kişi olma riskiniz çok yüksektir. Bunun yanın da bu kişiler saldırgan davranışlar sergileyebilir. Saldırganlık kendisine olabileceği gibi karşısındaki kişiye de olabilir. Kendisine karşı saldırganlık aşırı para harcama, kumar oynama, kontrolsüz cinsel ilişkiye girme, alkol veya madde kullanımı ve tıkınırcasına yemek yeme olabilir. Bunun yanında kesici aletlerle kendini çizme, bıçaklama davranışları gösterebilirler. İntihar girişimleri kişinin yardım çağrısı olabileceği gibi, kişinin ilişki yaşadığı kişiyi cezalandırma girişimi olarak da karşımıza çıkabilir.

Bu kişiler süreğen olarak bir boşluk hissi ile boğuşurlar. Sürekli olarak içlerindeki doldurulamayan bu boşluk hissini doldurmak için, ilişkileri sonlandıysa yas sürecinin vereceği acıdan kaçınmak için yeni bir ilişkiye hemen başlarlar.

Sınırda kişilik bozukluğu olan kişiler yaşamlarında amaçladıkları bir durum gerçekleşeceği zaman kendilerine sabotaj kurabilirler. Örneğin, okuldan mezun olacağı yıl okuldan ayrılma, iyi gidebilecek bir ilişkinin bozulması için uğraşma, terapi sürecinde ilerlemenin olup olmadığı ile ilgili bir konuşma sonrası terapinin gerilemeye başlaması görülebilir. Bu kişiler terkedilme korkusu ve ilişkilerindeki kuşkucu tutumlarından dolayı yaşamlarını, ev hayvanları ve cansız bir nesneylesürdürerek kendilerini daha güvende hissedebilirler.

Baş edemedikleri bir sorunla karşılaştıklarında ise kontrollerini tamamen kaybedebilirler. Her kötülüğün uç noktalarını yaşayacakları için riskleri de o kadar uç noktadadır.

Borderline kişiliğe sahip olan bireylerin çocukluk dönemlerine bakıldığında, çocukluklarında tutarsız bir anne ile karşılaşırız. Annenin çocuğu sevdiği ve kızdığı durumlar sürekli değişir. Örneğin anne çocuğun bir müzik aleti çalmasına sevinirken biraz sonra çok ses çıkardığı için kızmakta ve bu durum çocuğun anneyi neyin mutlu ettiğini kavrayamamasına neden olabilir. Bu durum yetişkinlikte diğerlerinin duygularını anlamakta güçlük yaşamasına ve empati kuramamasına neden olabilir. Bu kişiler yaşamları boyunca kendilerini terk etmeyecek, mükemmel ve koşulsuz sevecek birini arama eğilimindedirler.

Peki bu kişiler için ne yapabiliriz?

Öncelikle bu kişilerin ayakta mı, yoksa hastaneye yatırılarak mı tedaviye başlanacağına karar verilir.

Terapi süreci zor bir süreçtir çünkü borderline kişilik bozukluğu olan kişiler terapiye tüm gelişimsel aktarımları ile birlikte gelecek ve terapiyi baltalamaya çalışacaktır. Hastalığı iyi anlayarak, olayları değerlendirerek terapi sürecinin sağlıklı bir şekilde sonuca ulaştırılması mümkündür.

Sevgiyle kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan