Ölümünün 87 nci yılında yüce atamızı anma amacıyla onunla ilgili bir yazı serisi yazmayı düşündüm.

Bu yazı serisinde öncelikle;

- Mustafa Kemal Atatürk’ün ailesini tanıtacağım,

- Çocukluk ve Okul hayatını,

- Askeri kişiliğini ve görevleri

- Yazar ve okur kişiliği, Yazdığı kitaplar

- Devlet adamı kişiliği,

- İslam dinine bakış açısı ve Din ile ilgili söyledikleri,

- Atatürk’ün yaptıkları Devrimler ve Ekonomik çalışmaları,

- Yabancı Devlet Adamlarının Atatürk ile söyledikleri,

Ve diğer konularda günlük olarak birkaç bölüm halinde yazacağım.

İLK OLARAK ATATÜRK’ÜN AİLESİ;

• BABASI ALİ RIZA EFENDİ;

1839 yılı civarında Selanik'te doğduğu bilinir. Babası Kızıl Hafız Ahmet Efendi, annesi Ayşe

Hanım'dır. Ailenin Hatice, Nimeti, Ali Rıza ve Mustafa adlı dört çocuğundan birisidir. Kardeşi Mustafa, bebekken beşikten düşerek ölmüş ve Ali Rıza Efendi kendi oğluna "Mustafa" ismini, kardeşi Mustafa'nın anısını yaşatmak üzere vermiştir.

Ailesinin kökeni

Babasının ailesi 14-15. yüzyılda Karaman'dan veya Aydın/Söke'den gelerek Makedonya'nın Manastır Vilayeti'nin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık köyüne yerleşen, oradan da 1830'larda Selanik'e göç etmiş olan Kocacık Yörüklerindendir. Falih Rıfkı Atay, Ali Rıza Efendi'nin ailesinin Selanik'e Söke'den göç ettiğini ifade etmiştir.

Sözlü geleneğe göre Ali Rıza Efendi'nin babası Hafız Ahmet'in doğum yeri, Kocacık köyüdür. Kızıl Hafız Ahmet ile amcası Hafız Mehmet'in taşıdığı "Kızıl" lakabı, ailenin "Kızıl Oğuz Türkmenleri" de denilen Kocacık Yörüklerinden olması ile açıklanır.

Kızıl Hafız Ahmet Efendi, erişkin yaşta iken Selanik'e göç etmiştir. Doğup büyüdüğü Kocacık köyü günümüzde Kuzey Makedonya'da, Merkez Jupa Belediyesi'ne bağlı bir köydür. 2014 yılında köyde tarihî fotoğraflardan esinlenerek iki bina inşa edilmiş ve Ali Rıza Efendi Anı Evi adıyla ziyaret açılmıştır.

• ANNESİ ZÜBEYDE HANIM;

Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik'te doğdu. Orta Anadolu'dan göç ederek,

Selanik'in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa'nın kızıdır

Zeki, sağduyulu, dine ve geleneklere bağlı bir kadındı. Oğlunun mahalle mektebine gelenekten olan ilâhilerle başlamasını istemişti. Ancak gibi oğlunun zamanın gerektirdiği biçimde yetişmesini engellememiş, hele kocası öldükten sonra onun iyi öğretim görmesine elinden geldiği kadar çalışmıştır.

Onun sağduyusu ve taşıdığı yüksek onur duygularının bir örneği şudur. O, daha Selanik'te bulundukları sırada oğlunun, kendi evinde, II inci Abdülhamit yönetimine karşı çalışan bir takım arkadaşlariyle yaptığı toplantıda nelerle uğraşıldığını öğrenince, padişaha karşı çalışmanın sonuçlarından ürkmüş, ancak Mustafa Kemal'in işi kendisine anlatması üzerine sorunu kavrayıp "gizli şeyleriniz varsa ben saklayayım, muvaffak olmak zordur, mahvolmak daha tabiidir" dedikten sonra şöyle konuşmuştur: "... evlâdım bir gün bu işler olduktan sonra seni namus ve haysiyet sahibi olanlarla görmezsem işte o zaman meyus (üzgün kederli) olurum. Ben senin kadar okumadım, senin kadar bilmem, seni gördüğün, anladığın şeyleri yapmaktan menetmeye kalkışmam, yalnız dikkat et, esas muvaffak olmaktır, muvaffak olmaya çalış".

Selanik Yunanlıların eline düştükten sonra kızı Bayan Makbule (Ata'dan) ile İstanbul'a gelen Zübeyde Hanım millî mücadele sırasında binbir merak ve heyecan, ancak büyük kıvanç duyguları içinde İstanbul'da kalmış ve Ankara'ya gitmiştir. Kalbinden hasta bulunduğu için Ankara'da kalması uygun görülmemiş ve zaferden sonra İzmir'e gönderilmiştir. Orada 1923 yılında vefat etmiştir.

KARDEŞLERİ; Makbule Atadan, Naciye, Ömer, Fatma, Ahmet

Makbule Atadan, Naciye, Ömer, Fatma, Ahmet

Fatma dört, Ahmet dokuz, Ömer sekiz yaşlarında, o senelerde Rumeli'yi kasıp kavuran salgın kuşpalazı (difteri) hastalığından daha çocukken ölmüşlerdir. En küçükleri Naciye, Mustafa Kemal'in Harp Okulu'nu bitirdiği sene, on iki yaşında iken hayata gözlerini yummuştur.

DEVAM EDECEK, DEVAMI 11.11.2025 >>>>>>>>

HOŞÇA KALIN, DOSTÇA KALIN, CUMHURİYET VE ATATÜRK İLE KALIN…