Yaşadığım güzel etkinlikleri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Anlatacağım yer yaşadığım Karacaören köyü. Aklımın erdiği çocukluk yıllarım. Yani 1950’li yılların sonları ile 1960 yılların başları.

TERAVİH NAMAZLARI: Her mahallede namaz kıldırabilen bir imam, bir evde namaz kıldırırdı. Cami her yerde yoktu. Karacaören köyünde önceleri şimdi Yenikışla köyü sınırlarında kalan tek cami vardı, bu cami civar köylerinde camisi idi. Daha sonraları her köyde yapıldığı gibi Karacaören köyünün mahallelerinde de camiler yapıldı. Ama yöremizin dağınık olmasından dolayı Teravih namazları yine her mahallede bir evde kılınırdı.

Benim çocukluğumun geçtiği Kızılcaağaç mahallesinde babamın dayısı Ahmet Kızılağaç imamlık ederdi mahalleliye. Ahmet Kızılağaç’a halk arasında İmamca denirdi. Biz çocuklarında imam dedesi idi. Kıbleye en uygun olan ev Topçu Ali lakaplı Ali Kızılağaç’ın evinde kılınırdı. 1963 yılında Ramazan ayı şubat ayında idi. Bende ortaokuldan şubat tatiline gelmiştim. İmam dede artık yaşlanmış ve rahatsızdı onun için mahalle sakinleri teravih namazı için İncirağacı mahallesindeki camiye gidiyordu. Yaklaşık 4 kilometre idi. Yolda aydınlatma olarak çıralar kullanılıyordu. Yine bir perşembe akşamı gece geç vakit teravih namazından döndüğümüzde imam dedeyi vefat etmiş bulduk. Yanında eşi vardı. Ondan sonra hep teravih namazı için İncirağacına gidildi. Bu diğer mahallelerde de böyleydi.    

KANDİL GECELERİ:  Kandil gecelerinde akşam yemekleri o mahallenin hatırı sayılır bir büyüğünün evinde toplu olarak yenirdi. Bizim mahallemizde 12-13 hane vardı. Tüm aileler evlerinde hazırladıkları yemekleri imam dedenin evine getirirler ve yemek orada yenir. İmam dedenin evi iki odalı ve bir balkonu vardı. O kadar insan oraya nasıl sığardı hala düşünürüm.

Ben bu gün yaptığımız Kadir gecesi yemeklerini anlattığım geleneğin 10 kişinin üzerinde bir toplulukla yapıldığı olarak görüyorum. 

KURBAN BAYRAMI: Kurban Bayramlarında camiye en yakın mahalleler ilk günlerde kurbanını keser ve en uzun yerlerde en son günlerde kurbanını keser. Kurban kesildikten sonra evlerde etler pişirilir ve önceden belirlenen tek merkezde bu yemekler birleştirilir ve diğer mahallelerden gelen insanlarla birlikte yemek yenir ve o mahalle diğer günlerde diğer mahallelere gider. 

Bu işlem kurban etinin 3’te 1’ini eşle, dostla yeme şartına da tam uygundur.

Bazı gelenekler aslında yaşatılabilir. Ama nedense buna çaba harcamıyoruz. Yukarıdada belirttiğim gibi ilçemizdeki Kadir gecesi etkinliği gibi. O gün az sayıda insanla yapılan etkinlikler bu gün daha çok insanla günün teknolojisi de kullanılarak yapılabilir.

Hayırlı ramazanlar…