Hoş geldin ey gönüllerin sultanı,

hoş geldin ey şehri Ramazan."

Ruhuyla, bereketiyle ve maneviyatıyla gönüllerimize taht kuran bu kutlu ayın gelmesiyle birlikte huzura erişiyoruz .

Hayatımızı her yönüyle etkileyen güzel ay Ramazan. Bu ay kendimize biraz daha önem verip hem vücudumuzu hem ruhumuzu zenginleştirme süreci olarak düşünebiliriz. Bu ayı yeterli ve dengeli beslenerek sağlıklı geçirmek mümkündür.

Sevgili okuyucularım Ramazan ayı, normal beslenme düzeninin ve öğün saatinin tamamen değiştiği bir dönemdir. Bu dönemde normalde 3 ana öğün olan beslenme düzeni 2 ana öğüne; hatta bazı kişilerde 1 ana öğüne kadar düşmektedir. Ayrıca Ramazanda uzun süre aç kalmak metabolizmamızı etkiliyor. Ve eğer dikkat edilmezse kilo artışlarına, sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle bu ay içerisinde beslenmenize çok dikkat etmeniz gerekmektedir.

Ramazan Döneminde Yapılan Hatalar ve Doğruları

1. Sahur öğününü atlamak veya sadece su tüketmek, metabolizmanızı daha çok yavaşlatır ve kan şekerinizin gün içinde daha çok düşmesine neden olur. Sahurda protein yönünden zengin yumurta, süt, yoğurt, peynir ayrıca pide yerine tam tahıllı ekmek tercih etmelisiniz.

2. Sahurda posadan zengin besinleri tüketmek uzun süre tokluk sağlarken, oruç sürecince kabızlık, mide bulantısı şikayetlerini de önler. Sahurda ; tam tahıllı ekmek, meyve, söğüş salata posalı besinlerdendir. Ayrıca sahurda kızartmalar, yoğun tuzlu yiyecekler ve şeker içeriği yüksek tatlılardan kaçınmak gerekir.

3. İftarlıklardan sonra çok ağır , yağlı- tuzlu olmayan çorba ile devam edin. Arkasından hafif bir salata veya zeytinyağlı tercih edin. Ardından biraz ara verip ( 15-20 dakika) ana yemeğe sonra devam edin.

4. Yediğiniz pide miktarını menüdeki diğer besinlere göre ayarlamaya çalışmalısınız. Avuç içi kadar bir parça pide, bir dilim ekmeğe eş değerdir. Pilav, bulgur, erişte tüketecekseniz ekmek miktarını azaltmanız gerekir.

5. İftarda yoğun karbonhidrat içeren besinler tüketmek kan şekerinde ani yükselmelere neden olur, bu nedenle glisemik indeksi düşük besinleri tüketmek bu riski azaltır( tam buğday ürünleri, kuru baklagiller, sebze ve meyveler bu tür besinlerdir)

6. Hamur işi ve şerbetli tatlılar yerine, daha hafif olan meyve tatlıları ve sütlaç, güllaç, puding gibi sütlü tatlıları seçmek daha doğru seçimlerdir, Mümkünse tatlı ya da meyve seçimlerinizi ara öğün gibi düşünüp iftardan sonra tüketin.

7. En önemlisi ‘’ SU ‘’: İftarla birlikte su içmeye başlıyoruz. En çok yapılan yanlış da bir anda bardak bardak su içmektir. Su ihtiyacını bir anda karşılamaya çalışmak doğru değil bardak su içerek orucumuzu açtıktan sonra sahura kadar olan süreçte 2-2.5 litre su içmeye özen gösterelim. Ayrıca nasıl olsa idrarla atılacak deyip yeterli su tüketimi olmazsa ; sindirimi yavaşlar , kabızlığa, uyuklama ve halsizliğe neden olur, metabolizmayı yavaşlatır ve konsantrasyon güçsüzlüğüne neden olur.

Sevgili okuyucularım; yapılan araştırmalar doğru ve yeterli beslenildiği takdirde orucun vücudu toksinlerden temizleyici etkisi olduğunu göstermiştir. Ancak bazı gruplar (DM (Şeker hastalığı) , kalp hastalığı, tansiyon , böbrek rahatsızlıkları olanlar, gebe-emzikliler, kanser tedavisi görenler, yaşlı bireyler, çocuklar ) uzun süre aç kalmak açısından risk altındadır. Bu grubun oruç tutarken mutlaka hekime danışması gerekmektedir.

Sevdiklerinizle beraber mutlu ve huzurlu bir Ramazan geçirmeniz dileğiyle…