Geçtiğimiz günlerde Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Hüdavendigar Günay yöremiz tarım ve turizm sektörü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Bu açıklama ulusal basında çıktığı gibi gazetemiz Batı Antalya’da yanılmıyorsam 15 Martta çıktı.

Açıklamaya geçmeden önce bu açıklamayı yapan Murat H. Günay’ın böyle bir açıklama yapma yetkisi var mı bunu bir inceleyelim. Bildiğimiz Müteahhit ve Orhan Günay’ın oğlu yanında kimdir Murat H. Günay. Yani şu andaki toplumsal görevleri nedir.

1- Kumluca, Finike, Demre ve Kaş İlçelerini kapsayan Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanıdır. 4000 binin üzerinde üyesi olan bu kuruluşun üyelerinin çoğunluğu tarıma dayalı ticaret yapmaktadır. 

2- Türkiye’nin seçkin sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 10 kurulundan biri olan 8 kişilik Turizm Kurulunun Raportör Üyesidir.

3- Yönergesi dönemin Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak tarafından 25.07.2012 tarihinde onaylanan ve 50 civarında sivil toplum örgütünün (Tarım ve tarıma dayalı ticareti ilgilendiren odalar, koop. birlikler, dernekler v.s.) oluşturduğu Antalya Tarım Konseyi’nin Başkan Yardımcısı Murat Hüdavendigar Günay bu basın açıklamasını bu sıfatları altında yapmıştır. Bu basın açıklamasının tamamını bir kez daha yayınladıktan sonra basın açıklaması ile ilgili görüşlerimi yazacağım.

Tarım sektörü tehlikede

Hizmet verdiğimiz Kumluca, Finike, Demre ve Kaş ilçeleri, narenciye ve örtü altı yaş sebze üretiminde dünya markası olmuş bir üretim bölgesini oluşturmakta. Bölgemizde tarımsal üretimden elde edilen gelir, turizmden elde edilen gelirden çok daha fazla.

Önemli pazarlara ulaşan yollar kapalı

Son yıllarda ülkemizde ve özellikle yaşadığımız coğrafyadaki komşu ülkelerin yaşadığı sıkıntılar ihracatımızı olumsuz yönde etkiliyor. Pazarlamada yaşadığımız bu sıkıntıların üzerine Rusya ile yaşadığımız uçak krizi üretiminin büyük kısmını Rusya’ya ihraç eden bölgemizde hayatı durma noktasına getirdi. Şu anda kış sezonunda olmamız nedeniyle üretim düşük ve fiyatlar nispeten yüksek. Havanın ısınması ve üretimin artmasıyla, sezon sonunda ve önümüzde ki üretim sezonunda çiftçilerimizi ve tarım sektörünü çok büyük sıkıntılar bekliyor. 

Sektör çökebilir

Çiftçilerimiz üretim sezonu boyunca tarımsal krediler kullanmakta buna ek olarak çalıştıkları komisyoncu firmalardan sezon öncesi nakit para alıp, karşılığını ürün olarak ödemekteler. Komisyoncularımız tüccar ile çiftçi arasında bir garantör görevi görmekteler. 

Ayrıca ihracatçılar, tüccarlar, komisyoncular, zirai ilaç firmaları, danışmanlık firmaları, fide üretim tesisleri, tohum firmaları, hırdavat ve sera malzemeleri satan işyerleri ve diğer paydaşlarla beraber düşünüldüğünde tarım sektöründen kazanç sağlayan büyük bir ekonomiyi konuşuyoruz.

Ürünlerin pazar bulamayıp satılamaması bölgemizde bir domino etkisi yaratarak ihracatçıdan çiftçi ailelerimize kadar sektörün tüm bileşenlerini sıkıntıya sokacaktır. 

Elde ettiği tarımsal gelirin büyük çoğunluğunu ihracattan sağlayan bölgemizin yeni pazarlara bir an önce kavuşması önem arz ediyor. Bu konuda özellikle yeni gümrük anlaşmaları ve hava kargonun teşvik edilmesini çok önemsiyoruz.

Alternatif pazar ve pazarlama yöntemleri geliştirilmeli

Bölgemizde yetişen ürünler şu anda yalnızca karayolu ile taşınabilmekte. Bu da sınırlı bir raf ömrü olan yaş sebze ve meyvenin pazar alanını sınırlamaktadır. Halihazırda ihracat yaptığımız ülkeler Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve azda olsa Almanya, İsrail, Beyaz Rusya ve Gürcistan. 

Pazar payımızı arttırmak ve ürettiğimiz kaliteli ürünleri daha iyi bir fiyata satmak için mutlaka daha uzakta bulunan canlı ve lüks pazarlara ulaşabilmemiz gereklidir. 

Hava yolu taşımacılığı şart

Bugün dünyanın büyük ekonomiye sahip ülkelerine baktığımızda hepsinin havayolu taşımacılığını aktif olarak kullandığını görüyoruz. Çin’den veya Amerika’dan sipariş verdiğimiz bir ürün 3 gün içerisinde elimizde olabiliyor. 

Havayolu taşımacılığını ihracatçımıza cazip hale getirecek teşvik ve çalışmalar yapılmalı ve Antalya’ya yapılması planlanan 3. havaalanı biran önce hayata geçirilmelidir. İhracatçımız için ürünlerini saatler içerisinde Uzak Doğu, Orta Asya, Avrupa ve deniz aşırı ülkelere ulaştırabilmek büyük bir avantaj sağlayacaktır.   

İyi çiftçiler ödüllendirilmeli

Bölgemizden ihracat yapan firmalarımız ile yaptığımız görüşmelerde; İhracata yönelik kaliteli ürün yetiştiren çiftçilerimiz ihracata giden ürünleri üzerinden desteklenerek ihracat için verilen desteklerin bir kısmı yılsonunda üreticinin hesabına aktarılmasının gerektiğini, böylece kaliteli ürün yetiştiren çiftçilerimizin ödüllendirilmiş olacağını belirttiler. İhracatçılarımız ayrıca gümrük vergileri ile ilgili düzenleme yapılmasını istediler.  

 

Gerekli tedbirler biran önce alınmalı

Yaz döneminde üretimin artması ile birlikte çiftçilerimizi ve tüm tarım sektörünü bekleyen sıkıntılar için hükümetimiz biran önce gerekli tedbirleri almalıdır. 

* Çiftçilerimizin ve sektör paydaşlarının kullandığı krediler için ödeme kolaylıkları sağlanmalı.

* Asgari ücret uygulaması ile birlikte artan tarım sigortalılarının primlerinin artıştan önceki haline döndürülmeli. 

* Tarım sektörü içerisinde bulunan tüm paydaşların vergi ve prim ödemelerinde taksitlendirme ve faiz indirimi yapılmalı.

* Üreticiden alınan yüzde 2 stopaj kaldırılmalı.

Turizmde olduğu gibi özellikle örtü altı üretimi kapsayan bir “Tarım Sektörü Destek Paketi” bekliyoruz.

Konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın açıklamalarını da bölgemiz için çok önemli. 

Yukarıda belirtiğim gibi bu basın açıklaması ile ilgili görüşlerimi gelecek yazımda 28 Mart 2016’da yazacağım.

Devam edecek.