Her zaman olduğu gibi ülke gündemimiz yine çok dolu. 

Bölge olarak bizim gündemimiz farklı. Yangın felaketinde zarar gören vatandaşlarımızın yaralarını sıcakken sarma telaşındayız.

Önce yangın felaketinde zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Atatürk Hava Limanındaki terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan Rahmet, ailelerine sabrı cemil teskin ediyorum.

Cumadan Salı’ya kadar yangınlarla mücadele ettik. Yangınlarla ilgili çok şeyler yazıldı. Arkadaşlarımız köşelerinde veya sosyal medyadan paylaşılan fotoğraflar, yorumlar vs… vs…

Şimdi yazacaklarım daha farklı şeyler olmayacak. Çakışan noktalarda var. Ama yazmak zorunluluğu hissediyorum. Çünkü olayları anı anına yaşıyorum. 

Önce herkesin dikkatini çeken, yangın olmadan önce kimsenin aklına gelmeyen usulle yangına destek veren CANSEN firmasına herkes gibi bende canı gönülden teşekkür ediyorum.

Nasıl bir çatışma ortamına sivil vatandaşlar sokulmuyorsa yangın alanına da kimsenin girmemesi gerekiyor. Bu uygulama hem insanların can güvenliği hem de yangınla mücadele de kolaylıkların yaşanması için gereklidir. Böylelikle sabotajlarda önlenmiş olur. Sabotaj yapmak isteyen art niyetli kişilerin aramızda gezdiğini nereden bileceğiz. Belki adam aramızda gezerken, 200 metre ileride yeni bir yangın başlatacak. 

Eskiden yangınlar için insan toplanırdı. Şimdi yangın alanından insanları kovalamak zorunda kalıyoruz.  

Yangın bölgesinde akrabamın evi var bahanesiyle yangın alanına dalıyorlar. Yangın alanındaki akrabalarını güvenlik kuvvetleri daha da dışarı çıkarıyor. Senin ne işin var orada…

Vatandaşın tek derdi, yangın alanından fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşma yarışıdır. 

Aslında yangın görüntü ve fotoğraflarını da paylaşmayı yasaklamak gerekir. Mesela Erentepe yangınında sosyal medya da “Yanan alanda bir kadın evinde yanmış” dedikodusu yayıldı. Bu tür şeyler insanları galeyana getirebilir. Ondan sonra yangınla mı uğraşacaksın yoksa vatandaşları mı teselli edeceksin. 

Daha yazın başındayız. Temmuz, Ağustos ve Eylül’ün ilk yarısı var. Bölgemiz yangınlara müsait yerler. Yeni tedbirler almamız gerekiyor. Kırsal alandaki evlerimizin etrafını temiz tutmalıyız. Ot ve çalı gibi yanması kolay materyaller bulundurmamalıyız. Orman köylüsü mutlaka evinde jeneratör bulundurmalıdır. Evinin önünde mutlaka naylon kaplama da olsa havuz bulundurmalıdır. Çünkü yangın anında elektrikler kesiliyor. Yangına karşı koyma imkânımızda elimizden alınmış oluyor.