Kültür; bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktarılan her türlü maddi (yeme, içme, yaşama, giyim, kuşam...) ve manevi (örf, adet, gelenek, görenek, duygu, düşünce, ahlak) değerlerin bütünüdür. Bu ortak değerler toplumları millet yapar. Milletler tarihsel süreç içinde oluşturdukları kültürlerini dil oluyla paylaşırlar ve kuakytan kuşağa aktarırlar.

Dillerini kaybeden toplumlar önce kültürlerini sonra milli kimliklerini kaybederler. Bu durum asimilasyonla gerçekleşir. Asimilasyon; azınlık kalmayla veya çeşitli baskılarla duygu ve düşüncelerin değiştirilmesidir. Yani özünden ve kültüründen uzaklaşmadır. En son dilin unutulması, köklerinden tamamen kopmak anlamına gelir.

Türkler kesinleşmiş en az altı bin yıllık bir geçmişe sahiptirler. Tükçe konuşurlar. Ural-Altay dil gurubunda yer alan Türkçe; işlek, zengin, köklü ve dünyada en çok konuşulan dillerden biridir.

Türk dili milli hissin gelişmesinde en önemli etkendir. Bu sebeple Gazi Mustafa Kemal Atatürk 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihinde Birinci Türk Dil Kurultay’ını topladı. Böylece 26 Eylül, Dil Bayramı ilan edildi.

Türkler müslüman olduktan sonra Farslar ve Araplar ile iç içe yaşamak durumunda kalmışlardır. Bu sebeple Türkçe yoğun bir Arapça ve Farsça istilasına uğramıştır. Selçuklular döneminde resmi dil neredeyse Farsça olmuştur. Bu sebeple Karamanoğlu Mehmet Bey bir ferman çıkarmıştır. (1277) “Bundan böyle mecliste, dergahta, meydanda Türkçe’den başka dil konuşulmaya.”

Osmanlı İmparatorluğu döneminde özellikle saray çevresinde Arapça, Farsça ve Türkçe karması yeni bir dil ortaya çıkmıştır.

1883-18814 yılları arasında İsmail Gaspıralı “Dilde, fikirde, işte birlik” diyerek ömrünü Türk birliğini canlandırmaya çalışmıştır.

Nihayet 1932 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Türk Milleti’nin dili Türkçedir.” diyerek Türk Dil Kurumu’nu kurmuş ve ilk Dil Kurultayı’nı gerçekleştirmiştir.

Türkçe’nin yabancı dillerin işgalinden kurtarılma çabalarına karşı durmak Türk Milleti’nin köklerine ve kültürüne ihanet etmektir.

Türk diline ve kültürüne uygulanan emperyal asimilasyon Doğu’dan da olsa Batı’dan da olsa emperyalizmdir. Çeşitli duygularla Doğu ve Batı emperyalizmi arasına sıkıştırılmaya çalışılan Türk dilinin ve kültürünün kurtuluşu kendi özüne dönmek, Türklük bilinciyle Türkçe’ye sahip çıkmaktır.

Mevcut Türk kültürü karşıtlığıyla birleşen toplumumuzun demografik yapısını bozacak miktardaki göçler, öz kültürümüzden uzaklaşılması bakımından bu günümüz ve geleceğimiz bakımından ciddi tehdit oluşturmaktadır.

Titreyip kendine gelme zamanı gelmiş, geçmektedir.

Şaban BALTACIOĞLU