Son yıllarda yaşanan Küresel ısınma beraberinde iklim değişikliğini getirdi. Bölgemizde hiç olmadığı kadar hortum felaketleri yaşanıyor.
Son iki gündür bölgemizde yaşanan hortum felaketi 3 can aldı. Yaralılarımız var. Çiftçinin büyük zararı var. Çiftçinin hali içler acısı. Evlerde, araçlarda büyük zararlar var. Allah’tan gelene tabi ki isyan etmeyeceğiz. Fakat bu yaraların sarılması için hükümetin bölgeyi afet bölgesi ilan ederek, gerekli desteğin verilmesi gerektiğini inanıyorum.
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ve Antalya Milletvekilleri anında çiftçiyi ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundular. Bakan Pakdemirli, gereken yardımların yapılacağı sözünü verdi.
Çiftçinin her felakette olduğu gibi siyasetçilerin şovuna ihtiyacı yok. Yaraların sarılmasına ihtiyacı var.
Çiftçiler Son bir haftadır yoğun yağışın ardından Perşembe günü hortum felaketi yaşadı. Ardından iki gün sonra Bir hortum felaketi daha... Çiftçi bütün bir yılın emeğinin boşa gitmesine mi, umutlarının boşa gittiğine mi yansın...
Bir sera kolay kurulmuyor. Bir dönüm seranın kurulum maliyeti yaklaşık 70 bin TL’yi buluyor. Sezon başında dikilen fideler, ilaç maliyetleri de cabası. Birde sebze hemen para etmeye başlasın hemen televizyonlarda çarşaf çarşaf domateste hormon var, ilaç kalıntısı var haberleri. Bir tane bile sera dolaşmamış sözde uzman görüşleri; hormon var. Sözde uzmanlar; ilk önce gelip çiftçinin bir çayını içeceksin, seraların içerisine gireceksin, ürün nasıl, hangi şartlarda yetiştiriliyor diye bakacaksın ondan sonra yorum yapacaksın. Çiftçilik Üniversitede öğretilen değil, sahada öğrenilen bir emektir. Arı ile dölleme, biyolojik mücadele, yararlı, zararlı böcekler ne diye öğreneceksin ondan sonra yorum yapacaksın. Şimdi gelde çiftçinin haline bir bak, çok mu para kazanıyorlar, az mı kazanıyorlar. Biz böyle yaparsak Avrupalı bizim niye ürünlerimizi alsın ki. Kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka birşey yapmıyoruz.
Tam sezon iyi giderken çiftçi birkaç yıldır ilk defa para kazanacak derken bu afat başımıza geldi.
Tarımın Başkenti Kumluca, Finike ağır yara aldı. Girdi maliyetleri yüzde 200 arttı. Çiftçinin yaraları sarılmazsa çok büyük bir ekonomik kriz kapıda. Bu şekilde giderse de bölge insanı üretim yapmaktan vazgeçecek. Bir sezon boyunca yağmur, çamur, fırtına, don demeden sabahlara kadar nöbet tutan alın teriyle rızkını helalinden kazanan çiftçiye borçluyuz. Bu yaraların mutlak ve mutlak sarılması gerekiyor.
TARSİM Sigortasının kapsamı genişletilmelidir. Sigorta maliyetleri düşürülmeli, hiçbir şart gözetilmeden çiftçinin serası, tarlası, bahçesi sigorta kapsamına alınmalıdır. Devlet bugünler için var. Vatandaş devletin varlığını göstermelidir. Bu yapılan yardımlarda seçim malzemesi yapılmamalıdır.
Antalya Milletvekillerinden çiftçi şov değil, yardım bekliyor. Bölgemiz kesinlikle ve kesinlikle doğal afet bölgesi ilan edilmelidir. Yoksa vatandaşta sandıkta bunun hesabını sorar.
Sözlerime son verirken Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum: “Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık. Çiftçi ve çoban, bu millet için unsur-u aslidir.”
Bina önünde bulunduğu sırada çıkan hortum nedeniyle portakal bahçesine savrularak hayatını kaybeden Finike ASAT görevlisi 40 yaşındaki Bayram Demir kardeşime, Viranşehir'de 8. sınıf öğrencisi olan ve Şanlıurfa’dan mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak üzere Kumluca'da ailesiyle birlikte portakal toplama işinde çalıştığı sırada hortumun uçurduğu sacın başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden 13 yaşındaki Berivan Karakeçili’ye ve Kemer’de hortumun dereye fırlattığı aracın içerisinde sele kapılarak hayatını kaybeden 20 yaşındaki Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Kader Buse Acar'a Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Mekanları cennet olsun.
Çiftçilerimizin yaralarının sarılması dileğiyle...
Kalın sağlıcakla...