1942 Yılında Elmalı Akçay’ın Toroslara doğru yamaçlarında doğdu. Aile Kış aylarında kaşa göçer yaz aylarında Akçay’a gelirler Baba Arif Onbaşı lakaplı Arif Kocaer’dir.

Ben Kendisini 1960 lı yılların sonlarında orman muhafaza memuru olarak Çayiçi köyüne geldiğinde tanıştım. Daha sonra Kumluca’ya oradan da Karacaağaç Güzle orman Muhafaza memurluğuna atandı. Orada evlendi ve tekrar Kumluca’ya döndü. Ben kendisine hep takılırdım. Evlenmeseydin Antalya’ya aşıp gidecektin evlenince bu durumdan kurtuldun derdim.

1973 yılında Ormancı Arif Kocacık’ın emekli olması ile Antalya yöresinde yıldırım ekip diye bilinen Orman yangın ekibinin başına geçti. Emekli oluncaya kadarda o görevde çalıştı.

Bende 1973 yılı 31.7.1973 tarihinde Finike Orman İşletmesinde memur olarak çalışmaya başladım. 1973 yılı sonunda Kumluca Orman İşletmesi kapanarak Finike Orman İşletmesi ne bağlandı. 1974 yılında tek işletme olarak tekrar beraber çalıştık. 1.1.1975 tarihi itibariyle Kumluca Orman İşletmesi tekrar açıldı.

1975 yılı Haziran ayı ilk günlerinde Kumluca Orman >İşletmesine tayin oldum. Ondan sonra tekrar birlikte çalışmaya başladık. O yangın ekibinin başında bende işletme kalemin de çalışıyordum. Ben daha sonra Muhasebe servisine geçtim ve Muhasebeci oldum. 1980 yılı sonlarında da tayinle Kumlucadan ayrıldım.

O yılları hep hatırlıyorum. Hele bir orman yangını çıktığı zaman. O zamanlar imkanlar çok kısıtlı. Alet edavat yok. En çok kullanılan aletler. Tırmık ve tahra. Güç olarakta insan gücü. Yol yok belli yerlere kadar orman işletmesinin yaptığı ve her kış ayında bozulan daracık yollardan gidiliyor, sonrasıda yaya olarak yangına yetişiyor o zamanın yıldırım ekibi.
Bir günde Kumluca’nın 7 yerinde yangın çıktığını bilirim. O yangınlara vatandaşla birlikte müdahele eden ekip yangını söndürürdü.

Bu gün her yangında neden hatırlıyorum o günleri. Yangın olduğunu havada uçan helikopterlerden anlıyoruz. Uçak, helikopter ve arazöz gibi modern aletler olmasına rağmen insan gücü olarak yapılan o günkü söndürme işlemleri bu gün maalesef yapılamıyor. Onun için o günleri hep hatırlıyorum.
Mehmet Kocaer ile ilişkimiz ben buradan gittikten sonrada devam etti. Bir birimize hep birader diye hitap ederdik. Onunda ayrı bir hikayesi vardı. O hikayeyi burada uzun uzun yazma şansım yok ama o koca çınar benim hep biraderim oldu.

Yıllarca yaptığın yangınla mücadelede kurtardığın canlar öbür dünyada mutlaka karşına çıkacaktır. Ruhun şad, Mekanın cennet olsun biraderim.


TURGUT EKEN