TAMER ARDA ERŞİN
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, TBMM’de; İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün odasında, “Gerekirse kız okulları açabilmeliyiz” diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yanıt verdi. Biçer Karaca, “Üniversiteleri İran kadar bilimsel yayın üretemeyen bir Türkiye’den dünyaya meydan okuyabilecek bilimsel üretim ve yayınları ile bir Türkiye hedefliyorsak, yapılması gereken okullaşma oranının artırılması için bu argümanları hayata geçirmek değil” dedi.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca; “Gerekirse kız okulları açabilmeliyiz” diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e tepki gösterdi. TBMM’de, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün odasında, ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Biçer Karaca, şunları söyledi:
“Meclis Başkanvekilleri noktasında siyaseten yorum yapılamaz. Ama bu odada oturuyorsam, 100 yıllık Cumhuriyetin temsilcisi olan bir siyasi parti ve kurtuluş, kuruluşunda o mücadeleyi vermiş bir şahsın; Cumhurbaşkanının, Başbakanın odasındaysam, o zaman Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmak ve bu temel değerler ekseninde, Cumhuriyetin 100’üncü yılında, o Cumhuriyetin sağlam köklerine yönelik her türlü girişim karşısında düşünceyi ifade etmek ve bununla ilgili gerekeni yapmak bir Cumhuriyet kadını olarak, benim de asli görevimdir.
Böyle bir düzenlemeyi getirebilirler mi? Bu toplumun ve milletin böyle bir düzenlemenin hayata geçirilmesi noktasında, gereken refleksi göstereceğini düşünüyorum. Gelir mi bilmiyorum ama o gün geldiğinde, ben şu anda CHP’nin politikalarını belirleyecek konumda değilim. Ancak o oturumu ben yönetirsem, gelen kanun teklifine o günün koşulları neyi gerektiriyorsa, onu yaparım.”
"SAYIN BAKANIN İMZASI VARDI"
Karaca, Cumhuriyetin 100’üncü yılında “kız okulları” açıklamasının yapılmasının tesadüf olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Bakan ilk 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi döneminde de müsteşardı. O dönem tüm yurttaşların, siyasilerin karşı çıktığı, kız çocuklarının okullaşma oranını düşüreceğini, kız çocuklarını okuldan uzaklaşabileceğine, erken yaşta evliliklerin sayısını artırabileceğine ilişkin ciddi eleştiriler gelmişti. O dönemde sözde özgürlükler adına da böyle bir sistemin hayata geçilmesinde yine Sayın Bakanın da imzası vardı.
Temel argüman, kız çocuklarının karma eğitim sisteminde, ailelerin çocuklarını okula göndermeme gerekçesi olarak Sayın Bakan bunu ifade etti. Ancak yine bakanlık verilerine baktığımız zaman 1 Nisan 2023 tarihinde dönemin Milli Eğitim Bakanı kız ve erkek çocuklarda yüzde 99 okullaşma oranından bahsetti. Yine Milli Eğitim Bakanlığı verilerine baktığımız zaman, özellikle ilkokul seviyesinde yüzde 90’ların üzerinde, ortaokul ve lise seviyesinde yüzde 89,90 civarı. Ortalama yüzde 90 civarında da bir okullaşmanın varlığı kendi verilerinde açıklanıyor. Çocukların okullaşma verileri doğruysa, Sayın Bakanın açıklamaları doğru değil. Ama Sayın Bakanın gerekçesi doğruysa, o zaman Milli Eğitim Bakanlığının ve (eski) bakanın açıklamaları doğru değil.
Sözde özgürlükler adına önce 4+4+4 eğitim sistemi ve arkasından kız çocuklarının okullaşma oranlarında bir düşüş mevcut ise bunun gereğini yetirme görev ve sorumluluğu, yasalar anlamında, hem de Türk Ceza Yasası anlamında da çocukları okula göndermeyen, eğitim hakkından mahrum bırakanlarla ilgili cezai yaptırımlar da var. Milli Eğitim Bakanlığının görevi okullaşma oranını artırmak.
Okulları kız ve erkek diye ayırarak, okullaşma oranının artırılmasına ilişkin dünyada bir örneği yoktur. Bütün çağdaş, bilimsel eğitim sistemini hayata geçirmiş bilim üreten ve çağdaşlaşmış birçok toplumda da karma eğitim sisteminin birçok başarılara imza attığı da açık ve net bir şekilde ortadadır.
“İRAN’DAN GERİDE”
Cumhuriyetin 100’üncü yılında, Cumhuriyet değerlerine sahip nesiller yetiştirmek, çağdaş ve bilimsel eğitimi hedef alan bir eğitim sistemini hayata geçirmek, bu bağlamda bilim üreten bir Türkiye konumuna getirmek, üniversiteleri İran kadar bilimsel yayın üretemeyen bir Türkiye’den dünyaya meydan okuyabilecek bilimsel üretim ve yayınları ile bir Türkiye hedefliyorsak, yapılması gereken okullaşma oranının artırılması için bu argümanları hayata geçirmek değil… Cumhuriyetin 100’üncü yılında Cumhuriyetin temeli kültür, laik, bilimsel ve çağdaş eğitimdir, Cumhuriyetin 100’üncü yılında Cumhuriyetin temeli olan değerlere, en tepedeki, karar verici makamdaki bir bakanın açıklamalarıyla örselenmeye çalışılması da gerçekten tırnak içinde hepimizin düşünmesi gereken bir nokta.”