İnsan olarak hayatta kamakla yetinmeliyiz. Bunun ötesine geçerek kendimizi aşmamız, değişip gelişmemiz gerekiyor.

Bunun için insan önce kendini bilmeli tanımalı, sonra kendi potansiyelini fark edip eksiklerini gidermeye çalışmalıdır.

Kimliğimiz ve kişiliğimiz varoluş nedenlerimizdir. Kimliğimiz ve kişiliğimiz en son şekillenmiş halimiz, karakter yapımızdır.

Kendimizi tanıdıkça kişiliğimiz gelişir, davranışlarımız değişir. Asıl mesele bilinçli olmak, kendi varlığımızı bulmaktır. Bilinçli yaşayarak hayatın tadını çıkarma düşüncesi bencillik değildir. İnsanca bir yaşamı sürdürme düşüncesidir.

Sağlam bir kişiliğimiz sağlıklı bir karakterimiz varsa, ilişkiler ‘bu doğrultuda yürütüldüğünde dışarıda olup bitenler her halleriyle görülecektir.

Görmek, bilmek ve olumlu yaklaşımlar beraberinde sevgiyi saygıyı da getirecektir. Aşağılama olmadan sevgi ve saygının yaşandığı ortamlarda hayatı devam ettirmek farklılığı ve gerçek yaşantıyı ortaya koymak olacaktır.

İnsan olarak yiyip, içmek karın doyurmak yetmez. Bunun ötesine geçerek insan olarak yaşantıyı sürdürmenin koşulları yaratılmalıdır. Böyle olunca herşey değişir, gelişir, güzelleşir, zenginleşir.

Değer yargıları yitirilmeden insan olmanın sorumluluğunu bilerek, karşıdaki kişiye değer ve ilham vererek yaşam sürdürüldüğünde dünya çok daha güzel olacaktır. Unutulmaması gereken insanlığa hizmet Hakk’a hizmet anlayışıdır. 

Kişi kendisine zaman zaman insan için insanlık için “bugün ne yaptım” diye sormalıdır. İnsanlık uğruna çaba ve çalışmalar arttığında hayat bir başka değer kazanacak, tembelliğe prim verilmeden sürekli üretim için çalıştığında yokluk ve yoksulluk yaşanmayacaktır.

Farklılık yaratabilmek çok değerlidir. Farklılık yaratanlar yarattığı farklılığı görülür kılacak olursa toplumda o oranda değişimler yaşanacaktır.

Fark ederek farkı bulmak… Birbirimize uymak. Birbirimizi her yönüyle olduğumuz gibi kabul edebilmek. Toplumdaki çeşitliliği değişim ve hayatın bir parçası olarak görebilmek… Demokratik doğrultuda değer yargılarını değiştirebilmek beklentimiz olmalıdır.

Bütün bunlara uyulduğunda insanlar arasındaki ilişkiler olumlu yönde değişecek ve gelişecektir.

Ruhumuza, insanlığımıza, inançlarımıza ipotek koymaya kalkanlar bulunabilir. Bu düşüncede olanlara asla fırsat verememek için kendimizi sorumlu tutmak yararlı olacaktır. “Uyanık olalım” diyen biri çıkarsa bunları anlamamız gerektiği bilinmelidir.

İçimize bakarak kendimizi bulmalıyız. Gerçekliği yaşayarak daha kaliteli bir yaşam kurmalıyız. Böyle olursa yarınlarımız bugünkü yaşantımızdan çok daha güzel olacaktır.