Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hükümet olduğu ilk yıllardı. Komşularımızla “sıfır sorun” diye bir söylem geliştirilmişti. Bu söylem bana Atatürk’ün “yurtta barış,dünyada barış” sözüne yakın gelmişti. Tutarlıydı, hoşuma gitmişti. Ne güzeldi barışı yaşamak yurtta, ne güzeldi barışı yaşamak dünyada. Sıfır sorun, sorunsuz yaşamaktır. Sorunsuz yaşamak amaçlarımızdan uzak yaşamak değildir. Her insanın belli bir amacı vardır. Her insan toplumda bir yer edinmek ister. Toplumda yer edinmek kendiliğinden olmaz, kişilerin amaçları doğrultusunda ortaya bir çalışma koymalarını gerektirir. Sevdiğimiz, ilgi duyduğumuz bir alanda çalışmak isteriz. İlgi duyduğumuz uğraş, yeteneklerimize de uygun olmalıdır.

Sıfır sorun her ortam için aranmalıdır. Sorunsuz yaşamak rahat olmak, huzur bulmaktır. Yaşamın her diliminde mutlaka sorunlar olacaktır. Günlük yaşamda sorunlar öncelik sırasına göre çözümlenir.

Sorunlar ihtiyaçtan doğar. Öğrencinin okula gitmesi sorun değildir. Öğretmenin okulda öğrencilerine ders anlatması sorun değildir. Çiftçi tarlasını ekecektir; tohum bulamıyorsa sorundur, tarlasını ekmek için mazot alamıyorsa sorundur. Sanayicinin üretime dönük yaptığı iş sorun değildir; sanayici üretim için hammadde bulamıyorsa sorundur. Her olayın bir sebebi olduğu gibi, her sorunun da bir sebebi vardır.

Sıfır sorun için sosyal yaşamda denge aranır. Denge yoksa sıfır sorun da yoktur. Hakkın, hukukun olmadığı yerde sıfır sorun değil, sonsuz sorun, sınırsız sorunlar yaşanır.

Yargıdan yasalara uygun kararlar çıkması beklenirken, ucube kararlar çıkarsa sıfır sorun yaşanmaz. Sorunlar yumak yumak yaşanır. İnsanların dinsel duygularını ve inançlarını istismar etmek sorunların artmasına neden olur. İnançlara saygı duymamak sorunları çözmez, sorunların daha da artmasına neden olur.

Yoksulluğun, yolsuzluğun artarak devam etmesi sorunlarda artışa yol açacaktır. Sıfır soruna giden yol bunların azalmasına, yok olmasına bağlıdır. Yozlaşma ve çürümeler beraberinde kokuşmuşluğu getirir. Yozlaşmalarla, erimeler ve çürümelerle sıfır sorun yaşamak olanaklı değildir.

Sıfır sorundan söz edenlerin bugünlerde neler yaptıklarını görüyoruz. Her alanda sorun yaratarak insanları çaresiz duruma getirip perişan ederek sorunların sorumsuzluğu içinde neticeye gitme isteğindedirler.

Karanlığa giden yol çıkmaz yoldur. Çıkmaz yolun sonu selamet değildir. Çıkmaz yollar sorunlarla doludur. Oysa aranılan ve yaşamak istenilen sıfır sorundur. Sorunsuz olarak yaşayabilmek sorun yaratmaktan değil, sorunları çözmekten geçer.

Sorunlar akılcı yöntemlerle çözümlenir. Anlayış ve hoşgörü de işin cabasıdır. Sorunlar tutarlı ilişkilerle çözümlenir. Arkadaş ilişkileri, dostluklar sevgi eksenlidir. İş ilişkilerinden sonuç alınamıyorsa, sorunlar farklı bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Farklı yaklaşımlar, sorunların farklı açıdan değerlendirilmesine yol açacaktır. Sorunlar bu şekilde çözülür.

Sıfır sorun için yola çıkanlar şimdi nerelerdesiniz? Komşularla sıfır sorun yok. Ekonomik yaşamda, eğitimde, sağlıkta sıfır sorun yok. Sorunların ne zaman çözüleceğine ilişkin belli bir söylem, eylem de yok. Bu noktalarda yokluklara talim ediliyor.

Sorun yaratan yöneticiler istemiyoruz. Sorunlara çözüm getiren, sorunları sıfırlayan yöneticiler istiyoruz. Sorunsuz yaşamak oldukça güzel olmalı, sorunsuz yaşamak insanca yaşamaya eşdeğer olmalı, kim sorun yaratırsa sorun yaratanı bulmalıdır.

Sıfır sorun diyerek yola çıkmak büyük projedir. Böyle diyerek yola çıkanlar verdikleri söze uymalıdır. Mal varlıklarımız satılarak sorunlara çözüm getirilemez. Her türlü mal varlıklarımız zenginliğimizdir. Bunların elden çıkarılması fakirlik, yoksulluk yaratır. Muhtaçlığa neden olur. Yaşamın her yanında muhtaçlık varsa ortada büyük sorun vardır. Böylece sıfır sorun hayal olmaktan ileri gidememiştir.

Mal varlıkları satılarak, boş keseden palavralar atılarak, keyfe keder yatılarak sıfır soruna ulaşmak olanaklı değildir.

Her şeye rağmen “yüreklerde bir top ışık, bir ateş harmanı, çiçek açmış bir bahar dalı” olması dileklerim ve SEVGİLERİMLE…

Cafer GÜNDOĞDU

Tel: 5399793529