Merhaba sevgili okuyucularım, bu hafta sizlerle panik atak hakkında paylaşım yapmak istedim.

Panik atak yaşayan bir hastanın yaşadıkları:

Hasta, gece aniden gelen ‘‘boğuluyorum, kalp krizi geçiriyorum’’ büyük bir korku ve endişe ile yakınları tarafından en yakın doktor veya acil servise götürülmüştür. Yapılan muayenede sonuçlarında hiçbir şey bulunamamıştır. Sakinleştirici verilip ‘‘strese bağlı’’ diyerek evine gönderilmiş.Hasta biraz rahatlamış olmakla birlikte bir süre sonra tekrar kalp krizi geçirdiği, kontrolünü kaybedip delireceği ile ilgili dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya başlamıştır. Artık tüm kriz anında acile ve doktor doktor gezmeye başlamış. Doktorlar kalbinde, beyninde ve diğer organlarında herhangi bir hastalık olmadığını söylese de artık onlara inanmamaya ve hastalığını doktorların bilemediğinden şikayet etmeye başlamıştır. Sürekli koku, endişe ve gerginlikle oluşan bir üzüntü durumuyla gelişen aniden gelen panik atak teşhisi koyularak tedaviye başlanmış, yaklaşık bir yıl sonra tedavisi sonlanmıştır.

Panik atak tanımına bakıldığında;

Panik Atak: Aniden ortaya çıkan zaman içinde tekrarlayabilen kişiyi yoğun sıkıntı, terleme, çıldırma korkusu ile giden bir psikolojik rahatsızlıktır.

Panik atak kişide birdenbire başlayıp giderek şiddetlenerek 10 dakika içinde en yüksek seviyeye çıkar. Yarım saat ile bir saat arasında yavaşlayarak kaybolur.

Panik atak belirtilerine baktığımızda; göğüs ağrısı, kalpte çarpıntı (kalp krizi geçiriyorum hissi), terleme, nefes darlığı (boğuluyorum hissi), bayılacak gibi olma, karın ağrısı, kusma, titreme, ürperme, kontrolünü kaybetme (çıldırıyorum düşüncesi), ölüm korkusu gibi belirtilerin panik atak durumunda en az 4 ya da daha fazla belirtinin bulunması durumudur.

Kişide tekrarlayan panik atak durumları, huzursuz, gergin ve endişeli şekilde yeni bir atağın gelmesini beklemeye başlar. Kişide bu durumun gelişmesi ‘‘beklenti anksiyetesi’’ ne neden olur. Atakların sıklaşması ile kişide kalp krizi geçirip ölüm korkusu ve kontrolü kaybedip delireceği endişesi pekişir.

Bu kişiler yalnız kalmaktan korkarlar, kalp krizi geçirmekten, kontrolünü kaybedip intihar ederim endişesi ile kişi de derin bir üzüntü durumu görülür. Davranışları değişir örneğin, kişi atak sırasında birine zarar veririm korkusu ile evde kesici aletleri kilitli bir yerde tutulmasını sağlar. Dışarı çıkarken kişi kıyafetlerine dikkat edip bayılma durumu olursa üzerinde tıbbi yardım alabileceği kişilerin adresleri, telefon numaraları bulunmaktadır.

Peki panik atağın tedavisi mümkün mü?: Bilimsel araştırmaların kanıtladığı iki çeşit tedavisi vardır.

Bunlar ilaç ve bilişsel davranışçı tedavidir. İlaç tedavisi doktor gözetiminde olup en az bir yıl kullandıktan sonra azaltılarak kesilebilir.

Terapi de ise, kişinin panik atak belirtileri hakkında yanlış bilgi ve inanışların düzeltilmesi bu belirtilerle kişinin korkmadan baş edebilmesini amaçlar. Tekrarlayan ataklardan dolayı kişinin kaçındığı davranışların üstüne gidilmesi ile korkuların yenilmesi amaçlanır.

Tedavi de en iyi sonuç ilaç ve terapinin birlikte uygulanması ile ulaşılır.

Dikkat etmeniz gereken en önemli durum; panik atak kesinlikle kişinin kalp krizi geçirmesine, çıldırmasına, felç geçirmesine yol açan bir hastalık değildir.

Lütfen doktorunuz önermedikçe korkularınızı yenmek için, herhangi bir ilaç (vitamin, sakinleştirici, çarpıntı ilacı, alkol veya madde) kullanmayınız. Doktor gözetiminde ilaçlarınızın dozunu ayarlatmanız önemli.

Tamamen iyileşme durumu olsa dahi kişinin doktoruna danışmadan tedavisini kesmemesi çok önemli bir durumdur.

Unutmayın ki her olumsuz olayın bir olumlu yönü var. Biz dünya da değişim ve gelişim içindeyiz. Korku ilkel bir durum bizden öncede vardı bizden sonra da olacak.. Bize düşen korkularımızla yüzleşip baş etme yollarını öğrenip hayata geçirebilmemizdir.

Sevgiyle Kalın…

Klinik Psikolog Gülsüm Bircan