Öğrenci, öğrenme amacıyla okula giden kişi ya da cocuktur. Öğrenci sözcüğü öğretmeni çağrıştırır. Öğretmen ve öğrenci veliyi çağrıştırır.

Öğretmen, öğrenci ve veli saçayağıdır. Bu üç unsur birbirinden ayrı düşünülemez. Öğrenci okumaya, öğrenmeye istekli olandır, meraklıdır. Bol bol okur, öğrenmeye açıktır. Kendisine sunulan bilgileri anlamaya çalışır. Anladığı olduğu gibi anlamadığı hususlarda olacaktır. Herşeyden önce gençtir, dinçtir, sevgiye, sevilmeye açıktır.

Öğrencinin ilgi duyduğu konular olduğu gibi bazı konulara da ilgi duymaması çok olağandır. Öğrencilerin, küçük bireylerin kendilerine göre soruları ve sorunları vardır.

Öğrencilere her halleriyle özel bir yaklaşım, özel bir anlayış gösterilmelidir. Genç insan korkutulamaz, korkmaması gerektiği öğretilir. Korunup, gözetilir ve güvende olduğu hissettirilirse, daha rahat olur. Katı kurallar genç insanlara ters gelir. Onun için katı kurallardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

“Ders kitabı” kavramına açıklık getirmeli, ders kitapmarının kişisel yaşamlarında gerekli olabilecek bazı pratik ve basit bilgileri içeren kitaplar olduğu anlatılmalıdır. Okulda ders kitapları öncelikli olup bu kitapların gözünde büyütülecek zor yanları yoktur.

Hayat okulla sınırlı değildir. Hayat her yönüyle bir bütündür. Bir bakıma hayat okulun devamıdır. “Hayat okulu” diye bir kavram vardır. Okulu, hayat okuluyla birlikte götürmek esastır.

Okul sevgisi, okuma sevgisi, insan sevgisi, doğa ve yaşam sevgisi baz alınarak, genç insanların bu sevgilerle beslenmesine ve şekillenmesine olanak sağlanmak istenir.

Yaşam deyince daha çok insan ilişkileri akla gelir. Yalnız başına ilişkiden söz edilemez. İki veya daha çok sayıda kişilerle ilişki yaşanır. Okul ilişkileri geliştirme açısından da bir başlangıçtır.

Davranışlarımızı belirlenmiş olan bazı kurallara göre ayarlayıp tavrımızı ona göre ortaya koyarız. Yaşamı zorlaştırmadan, aklımızı kullanarak problem çıkarmadan, bizim dışımızda başkalarının da olduğu kabulle, kendi haklarımız ve duygularımız nasılsa aynı hassasiyetin onlar için de geçerli olduğu düşünülmelidir.

Sevgisel bir yaklaşımla sevgiye yer vermek okulu, arkadaşlarımızı, doğayı, tüm canlıları ve çevreyi önemsemeyerek her koşulda sevgiden ayrılamamak, adeta bir görev olmalıdır.

Sevgisel bir yaklaşım olursa, sevgi kalıcı olur. Sevgi ile yaşarız. Biraz empati bizi biz yapacak genç insan öğrenci aradığını ve istedeğini bulacaktır.

Öğrencilerin hayal kırıklığı yaşamamalarına özen göstermelidir. Düşünce ve hayalleriyle  farklı dünyalarında neler yaşadıklarına fırsat verilmelidir.

Böyle olunca bilinçli bir okul yaşamı doğacak yaşam başka bir şekilde güzelleşecektir. Daha çok merak daha çok öğrenme isteği kişinin kendisine bağlıdır. Öğrendiklerimizle kendimizi aşar yaşamı kolaylaştırırsak, öne çıkan engelleri yenerek daha güzel yarınlara ulaşırız.