Bizde tüm milletimiz gibi, terör saldırılarını soğukkanlılıkla seyrediyoruz. Devletimiz Büyüktür. Her saldırıda olduğu gibi bu saldırıda da hak edenlere hak ettiği cevabı vereceğinden eminiz. 

Bu saldırı büyük bir olaydır. Devlet ve devletlerarası bir meseledir. Bu yüzden yorum yapmamam gerekir.

Gelelim konumuza, atalarımız hep şunu derler; “Hayatta yaşananlarla, kitaplarla yazılanlar hiçbir zaman örtüşmez” 

Olabilir…

Aslında kitaplarda yazılanlar, yaşanacak olanların bilimsel boyutudur. Varsayımlardan yola çıkılanlardır. Hayatta yaşananlar farklı cereyan edebilir. 

Bu konuyu farklı bir şekilde ele alacak olursak, yeni nesillere yaşananları farklı bir şekilde enjekte etmek istersek, kitaplara istediğimiz şeyleri yazabiliriz. Bunu da gelecek nesiller aynen yazıldığı gibi kabul eder veya etmek zorunda kalır. Çünkü yeni nesil bu olayı yaşamamıştır. Onun için kitapta okuduğu gibi kabul eder. 

Biraz filozofça cümleler kurdum. Biraz da halkın diliyle yazayım.

Kumluca’da bir polis memuru arkadaşımızla sohbet ettik. Yanımda diğer gazeteci arkadaşlarımda vardı. Hani derler ya “Çocuk zehir gibi”… Biraz tarih merakı var. Anlatıyor da anlatıyor. Tarih konusunda engin denizler gibi.

Adam; 

Araştırmış…

Okumuş…

Öğrenmiş.

Bizim Olimpos’tan, Rhodiapolis’ten bahsediyor. 

Hiç duymadığım, bilmediğim konular.

Mesela Rhodiapolis adının anlamının ‘Nar Şehri’ olduğunu birçoğunuz duymamıştır. 

Biz Kumlucalılar olarak ‘Nar Şehri’nde oturuyoruz.  

İlçemizin yamaçlarında bolca nar üretilir. Ama nar festivalini Kemer, nar suyu markasını da Çanakkale tescillettiriyor. 

Olimpos efsanesi olan Defnia varken, Olimpos ağaç evleri ile anılır.

Kısacası şunu söylemek istiyorum. Şimdiye kadar ilçemize değişik tarihçiler, arkeologlar geldi. Bu tarihi şehirleri tüm detayları anlattılar. Ama o polis arkadaşımızın anlattığı gibi anlatmadılar. 

Polis arkadaşımız Kumluca için bulunmaz bir fırsat. Polis kardeşimizi, Kumluca’nın iyi değerlendirmesi gerektiğine düşünüyorum.