Nacakcı, “Öncelikle Tarım ve Orman Bakanlığımızın aldığı kısıtlama kararının, en çok etkileyeceği yerin Antalya ve özellikle de Kumluca olduğunu vurgulamak isterim. Çünkü Türkiye örtü altı tarım alanı varlığının %36’sı Antalya’da yer almaktadır. Kumluca ise yaklaşık 40.000 dekarlık alan ile Antalya’nın en fazla örtü altı tarım alanına sahip ilçesidir. Ülkemizde örtü altında en çok yetiştirilen ürün olan domates ise,  örtü altında yetiştirilen ilk 10 ürünün yüzde 48’ini oluşturmaktadır. Kumluca halkının geçim kaynağı seracılık faaliyetlerinden karşılanmaktadır. Bunun da % 60’ını domates oluşturmaktadır. Bu nedenle domates ihracatının 14 Nisan 2023’e kadar kısıtlaması kararından Türkiye’de en fazla zarar görecek olan Kumlucalı çiftçilerimizdir. 

Bu kararın ardından :
1- Domates fiyatlarında %50 den fazla bir düşüş gerçekleşmiştir. Ancak geçtiğimiz günlerde Kumluca’mızda meydana gelen sel felaketinden dolayı zaten çiftçilerimizin büyük çoğunluğu zarar görmüştür. Birçok çiftçimiz tekrar borca girerek ekim yapmıştır. Dolayısıyla şu sorular akla gelmektedir: Çiftçilerimiz böyle bir kararı beklemedikleri için ürünlerinden elde edecekleri gelir borçlarını kapatmaya yetecek midir? Borçlarını kapatsa dahi, elde edecekleri gelir, başka bir geçim kaynağı olmayan çiftçilerimizin bir yıllık geçimini sağlamaya yetecek midir?

2- Yeni ekim ürünlerinin de piyasaya arz edilmesi sonucunda büyük bir yığılma olacaktır, 14 Nisan’dan sonra ihracat açılsa dahi aynı pazarlar tekrar bulunabilecek midir? Neticede domates ithal eden ülkeler bu süre zarfında Türkiye dışında yeni pazarlar bulacak, yeni anlaşmalar yapacak ve bu anlaşmalar 14 Nisan 2023 e kadar olmayacaktır, birkaç yıllık anlaşmalar olacaktır, dolayısıyla bu durum çiftçilerimizi yeni yeni pazarlar bulmaya sevk edecektir, çiftçilerimiz yeni pazarlar bulsa dahi önceki fiyatı bulabilecek midir? Önceki fiyatı bulsa dahi, aynı satış rakamlarını bulabilecek midir? 2015 yılında Rusya ile yaşanan uçak krizi nedeniyle birçok kayıpların olduğu herkesçe malumdur. Hem aynı pazarlar bulunamamış, hem de o boşluk başkaları tarafından doldurulmuştur.

3- Bu durum önümüzdeki yıllarda domates üretimine de zarar verecektir. Çünkü çiftçilerimiz, gördüğü bu zarardan dolayı domates üretimi yerine başka ürün ekimine yönelecek bunun sonucunda da domates üretiminin azalması ve fiyatların çok daha fazla artması olasıdır. Bakanlığımız bu riski de dikkate alması gerekmektedir.

4- Yine ihracat sektöründe çalışan binlerce işçinin işten çıkarılması ve bunun sonucunda işsizler ordusuna yeni insanlarımızın katılma riski de ortadadır.

5- Ayrıca enflasyonun suçlusu girdi maliyetlerine gelen zamlar değil de domates üreticisi çiftçimiz midir? Şu soruları da Bakanlığımıza sormak isteriz? Bu kararın ardından her sektörde de aynı indirim gelecek midir? Mesela Mazotun, gübrenin, ilacın, naylonun, işçinin, suyun, elektriğin fiyatı düşecek midir? Kumlucalı çiftçiler olarak bu soruların cevabını da hükümetimizden dört gözle beklemekteyiz.
Özet olarak Domates üreticisi Kumlucalı çiftçilerimiz bu karardan büyük bir zarar görmüştür. Bu kararın acilen gözden geçirilmesini ve girdi maliyetlerini düşürecek başka önlemlerin alınmasını hükümetimizden beklemekteyiz.

6- Ayrıca Enflasyonun asıl sebebini domates üreticisi çiftçilerimizde değil, başka sebeplerde aramaları gerektiğini, Sayın Genel Başkanımız Muhammet Fatih Erbakan’ın sözleriyle belirtmek isteriz:

a- Enflasyonun asıl sebebi, 128 kez vergi muafiyeti getirilmiş olan imtiyazlı holdingler midir ? (2020 Eylül ayı Resmi gazetede yayınlanan verilere göre bu holdinglerden sadece birinin silinen vergi borcu miktarı 9,5 milyardır)
Yoksa vergi borcundan dolayı 7 traktörü haczedilen Amasya Kızılca köyündeki çiftçi midir?

b- Enflasyonun asıl sebebi, maaşlarının toplamı ayda 150 bin-200 bin liraya ulaşan eski milletvekilleri, genel müdürler, 3 maaş, 5 maaş, 7 maaş birden alan hatta 310 bin tl. alan bürokratlar mıdır?
Yoksa açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilen asgari ücretliler, emekliler midir?

c- Enflasyonun asıl sebebi, 13 şehir hastanesini, 57 hastane parasına yaptırıp, milyarlarca doları müteahhitlere aktarılması mıdır? (Rize Artvin havaalanına 1 yılda verilen yolcu garantisi 3 milyon, Rize Artvin toplam nüfusu 530 bin olduğuna göre Rize ve Artvin’deki kundaktaki çocuktan, 80-90 yaşındaki dedeye kadar bütün vatandaş bu havaalanını kullansa yılda 530 bin eder, Çanakkale Köprüsü 1 yılda geçen araç sayısı 4 milyon, verilen garanti araç sayısı 16,4 milyon)
Yoksa borcunu ödemek için bankalara kredi çekmeye mahkum edilen vatandaşlarımız mıdır?

d- Enflasyonun asıl sebebi, Milyarlık protokol masrafları, milyarlık makam uçakları, 30 milyonluk zırhlı makam araçları, 38 milyona yaptırılan makam odaları mıdır?
Yoksa krediyle ev, araba almaya mahkum edilen vatandaşlarımız mıdır?
 
e- Enflasyonun asıl sebebi, faize ödenen yılda 300 milyar faiz ödemesi midir? Yoksa vatandaşlarımızın maaşlarına yapılan zamlar mıdır?
 
Bütün bu veriler ışığında Enflasyonu düşürmenin ve vatandaşlarımıza daha adil ve müreffeh bir yaşam sunmanın yolu, Rahmetli Başbakanımız Necmettin Erbakan Hocamızın ortaya koyduğu Milli Görüş programına dönmektir. Yeniden Refah Partisi olarak Sayın Genel Başkanımız Muhammet Fatih Erbakan’ın liderliğinde Milli Kaynak Paketlerimizle, 81 İlimize 681 Refah Projelerimizle, Denk bütçe ve havuz sistemi ile Kamudaki faizin ortadan kaldırılmasıyla, Kamudaki israfın ortadan kaldırılmasıyla, İmtiyazlı Holdinglere kaynak aktarılmasının durdurulup, yapılan anlaşmaların tekrar gözden geçirilmesiyle, beton-çimento ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracat ekonomisine geçilmesiyle Ülkemizin yükseleceğine inanıyoruz. 1976-1977 de o zamanki yokluk şartlarına rağmen 200 tane sanayi tesisinin temeli nasıl atıldıysa, Cumhuriyet tarihinin en büyük sanayileşme ve kalkınma hamlesini nasıl yaptıysak, 54. Hükümette işçi, memur, emekli, asgari ücretli ve çiftçiye kaynak arttırmada nasıl dünya şampiyonu olduysak, 6 ayda 35 milyar doları borçsuz, zamsız, vergisiz nasıl bulduysak, Sermayenin iktidarı olmak yerine, mazlumun ve ezilenin iktidarı nasıl olduysak, Milli Görüş olarak, 50 senelik geçmişimizde Yaptıklarımız Yapacaklarımızın Teminatıdır diyoruz, tekrar geleceğiz ve bunları tekrar yapacağız İnşaallah.
Kamuoyuna Saygılarımla…”

Editör: SİNAN ÇEVİREN