2004 yılında Orman genel Müdürlüğü tarafından yaklaşık 400 dönümlük alan özel ağaçlandırma yapılması için bir vatandaşa 49 yıllığına kiralandı. O dönemde mahalle muhtarlığı buna karşı çıktı. Olay mahkemeye taşındı. Ormanı 49 yıllığına kiralayan vatandaş mahkemeyi kaybetti. Mahkemeyi kaybeden vatandaş kararı bir üst mahkemeye taşıdı. Üst mahkeme 400 dönümlük maki ve çam ağaçlarının bulunduğu alanı kiralayan vatandaşı haklı buldu. Mahkemenin haklı bulduğu vatandaş önceki gün iş makineleri marifetiyle alanda çalışmalarına başladı.

Maki ve çam ormanlarından oluşan alanda çalışan dozerin yanına giden mahalle halkı dozeri durdurdu. Çalışanlara tepki gösterdi.

Ellerindeki “Ormanıma Dokunma, Ağacımı Kesme, Dikkat Heyelan Bölgesi, Ormanlarımızı Koruyacağız” yazan dövizler ve bayraklarla sökülen ormanlık alana giden vatandaşlar alkış ve düdük sesleri ile ormanların sökülmesine tepki gösterdi.

Yazır mahallesinde yaşayan Diş Hekimi Erdal Elingöz; “ Yazır Mahallesi Göltarla mevkiinde tüm köylüler olarak toplanmış bulunuyoruz. Bu ormanlık alanda özel ağaçlandırma tahsisi olduğunu öğrendik. Maki ve çam ormanlarının bulunduğu bir alan. Şu anda işletmeyi bulunan vatandaş tarafından kesilmekte ve kürenmektedir. Bu bölgenin heyelan bölgesi olduğu biliniyor. Geçen yıl heyelan yaşanan Kumluca Antalya Karayoluna çok yakın bir bölge burası. Bulunduğumuz adı üzerinde göltarla. Burada su kaynakları var. Yapılan bu çalışmanın hem sularımıza zarar vereceği hem de heyelana sebep olacağını biz biliyoruz. Bu nedenle bu projenin iptal edilmesi istemiyle buraya geldik.

Bu proje birden bire karşımıza çıktı. Aslında 10 yıl önce başlamış bir projeydi. O zaman askıya çıktığında bu projeye itiraz edip davamızı açmıştık. O davayı kazandık. 9 yıl boyunca yargıtayda temyizde bekleyen projemiz 2019 yılında yeni bir proje şeklinde karşımıza çıktı.

Hızlı bir şekilde şu anda işletme hakkına sahip arkadaşa tahsis bilgilendirmesi yapıldığını öğrendik. Önceden yapıldığı için tekrar askı işlemi yapılmadı. Köylünün tamamen rızası dışında yapılmış bir şeydir. Oldu bittiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Yasal haklarımızı aramak istiyoruz. Bunu yapmak için zamana ihtiyacımız var. Tahsisi almış olan vatandaşa ricamızı ilettiğimiz halde bizim haklı taleplerimizi geri çevirdi. Bu alanda ağaç kesilmesi ve maki sökülmesi devam edilmektedir. Bizler sesimizi duyurmak istiyoruz. Yetkilileri bize yardım etmeye bu konuyu incelemeye halkın sesini dinlemeye davet ediyoruz. Bu alanda daha önce açılmış dava kayıtları, burada daha önce oluşmuş yer kaymaları toprak kaymaları sebebiyle tahliye edilmiş evlerin raporları var. Bütün bu arazi 1947 den başlamak üzere defalarca kaymış bir yerdir. Yeteri kadar bu konuda çalışma yapılmadığına inanıyoruz. Geçtiğimiz yıl yaşanmış olan kaymanın da göz önünde bulundurularak bu projenin yeniden değerlendirilmesini istiyoruz. Derhal durdurulmasını istiyoruz. Su kaynaklarımızın kaçacağını düşünüyoruz” dedi.

AK Parti Kumluca Belediye Meclis Üyesi Yazır Mahallesi (Köyü) Eski Muhtarı Halil Karataş; “Yazır Köyünün eski muhtarıyım. Bu tahsis benim muhtarlığım zamanında oldu. Biz o zaman da bu projelere karşı çıktık. Karşı dilekçelerimizi verdik. Ama bir türlü sesimizi duyuramadık. Daha sonra mahkemeye intikal ettirdik bu tahsisi. Burada 1970'li yıllarda Bayındırlık İl Müdürlüğünün tutmuş olduğu raporlar var. Buradan 7 – 8 tane evin buradan taşındığına dair bilgiler var. Bizim köylülerimizin bize verdiği bilgilere göre bu bölgede heyelandan hayvanlar dahi otlayamazmış. O kadar heyelan bölgesiymiş. Ama bu makilik az zamanda olmadı. Daha önceden burası kır bir arazi iken 35 senede bu ağaçlar ve makiler yetişti. Bitkinin gövdesi ve saçağı bu toprağı burada tuttu. 2009 yılında çok ciddi bir sel felaketi yaşadık. Bu valilik ve tüm resmi kurumların kayıtlarında var. Biz 2009 yılında yaşadığımız sel felaketinde en fazla suyu bu bölgeden aldık. Bu bölge tam bir yağış geçiş bölgesi. Yazır’da camakanlar ( Cam Seralar) seralar ve evler çok ciddi zarar gördü. Olympos’ta 26 tane araç denize sürüklendi. Eğer bu arazi bu şekilde tıraşlanır temizlenirse her yağmur yağdığında bu köylü tedirgin olacaktır. Biz bu bölgenin bitki örtüsünün sökülerek özel ağaçlandırma şeklinde ağaçlandırılmasını istemiyoruz. Çünkü biz kendi güvenliğimizi düşünmek zorundayız” dedi.

Yazır Mahalle sakinlerinden Emekli Öğretmen Ömer Özkan ; “Eskiden beri bu mıntıkada çobanlık yapardık. Ama bu heyelan bölgesinde Halil Beyin de bahsettiği gibi hayvanlarımız çakılır ( Çamur olmasından dolayı toprağa Saplanır)dı. Orada ölürdü. 1950 yılında babamın bu bölgede bulunan evi heyelan nedeniyle çökmüş. Yıkılmış. Altında kalmışlar” dedi.

Ülhan Demirel; “ben bir Yazır halkı olarak bu badem ağaçlandırması projesini onaylamıyorum. Bu çalıların kökü bu toprağı tutuyor. Bu bölgemiz heyelan bölgesi. Biz keçilerimize bir dal bile kesmezken Bu ağaçları köklüyorlar. Sel durumu var. Heyelan durumu var. Yazır Köyü tehdit altında. Biz bunları istemiyoruz” dedi.