Göz rahatsızlıklarında diyabet, önemli bir faktördür. Diyabet ilk ortaya çıktığında hastaların büyük bir bölümünün göz rahatsızlığı şikayetinde bulundukları bilinmektedir. Diyabet ve göz rahatsızlıklarının bağlantısı ve etkileşimi hakkında Özel Medikum Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Özgür Kara, önemli bilgilendirmede bulundu.

Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşan bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Diyabet vücutta tüm organ fonksiyonlarının etkileyebilmektedir. Hastalık etkisini öncelikle küçük damarlardan zengin olan böbrek, kalp, beyin ve göz gibi kritik organlar üzerinde göstermektedir. Diyabetin sıklığının artmasına paralel olarak diyabete bağlı göz hastalığı anlamına gelen diyabetik retinopatinin sıklığı da artmaktadır. Diyabetik retinopati oluşmasında en önemli faktör ise uzamış diyabet süresi ve hastanın kan şeker dengesinin bozuk olmasıdır.

Diyabet hastaları her yıl mutlaka göz kontrolü olmalı
Bu yüzden hastalar öncelikli olarak dahiliye hekimine kan şekeri dengesinin sağlanması için kontrollerine gitmesi gerekmektedir. Diyabet tanısı olan hastaların görme ile ilgili şikayeti olmasa dahi her yıl göz hekimine ayrıntılı göz muayanesi olması gerekmektedir. Böbrek hastalığı, gebelik, yüksek tansiyonu olan kişilere ise daha sık göz muayanesi yapılması gerekmektedir. Çünkü erken tanı bu hastalarda önlenemeyen kayıpların engellenmesi açısından oldukça önemlidir.
Diyabetik retinopatiyi kabaca sınıflandırılacak olursak proliferatif olmayan ve proliferatif tipi mevcuttur. Proliferatif olmayan süreçte küçük damarların tıkanmasına bağlı olarak damar fonksiyonlarını yerine getirememekte ve buna bağlı olarak retinada sıvı (ödem), protein ve yağ (eksüda) birikimi olmaktadır. Diyabete bağlı retinada oluşan ödem genellikle görme merkezini tutmakta ve görmede azalmaya sebep olup tedavisi geciktirildiğinde de kalıcı hasara neden olmaktadır. Hastalık ilerlediğinde ise damarlardaki tıkanıklık neticesinde retina ve kan damarlarından salınan VEGF isimli molekül nedeniyle zararlı damar oluşumları ortaya çıkmakta bunun tedavisi yapılmadığında ise ciddi görme kaybıyla sonuçlanacak göz içinde kanamalara ve bu kanamalar neticesinde ortaya çıkmış maddeler ve yeni oluşmuş damarların oluşturduğu çekintiye bağlı olarak görmemizi sağlayan retina dokusunun olması gereken yerden ayırıp kalıcı görme kaybına neden olmaktadır.

Diyabette göz muayenesi nasıl yapılır?
Diyabete bağlı göz hastalığının temel tanı koyma biçimi muayenedir. Ancak günümüzde muayenede yetersiz kaldığımız durumlarda bize yardımcı olan ve retinanın kan akışını değerlendiren bir cihaz olan göz anjiosu (fundus fluorescein anjiografi) yapılmaktadır. Göz anjiosu ön koldan açılan bir damar yolu vasıtasıyla verilen bir ilaç (fluorescein) ve ve retina ve koroid damarlarında dolaşan fluorescein’i algılayan bir kamera cihazıyla yapılmaktadır. Anjio çekimleri sonucunda ödeme neden olan kaçak noktalarını, retinanın beslenme düzeyini, zararlı damar oluşumlarını gözlememize yardımcı olur ve tedavi planlamamızı etkiler.

Diyabette göz rahatsızlıklarının tedavisi
Diyabete bağlı oluşan göz hastalıkları farklı şekillerde tedavi edilmektedir. Diyabete bağlı oluşan retina ödeminde lazer, göz içi steroid ve anti-VEGF enjeksiyonları kullanılmaktadır. Burada en önemli nokta ise tedaviye başlama süresidir. Her rahatsızlıkta olduğu gibi, tedaviye erken başlanıldığında kaybedilen görmenin kısmi ya da tam olarak kazanılması ihtimali daha yüksektir. Bu yüzden diyabet hastalarının görme ile ilgili şikayeti olduğunda erkenden göz hekimine başvurması gerekmektedir. Daha ileri evre olan proliferatif tipte ise hastanın retinasında anatomik bütünlük görme merkezini etkilemeyecek bir durumda ise lazer tedavisi yapılmaktadır. Eğer görme merkezi çekintiye uğramış ise vitrektomi cerrahisi yapılması gerekebilir.