Ürettikleri sebzelerin enflasyonun tek sebebi olarak gösterilmesinden bıktıklarını ifade eden çiftçiler, devletin üretim maiyetini düşürdüğü takdirde ucuz sebze üretebileceklerini söylediler.

Maliyetlerin her yıl ikiye katladığını ancak sebze fiyatlarının aynı yerinde saydığını belirten çiftçiler, eve ekmek götüremediklerini, evlenecek gençlerin evliliklerini ertelemek zorunda kaldığını söyledi.

500 GRAM BİTKİ KORUMA ÜRÜNÜ BİR MAAŞ FİYATINDA

Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce; “Bugünlerce çok fazla karşılaştığımız tüm televizyon programlarında ve tüm basında ve devletin üst kademeleri de dahil tamamen marketlerde Pazar yerlerinde hep sebzenin pahalı olduğu söyleniyor. Buradaki hal çıkışları bellidir. Herkes girip Kumluca Hal Piyasasına bakabilir. Buradan sebzenin kaç paraya çıktığını herkes öğrenebilir. Ancak burada hiç üstüne gidilmeyen bir konu var. Sadece üretici çok pahalıya satıyormuş gibi marketlerdeki fahiş fiyatlar doğrudur. Hem bürokrat arkadaşlarımız hem siyasi parti yetkilileri hem de devletimizin yetkilileri gelsinler biz bunları izah edelim. Çünkü ürünler buradan çıktıktan sonra İstanbul’da 14 – 15 lira deniyor. Bunun tespit edilmesi çok önemlidir. Ancak bir dönüm patlıcan üreticinsin bir dönümlük maliyeti 42 Bin liradır. Maliyet bu kadar yüksek olduğu için bunun mutlaka bir karşılığı olması lazım. Hızlı bir şekilde tarım para kazandırmadığı için artık herkes tarımdan kaçıyor. Bundan sonra gelecek yıllarda hiçbir nesli tarımda tutamayacağız. Artık tarım para kazandıran bir sektör değil. Bazı arkadaşlar diyecek ki bir dönümün o kadar maliyetimi olur diyecekler. 500 gramlık bir bitki koruma ürünü, Bin 400 TL. Bu küçücük ürünün bir maaş kadar bedeli var. Damlamadan verdiğimiz sıvı gübrenin 20 kilosu en az 200 Lira. Üst fiyatı ise 450 - 500 Lira. Gübre fiyatlarında aşırı derecede bir farklılık var. Demir’in kilosu 6 Lira. Plastik örtünün kilosu 22 Lira. İpin çuvalı 400 – 500 Lira. Yani bir dönümün maliyeti 44 – 45 Bin Lira. Onun için buradaki girdi (maliyet) fiyatlarının takibinin yapılmasını istiyoruz. Bunlara da devletimizin el atmasını arz ediyoruz. Allah Rızası için gerçekten maliyetler çok yüksek. Ucuz üretelim ucuz satalım. Önemli değil. Ama kazanalım. Şu anda kazanamaz durumdayız” dedi.

ÇİFTÇİYİ ÖLÜME TERK ETTİLER

Bitki Koruma ve Besleme Ürünleri Bayi ve Çiftçi Ramazan Durmuş; “Artık her haber kanalını açtığımız da enflasyon sebebinin sebze ve tarım olması bizi bıktırdı. Hepinin görüyorsunuz bunun bir maliyeti var. Damlamadan sebzeye su vermenin maliyeti var. Sebze askı iplerinin bir maliyeti var. Çiftçi kazanamazsa aç kalır. Çiftçinin kazanması lazım. Bu maliyetler bizi kurtarmıyor. Şu anda çiftçiyi ölüme terk ettiler. Çiftçi artık bu işten uzaklaşmak zorunda kaldı. Çiftçi çocuğunu evlendiremiyor. Ekmeğini götüremez oldu. Bu ürünün bugün maliyeti 5 Lirayken biz 3 Liraya satıyoruz. Burada 3 Liraya satılan bir ürün İstanbul’da 15 Lira oluyor. Bu bizim suçumuz değil. Bunun incelenmesini talep ediyoruz. Yetkililer gelsinler incelesinler. Bunun maliyetini görsünler. Nasıl yetiştiğine baksınlar. Çiftçi kardeşlerimiz, analarımız babalarımız Eylül ayında başladılar bu işe. Hala devam ediyorlar. Temmuz ayına kadar da devam edecekler. Emeklerini alamıyorlar. Çiftçi ölürse hepimiz ölürüz” dedi.

BU İŞ YAPILAMAZ DERECEYE GELDİ

Şaban Durmu ise; “ Eylül ayında başlıyoruz bu işe. Eylülde toprağı (hayvan gübresi) sarmalıyoruz. Fide 4 Lira 5 Lira, Artık maliyeti çok yüksek. Üstündeki plastik örtünün fiyatı çok yüksek. Cereyanı var. Don oluyor. Soba yakıyoruz. Odunun steri olmuş 300 Lira. Yani bunun hepsi masraf. Kazanamıyoruz. Bu seneki borcu yeniye aktarıyoruz. Bu böyle ne zamana kadar gidecek benim aklım ermedi. Çünkü maliyet çok yüksek. Her enflasyon haberinde İstanbul’da sebzeyi gösteriyorlar. Biz burada 3 Liraya veriyoruz. Orada 15 Lira oluyor. 3 Liraya vermemize rağmen zarar ediyoruz. Aradaki fiyat farkı çok fazla. Don var, fırtına var. Yağmur, sel var. Afet var. Bu iş yapılmaz dereceye geldi” dedi.

SEBZEDEN ZARAR EDİNCE EVLİLİK YATTI

Selmi DurmuŞ (24); “ Güz sezonunun sonuna geldik. Daha masraflarımızı alamadık. Hattından fazla maliyeti var. Dönümde 40 Bin Lira masrafı var. Biz 30 Bin Lira zor gördük. Bu sene evlenmeyi düşünüyordum. Zarar ettik. Düğün yapacak parayı kazanamayınca bizim evlilikte yattı” dedi.

TEMMUZ’DA YAPTIĞIMIZ SALÇAYI ŞUBAT’TA YAPIYORUZ

Mahsuni Kamit; “ Arkadaşlar her ne zaman bu şekilde pahalılık olsa hemen sebze meyve tezgahlarını gösteriyoruz. Haklısınız belki pahalıdır. Ama bu sebzelere çekilen emeği, edilen masrafı bilmiş olsanız bu şekilde davranmaktan vazgeçersiniz. Yaptığımız masraflar her yıl bir yıl öncekini ikiye katlıyor. Ama bizim sattığımız sebzelerin fiyatı aynı yerde duruyor” dedi.

Geçen yıllarda, Haziran Temmuz aylarında salçaya domates ayrıldığını ancak bu yıl dalında kaldığı için Şubat ayında salça yaptıklarını belirten Mahsuni Kamit; “Domates satılmadığı için elimizde kaldı. Yumuşadılar. Biz de domatesler ziyan olmasın diye mutfağımızda eşimize dostumuza lazım olur diye salça yapıyoruz” dedi.

Ramazan SARIKAYALI – KUMLUCA