Kumluca Belediye eski Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, Kumluca Uygulama Otelinde Kahvaltılı basın açıklaması düzenledi. Çetinkaya'nın basın toplantısına, Ak Parti Kumluca Belediye Meclis Üyeleri Şefik Durdaş, Özgür Erkan ve Taylan Atasoy, Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı Süleyman Biçen, önceki dönem meclis üyeleri, gençlik kolları ve bazı partililer katıldı.

ÖZÜR BEKLİYORUM
Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu'ndan özür beklediğini ifade eden Çetinkaya: "Belediye başkanın ahlaksız ithamları, yatak odası çok saygısızca. Başkan yanlışlıkla böyle bir kelime kullanmışsa özür bekliyorum. Belediye başkanına tavsiyem yıkım ekibi olarak ismi anılmasın. Türkiye’de belki de bir ilktir. Belediyeyi borçsuz ve belediye kasasında parayla devrettik. Belediye başkanımıza tavsiyem Kumluca’nın kaynaklarını boşa harcamasın. Aydın Özer'e de bir tavsiyem olacak. 99 yılında karşılıklı bir nezaket içinde seçim yarışından bu zamana geldik. Aydın Özer'in zor durumda olduğunu düşünüyorum. Genel Başkanları Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçimden sonra tüm Türkiye'nin gözü önünde kazandıkları belediyelerde kimsenin işten çıkarılmayacağını ifade etmişti. Her gün duyuyoruz, birçok belediye personeli işten çıkarılıyor. Genel Başkanınızın namus sözünü tutamıyorsanız, belediye başkanınıza söz geçiremiyorsanız, ya genel başkanınıza bildiriniz, yada partinizden ihraç ediniz" dedi. Çetinkaya sözlerin şöyle sürdürdü:

BU İDDİALARIN YALAN OLDUĞU AÇIKÇA ORTADADIR
"31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerden bu yana yeni seçilen Belediye Başkanı
arkadaşımıza ve yönetimine ilçemize yapacakları hizmetlere odaklanmaları mesailerini bu yönde
harcamaları ve bizi 4 dört dönem belediye başkanı seçen halkımızın iradesine olan saygımız gereği yazılı veya sözlü hiçbir eleştiri getirmedik. Fakat 09 Ocak günü Belediyenin ve Başkan seçilen arkadaşımızın sosyal medya hesaplarından yapılan şahsımı ve geçmiş dönem çalışma arkadaşlarımızı itham eden videolu açıklamalar üzerine bazı açıklamalar yapmak zaruri bir hal almıştır. Bu iddiaların yalan olduğu açıkça ortadadır tarafımca da çok dikkate ve ciddiye alınmamıştır. Ancak bizi geçmişte 4 dönem belediye başkanı seçen, 31 Mart seçimlerinde oy veren 20.204 seçmene olan saygımız ve demokratik tercihlerine sahip çıkmak adına bu açıklamayı yapma ihtiyacı doğmuştur.

İFTİRAYA VARAN BOYUTTA İTHAMLARDA BULUNMUŞTUR
Öncelikle sayın başkanın söz ettiği Kale-Kule’nin nasıl yapıldığından bahsetmek istiyorum. Şehrimize
kent kimliği kazandırmak adına sembol bir tesis yapma fikri çıktığında dünyadaki ve ülkemizdeki pek
çok şehirde olduğu gibi örneğin Paris – Eyfel Kulesi, Ankara – Atakule gibi 'Kule' mimarisine sahip
olarak tasarlanacak bir yapı yapmanın doğru olacağı fikrinden yola çıkılmıştır. Ayrıca varlığımızın ve
bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızın dalgalanacağı bir burç olması gerektiği düşünülerek bu yapının aynı zamanda bir 'Kale' yapısına da sahip olması gerektiği fikrinde mutabık kalındı. İsminden ve mimarisinden de anlaşılacağı gibi şehrimizin sembolü KALE-KULE’miz ortaya çıktı. Sayın Başkan, önceki dönem meclis üyelerimizden Dilek Cengiz hanımefendinin Kale-Kulenin pencerelerinde yapılan ve estetik olmayan değişiklikler hakkında yaptığı gayet demokratik eleştirilerini saptırarak iftiraya varan boyutta ithamlarda bulunmuştur. Öncelikle Kale-Kule’nin dışında kullanılan taşlar doğal Limyra taşıdır. Adından da anlaşılacağı gibi bölgemizden çıkarılmaktadır ve bölgemizdeki pek çok antik kentte bundan binlerce yıl önce kullanılmış ve bugünlere kadarda gelmiştir. Biz bu taşı Kale–Kule yapılırken yıllar içerisinde sembol bir tesis olacağı için tarihi bir görünüm kazanması ve bölgemizin taşı olması nedeniyle tercih ettik. Ayrıca söylendiği gibi Dünyanın en pahalı taşları falanda değildir, bugün pek çok apartmanın dışında bile kullanılabilmektedir. Doğal bir taş olması ve yapısı gereği boya tutmayacağı zaten bilinen bir gerçektir. Bu durum hakkında ve nasıl temizlenebileceği hakkında o dönem proje sorumlusu olarak görev yapmış İmar ve Şehircilik Müdürü arkadaşımıza danışılsaydı kendisini bilgilendirirlerdi.

BELEDİYE BAŞKANLIĞININ YATAK ODASI DEĞİL BELEDİYENİN MİSAFİRHANESİDİR
Bu konuşma içerisindeki bir diğer Yalan ve İftira mahiyeti taşıyan iddia da Kale-Kule de belediye
başkanlarının yatak odası olduğudur. Orası Belediye Başkanlığının yatak odası değil belediyenin
misafirhanesidir. İlçemize gelen belediyemizin ağırlayacağı misafirlerin konaklaması için yapılmış ve o
amaç için kullanılmıştır. Ayrıca festivaller ve diğer konser organizasyonlarında sanatçıların kulis odası
olarak kullanılmıştır. Ne şahsım ne hiçbir meclis üyesi veya belediye çalışanı orada 5 dakika bile
konaklamamıştır. Eğer Lüks ve zarafet düşkünü bir belediye başkanı olsaydım Finike’de konaklayabileceğim daha iyi bir evim varken 19 sene boyunca ilçemizden ve vatandaşlarımızdan kopmamak adına çevresindeki deniz obalarından ayırt edilemeyecek sıradan bir deniz obasında veya belediye başkanlık lojmanında kalmazdım. Kaldı ki bizden sonra gelenlerin bu amaçla belediyenin yüzbinlerce lirasını nasıl harcadıkları ortadadır. Gerek merkezdeki lojmandaki, gerekse deniz obalarındaki komşularımız mütevazı yaşamımıza şahittir.

TOPLANTILARIN YAPILDIĞI BİR ÇALIŞMA ODASIDIR
Yine başka bir iddia ise Kale-Kuledeki toplantı odasında cemaatimizle toplandığımız iddiasıdır. Buradaki cemaat her halde Kumluca Belediyesi personeli ve birim müdürleri olsa gerektir. Çünkü o toplantı odası belediye çalışanlarımız ve ilçemize gelen diğer bakan, milletvekili, bürokrat gibi misafirlerimizle ilçemiz ile ilgili toplantıların yapıldığı bir çalışma odasıdır. Bunun dışında hiçbir amaç için bir kez bile kullanılamamıştır. Ayrıca bunların dışında Kale-Kule de çay bahçesi, kent müzesi, nikah salonu ve geçmişte resim kursu, resim sergisi, halk oyunu salonu gibi amaçlar için kullanılan bugün belediyenin şirketinin bulunduğu bir kat daha bulunmaktadır. Kale-Kule’nin pencerelerinde yapılan çalışmanın estetik olmadığı konusundaki 3-5 satırlık bir eleştiriden bu kadar yalan ve iftira taşıyan bir açıklamanın nasıl çıktığı doğrusu ibretlik bir olaydır.

BU İŞ GÖNÜL İŞİDİR
Sayın Başkanın Kumluca’nın girişindeki Sembol camimiz hakkındaki iddiaları da en az Kale-Kule
hakkındaki iddialar kadar saçma ve yalandır. Başkan Bey cami derneğinde yer almadığından şikâyet ediyor, 19 yıl boyunca belediye başkanlığının yanında pek çok caminin yapımına önder olmuş, destek
vermiş birisi olarak hiçbir dernekte yer alma gereği hissetmedim. Çünkü bu iş gönül işidir, dernek üyesi veya başkanı olmak gibi bir zorunluluğa gerek olduğunu düşünmüyorum. Bugün dernek yönetimimiz Sayın Metin Küstür Bey başkanlığında gayet şeffaf ve başarılı olarak görevlerini sürdürmektedir. Sayın Köleoğlu’nun bir diğer iddiası ise uzun zamandır taş taş üstüne konulmadığı iddiasıdır. Zaman zaman oradan geçerken uğradığımda çalışmaların devam ettiğini görüyorum. Önümüzdeki süreçte de halkımızın ibadetine açılacaktır. Başkan Bey açıklamalarında buranın Özer ve Bircan aileleri tarafından bağışlandığını belirtmiş, burası geçmişte ilçemizdeki pek çok tesiste olduğu gibi yeri istimlak edilmiştir.

PETROL İSTASYONU VE İŞHANI PROJESİNİ YAPARKEN BU AİLEYE DANIŞMA İHTİYACI HİSSETTİ Mİ?
Yaklaşık 30-40 yıl önce gerçekleşen bu işlemi çarpıtarak Özer ve Bircan ailelerinden kimsenin dernekte olmadığı söylenmektedir. İki aileden de buraya katkıda bulunmak isteyen dostlarımız varsa dernek ile iletişime geçebilirler. Kaldı ki sadece Sembol Camimizin yeri değil hükümet konağından, düğün salonuna, belediye iş hanından, parklara kadar pek çok yer geçmişte Kumluca’da farklı ailelerindi. Fakat istimlak edilerek halkımızın hizmetinde kullanılan yerler haline geldi. Mesela geçen günlerde sayın başkanın projesini açıkladığı Hal arazisindeki Petrol İstasyonu ve İşhanının yeride geçmişte bir aileye aitti fakat daha sonra istimlak edildi acaba sayın başkan bu projeyi yaparken bu aileye danışma ihtiyacı hissetti mi? Böyle bir mantık ile hareket edersek istimlak edilmiş ve kamuya kazandırılmış yerlerin tamamı tartışmaya açılır.

KENDİLERİ YAPAN DEĞİL YAPILANI YIKAN BİR YÖNETİM OLARAK ANILACAKLARDIR
Bundan sonraki süreçte kendilerine tavsiyem Kumluca halkının paralarıyla yapılmış eserleri yıkmak, mimarisine uygun olmayan tadilatlarla uğraşmak yerine Kumluca'mıza yakışan yeni eserler kazandırmalarıdır. Aksi takdirde önümüzdeki yıllarda kendileri yapan değil yapılanı yıkan bir yönetim olarak anılacaklardır. Ayrıca bundan sonra Kumluca'da siyaset yapan, önümüzdeki dönemde siyaset yapacak hemşehrilerimize, Sivil Toplum Örgütlerine ve Kumluca'yı seven herkese düşen görev Kumluca hakkındaki mevzulara kayıtsız kalmamaları, fikirlerini, düşüncelerini açıkça ifade etmeleri, Kumluca'nın geleceğine katkı sunmalarıdır.

BELEDİYEMİZİN ÖZ KAYNAKLARIYLA YAPTIK
19 yıllık belediye başkanlığım döneminde kanalizasyon ve içme suyu dışında hiç borçlanmadan tüm yatırımları belediyemizin öz kaynaklarıyla yaptık. Tüy bitmemiş yetimin hakkını yemeden çalıştık. Belediye başkanını tavsiyem Mavikent’te belediyemize kazandırdığımız paketleme tesisleri olarak belirlediğimiz yerleri satarak 15 Milyon TL gibi belediyeye gelir sağlayabilir ve bu parayla hizmet yapabilir.

TARİHE ALERJİSİ OLDUĞU KANAATİNDEYİM
Ben başkanımızın tarihi bilmediği ve tarihe alerjisi olduğu kanaatindeyim. Hoca Ahmet Yesevi Parkını yaptık. Tarihini bilmeyen, geçmişini bilmeyen nesi,l kök tutmamış çınara benzer dedik. Parklarımızın isimlerini tarihimize yön vermiş isimlerden seçtik. Hoca kelimesinden alerji olacak ki buraya kaldırdı ve kendi resmini koydurdu. Merkez Mahallesinde Yunus Emre Kültür Merkezi parkı yanında Fatih Sultan Mehmet parkı içerisinde bulunan tarihini anlatan totemi kaldırarak kendi fotoğrafını koydurdu. Yavuz Sultan Selim parkında da aynı durum var. Bu yapılanlar tarihi saygısızlıktır.

KUMLUCA BELEDİYESİNİN 5 YILI NASIL GEÇER ÜZÜLEREK TAKİP EDİYORUM
Halk Eğitim, Müftülüğümüzün Kuran Kursları, Kumbek'in yerlerini peşkeş çekmişiz. Tüm meclis üyelerimizle beraber oybirliği ile karar almıştık. Kumluca Belediyesinin 5 yılı nasıl geçer üzülerek takip ediyorum. Bu peşkeş çekmekse hepimiz idamla yargılanmaya hazırız. Gençliği yatırım yapacağız dediler, ilk yaptıkları KUMBEK'i boşattırmak oldu.

PARTİNİZDEN İHRAÇ EDİN
Sayın Aydın Özer bir tavsiyem olacak. 99 yılında karşılıklı bir nezaket içerisinde bir seçim yarışından bu zamana geldik. Aydın Özer'in zor durumda olduğunu düşünüyorum. Genel Başkanları Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçimden sonra kimsenin işten çıkarılmayacağını söylemişti. Her gün duyuyoruz, birçok belediye personeli işten çıkarılıyor. Genel Başkanınızın namus sözünü tutamıyorsanız, yada belediye başkanınıza söz geçiremiyorsanız, ya genel başkanınıza bildiriniz, yada partinizden ihraç ediniz."