Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu, Kumluca Belediyesi'nin doğa manifestosu ilkelerine bağlı kaldığını ifade ederek, 7 maddelik Doğa manifestosunu açıkladı;

1 – DOĞA BİR KAYNAK OLARAK GÖRÜLMEMELİDİR
"Ülkemizin en güzel doğal güzelliklerine sahip olan bölgemizi (İlçemizi) geri dönüşümü olmayan tahribatlara izin vermemeliyiz. Doğamızı gelecek kuşaklara zarar görmeden kamu yararını gözeterek güvenli bir şekilde aktarmalıyız.
Doğal varlıklarımızı korurken geliştirilen politikalara duyarlı ve toplum olarak ortak hareket etmeliyiz.
Yanlış politikalarla alınan yanlış kararlara, karar alma mekanizmalarına karşı toplumun tüm kesimleriyle birlikte hareket ederek karşı koymalıyız.
Doğamızın ekosistemini bozdurmamalıyız. Doğamızda canlı varlıklarını korunması ve iyi yaşam sürdürmelerini, nesillerini tüketme yerine artırılmasını sağlamalıyız.
Hayvan nesillerine zarar veren orman yangınları, erozyon ve bilinçsiz avlanmaya karşı hassas olmalıyız.

2 – ÇAĞIMIZ ÇOKLU KRİZLER ÇAĞIDIR
Çağımız, insanlığı doğrudan etkileyen ve birbirini tetikleyen “çoklu krizler” çağıdır.
Bunun örneğini yaşadığımız ani ve aşırı yağmurlar,sel baskınları, hortumlar, orman yangınları ve erozyonlardır.
İklim değişikliği kendi kendine oluşan kaçılamaz bir doğa olayı değildir. İklim değişikliğinin en büyük faktörü insan ve hızla gelişen teknolojidir.
Hükümetler her ne kadar ilkim değişikliğini kaçınılmaz doğal bir olay gibi gösterseler de biz iklim değişikliklerine neden olacak koşullardan hızla uzaklaşmanın yollarını aramalıyız.
İnsanların sağlıklı gıdaya ulaşması temel hakkıdır. Daha çok kazanmak için daha çok üretmek gerekir. Ancak bu doğal yollarla yapılmalıdır.
İklim krizi, gıda krizi, göç krizi, su krizi,ekonomik kriz birbirini tetikleyen krizlerdir. Bu krizlerin derinleşmemesi için kurumumuza düşen görevleri yerine getirmeliyiz.

3 – SU ENERJİ KAYNAĞI DEĞİL EN TEMEL YAŞAM HAKKIDIR
Su kaynaklarımızı kirletmemek önceliğimiz olmalıdır. Vahşi sulamanın önüne geçmeliyiz. İçme ve sulama suyunda adaletli kullanımı ve dağıtımı sağlamalıyız. Su israfının önüne geçmeliyiz.
2040 yılında ülke nüfusumuzun 100 milyonu aşacağı tahmin edilmektedir. İlçe nüfusumuzun da buna paralel olarak artacağı öngörülmektedir. Önümüzdeki 15 – 20 yıl içinde tarım bölgesi ilçemizde içme suyu da dahil olmak üzere özellikle tarımsal sulamada çok ciddi krizlerin yaşanma olasılığı yüksektir.
Su sorunu ilçemizin değil ülkelerin sorunu haline gelmiştir. Bu sorun yaşanan gelişmeler doğrultusunda daha da derinleşecektir.
Su sorununun çözümü için ülkemizde daha kapsayıcı su yönetimini içeren (Su Yasası) çalışmalarına geçilmelidir. İlçe olarak buna katkı sağlamalıyız.
Suyun enerji kaynağı olarak görülmesinden kaynaklı sorunlara dikkat çekerek, dere yataklarının kurumasına sebep olabilecek HES projeleri dikkatle izlenmelidir. Su en temel haktır. Bu hak halkımız arasında adaletli olmalıdır.
Su kâr amacından öte yaşamsal amaçlı kullanılmalıdır.

4 – GIDA,HAVA VE SU TOPRAKTAN SAĞLANIR
Gıda,hava ve su topraktan sağlanır.
Başta tarım alanlarımız tahrip edilmemelidir. Tarım dışı amaçlarla tahsis edilmemelidir.
Hayvancılığımızın gelişmesi için mera alanlarımız korunmalıdır.
Biyolojik çeşitliliği ve ekolojik dengeyi bozan toprak kirliliği yüzünden çölleşme yaşanmasının önüne geçmeliyiz.
Orman Köylülerimizin hakkı korunmalıdır.
Erozyona sebep olan uygulamaların önüne geçilmelidir.
Ormanlarımız,madencilik ve turizm yapma gerekçesi ile tahrip edilmemelidir.
Topraklarımızın üretebilecek halde kalması için mutlaka korunmalıdır.

5 – KAYNAKLARIMIZI TEHDİT EDEN DOĞAL AKIŞI BOZAN UYGULAMALARA İZİN VERMEMELİYİZ
Canlı hayatını, yaban hayatını, su kaynaklarımızı, sulak alanlarımız, kültürel ve doğal varlıkları tarım alanlarını tehdit eden yaşamı zora sokan doğal akışı bozan uygulamaların enerji ihtiyacı gerekçesiyle yok edilmesinin önüne geçilmelidir.
İhtiyaç gerekçesi ile insanların ve canlıların yaşamsal haklarını tehdit etmesine izin vermemeliyiz. Fosil yakıtlarına dayalı enerji modelleri geliştirmeliyiz.

6 – TÜRLERİ VE CİNSLERİ KORUMA ALTINA ALMALIYIZ.
Bölgemizdeki Doğa Koruma Alanlarımızı, ekosistemi, biyolojik çeşitliliği türleri ve cinsleri tüketmeden doğal ve kültürel değerlerimizi korumalıyız. Plansız yapılaşmaya, betona ve imara teslim etmemeliyiz.

7- NESLİ TÜKENMEKTE OLAN CANLILARA YAŞAM ALANLARI AÇMALIYIZ
Bilinçsiz avlanmalar yüzünden, hayvanlarımızın katledilmesine, nesillerinin tüketilmesine, işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz kalmasına, ekonomik olarak sömürülmesine, yaşam alanlarının, göç ve ulaşım güzergahlarının tahrip edilmesine yol açan tüm uygulamalara karşı mücadele etmeliyiz.
1 – GÜVENLİ GIDANIN BAŞKENTİ KUMLUCAMIZIN ÜRÜNLERİNİ DAHA GENİŞ KİTLELERE ULAŞTIRMANIN YOLLARINI ARAMALIYIZ.
2 – YÖRSEL ÜRÜNELERİMİZİ KORUMA ALTINA ALIP COĞRAFİK İŞARETLER KAPSAMINA ALDIRMALIYIZ.
3 – YÖREMİZDE YAŞAYAN ENDEMİK CANLI TÜRLERİNİ TESPİT EDİP KORUMA ALTINA ALMALIYIZ.
4 – TARİHİ, TURİSTİK VARLIKLARIMIZA VE DOĞAL GÜZELLİKLERİMİZE SAHİP ÇIKIP TANITIMINI YAPMALIYIZ.
5 – TARIM ALANLARIMIZI BETONLAŞMAYA VE İMARA KURBAN ETMEMELİYİZ.
6 -- SU KAYNAKLARIMIZIN KİRLETİLMEMESİNE ÖZEN GÖSTERMELİYİZ.
7 –İLÇEMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN OLAN SEBZE ATIKLARI YÜZÜNDEN MEYDANA GELEN ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE DOĞAL GÜZLELİKLERİMİZİ VE CANLI TÜRLERİMİZİ KATLEDEN ORMAN YANGINLARINA KARŞI DAHA HASSAS OLMALIYIZ."