Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Kaş Terminali’nin temelini attı. Cumhuriyet Meydanı ve İnceboğaz Mesire Alanı’nın toplu açılışlarını gerçekleştiren Türel, ardından Yeşilköy Mahallesi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Açılışlara, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti İl Başkanı Rıza Sümer, Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer, meclis üyeleri, muhtarlar, belediye bürokratları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Vali Münir Karaloğlu, törende yaptığı konuşmada, Kaş’ın Antalya’nın incisi olduğunu belirterek, “Kaş bu yapılanlarla eskisinden çok daha iyi olacak. Alt yapısı, üst yapısı, ulaşımı ve turizmi ile çok daha iyi olacak. Kaş’ın en büyük problemi ulaşımdı. Antalya’ya uzaktı. Ulaşımda büyük yol aldık, Finike-Demre- Kaş-Kalkan yolu için yüksek planlama kararı alınmak üzere. İnşallah bu sene projeleri tamamlanacak ve ihalesi yapılacak. 2018’in başı itibariyle de bu yol başlayacak ve bitecek. Havaalanı yoktu, yeri de yoktu, fizibilite çalışması yapıldı. Yeri belli oldu. Proje çalışmaları başladı. O bittiğinde Kaş artık daha ulaşılabilen bir yer olacak. Ama Kaş’ın doğasını tarihi dokusunu ve sakin şehir olma özelliğini kaybetmesini istemiyoruz. Kaş’ta turizm olsun ama pansiyon, karavan turizmi şeklinde olsun” şeklinde konuştu. 

KAŞ’A DAHA YAPACAĞIMIZ ÇOK HİZMET VAR

Kaş’a daha yapacakları çok hizmet olduğunu belirten Başkan Türel de şunları söyledi, “Biz 4-5 sene önce bu hizmetleri yapabilelim diye Büyükşehir Yasası’nı TBMM’de çıkarmaya çalışıyorken o şimdiki hayırcılar, o zaman da her şeye hayır diyordu. Aslında yapılan bir yerel yönetim reformuydu. Ama maalesef işte aynı bugün duyduğumuz sözler, yalanlar, iftiralar o gün de bize atıldı. Büyükşehir Yasası’nı çıkartıyorken bile bu bir eyalet sistemi diye iftira attılar. Hızlarını alamadılar dediler ki; bu bir bölünme, parçalanma operasyonu. Ben o dönem Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak bu yasayı mecliste savunmak durumundaydım. Çünkü doğru olduğunu biliyorduk. Tabi bizi mecliste bu konuşmayı yapmak için çıktığımızda aynı referandum tartışmalarında olduğu gibi sille tokat milletin kürsüsünden indirmeye çalıştılar. Biz evelallah doğru bildiğimizi her zaman, her yerde söyleriz. Orada da doğru bildiğimizi söyledik. Ve Büyükşehir Yasası 29 Mart 2014’te yürürlüğe girdi.”

110 MİLYONLUK YATIRIM

Büyükşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle Kaş’a adeta hizmet yağdırdıklarını belirten Başkan Türel, şunları söyledi, “2013 senesinde Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar Antalya’nın merkezdeki 5 ilçe hariç 14 ilçesindeki köylere yapılan toplam yatırım miktarı 10 milyon Türk Lirasıydı. Eski para ile 10 trilyon. Yani düşünebiliyor musunuz? Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar 539 köye 10 milyonla içme suyu yapacaksınız, yol yapacaksınız, kanalizasyon yapacaksınız. Tabi bunları yapabilmek o kısıtlı bütçeyle çok zordu. Birçoğu da kaldı. İşte o yüzden bu hizmetleri yapabilelim diye Büyükşehir Yasası’nı gündeme getirdik. Şimdi 3 senede Kaş’ın yollarına harcadığımız miktar 34 milyon Türk Lirası. Eskiden 10 milyon bütün Antalya’daki köylere harcanıyordu; şimdi sadece Kaş’a sadece 34 trilyon yol yatırımı yapmışız. Sadece ASAT olarak kanalizasyon, içme suyu, alt yapı yatırımımız 67 milyon Türk Lirası. Toplam 110 milyonluk bir yatırımdan bahsediyoruz. Daha da yapacaklarımız var.” 

140 KİLOMETRE İÇME SUYU 

İnşa edecekleri Kaş-Kınık Toptancı Hali’nin Türkiye’nin en büyük hallerinden biri olacağını vurgulayan Başkan Türel, “Otogar Projesi de 7 trilyonluk bir yatırım. Size bir müjde daha vereyim. Ova-Kınık-Yeşilköy sulama kanalına 14 kilometre olarak 2017’de başlayacağız ve bitireceğiz. Yenileme yapıyoruz, içme suyu şebekesini 140 kilometre yapıyoruz, 40 kilometre de kanalizasyon yapıyoruz. Büyükşehir Yasası’nı çıkartıyorken de bugün duyduğumuz aynı iftiralara maruz kaldık. Bugün hayır diyenlerin temsilcileri o gün hayır diyordu. İşte hamdolsun Kaş’a en güzel hizmetler bu yasalar sayesinde geliyor. Ne zaman iyi bir şey yapmaya kalksak, ne zaman bir reform paketi getirsek aynı ithamlara maruz kaldık. Büyükşehir Yasası’yla ülke eyaletlere bölünecek, öyle diyorlardı. Bölündük mü? Türkiye bölünüp parçalanacaktı, ne oldu? Demek ki her dönemde iyi bir şey yapmaya kalktığımızda aynı hayırcı kafalar hayır demeye kalkıyorsa bilin ki aksine Türkiye’de güzel şeyler olacak demektir. Evet dediğiniz de bilin ki güzel şeyler olacaktır” dedi.

MESELE MEMLEKET KARARIMIZ EVET

16 Nisan’da bir siyasi tercihte bulunulmayacağının altını çizen Türel, sözlerini şöyle sürdürdü, “16 Nisan’da Cumhurbaşkanı, Başbakan, parti başkanı seçmiyoruz. Bir hükümet yönetimi ile değişiklik hususunda oy vereceğiz, bunun bir memleket meselesi olduğunu biliyoruz. 16 Nisan’da yüklerinden arınmış, yüklerini üzerinden atmış bu ülke, Allah’ın izni ile çok daha büyük başarılara yine sizler sayesinde koşacak. Geçmişte yaşanılan sıkıntıları maziye gömeceğiz. Devletin ayağındaki ipleri çözeceğiz. Geçmişte hep koalisyon dönemleri sıkıntılı geçmiş. Rakamlar yalan söylemez. Devletimiz tek başına iktidar dönemlerinde hep iki misli büyümüş. Rahmetli Menderes döneminde, Özal döneminde, 2002 AK Parti döneminden sonra hep devletimiz büyüme göstermiş.”

VESAYET DEMOKRASİSİ

Devlet yönetiminde vesayet demokrasisi ile iki başlılığın söz konusu olduğunu; bu nedenle hep sorunlar yaşandığını belirten Başkan Türel, şunları aktardı, “Vesayet demokrasisi halka güvenmediği için hep ipleri elinde tutmak istemiş. 12 Eylül Anayasası, Darbe Anayasasıyla Kenan Evren yetkilerin önemli bir bölümünü Cumhurbaşkanlığına almış. Bir kısmı da Başbakanlıkta hükümette kalmış. Kavga kaçınılmaz olmuş. Ondan sonra gelen bütün Cumhurbaşkanları Başbakanlarla neredeyse kavga etmiş. İstikrar dönemi, AK Parti dönemi hariç tabi. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı olmuş, Demirel bir günden bir güne Özal’a Sayın Cumhurbaşkanım dememiş, Çankaya’daki zat demiş. Sonra Sayın Demirel Çankaya’daki zat olmuş. Demirel Tansu Çiller’i Başbakan yapmış. Ben hep söylerim, bu sistem baba oğlu, baba kızı düşman yapar diye. Bir gün çıkmış basının huzuruna ya ben partimi kızıma emanet etmiştim; ama beni öyle kızdırdı ki Çankaya’nın balkonundan kızımı aşağı atacaktım demiş. Sonra gelmiş merhum Ecevit, Ahmet Necdet Sezer’i Cumhurbaşkanı seçtirmiş. Bir gece o zaman krediler yüzde 130, şimdi hamdolsun yirminin altına düşüyor. Yüzde 130 kredi ile gece yatmışız sabah kalmışız bir bakmışız yüzde 7500 faiz. Aman yarabbi ne oldu? Ahmet Necdet Sezer, kendisini seçtiren Ecevit’in kafasına anayasa kitapçığı fırlattı. Türkiye’nin ekonomideki kara günüdür. En fakirleştiği gündür. Şimdi inşallah, Evet dediğimizde bu da bitecek.”

DİKTATÖRLÜK YALANI 

Türel konuşmasını şöyle sürdürdü, “Neymiş efendim bu tek adam sistemiymiş, diktatörlük geliyormuş. Hangi diktatörü halk seçiyor. Hangi diktatör beni iki defa seçin, daha fazla seçmeyin diyor. Peki hangi diktatör gelin benim yargılama sistemimi kolaylaştırın diyor. Soruşturmam daha kolay olsun diyor. Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanları hiçbir şekilde yargılanamaz, yargılanmıyor da. Ama diyeceksiniz ki 4’te 3 meclis evet derse yargılanır. Bugünkü sistemde evet var, bu doğru. Ama hangi suçtan, vatan hainliği suçundan. Vatan hainliği diye ceza kanunlarında bir açıklama, bir tanım var mı? Yok. Hırsızın var, katilin var. Tanımı olmayan bir suçtan Cumhurbaşkanları yargılanamayacağı için bugüne kadar da yargılanmamışlar. Şimdi ne oluyor. 4’te 3 çoğunluk yerine, 3’te 2, yani yüzde 75’den yüzde 66’ya daha az bir çoğunlukla Cumhurbaşkanları yargılanabilir bir hale geliyor. Hangi suçtan peki, yine adı sanı belli olmayan bir suçtan mı? Hayır. Her suçtan yargılanabiliyor. Şuradan gidiyorken kırmızı ışıktan Cumhurbaşkanı geçti mi meclisin üçte ikisi, yüce divana gitsin dediği anda yüce divanda kırmızı ışıkta geçmekten yargılanabiliyor. Artık Türkiye’de Evet çıkarsa Cumhurbaşkanları yargılanabilecek. Bunu hangi diktatör ister. Hepsi hikaye, hepsi yalan, hepsi iftira.”

MİLLETİN SİSTEMİ

Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile yargının bağımsız olacağını kaydeden Menderes Türel, “Bugün evet çıktığı takdirde sistemde 13 tane HSYK üyesi olacak, 2’si bakanla, müsteşar, kalan 11’in 7’sini meclis seçecek, 4’ünü cumhurbaşkanı seçecek. 7’sini meclis seçiyorken nasıl seçiyor, 3’te 2 çoğunlukla seçiyor. Partilere diyor ki gidin uzlaşın, 7 tane hakim savcıyı seçin diyor. Sistem uzlaşmayı emrediyor. Üçte iki çoğunluk bugün mecliste yok. Benim bildiğim 40-50 senedir de olmamış. Meclise üçte iki çoğunlukla birisini seçeceksin demek, ey partiler bir araya gelin uzlaşın demek. Ben de milletvekiliyken RTÜK üyelerini uzlaşarak seçiyorduk. Yani sistemin içinde tek adamlık yok, partilerin arasında uzlaşmayı zorlayan bir sistem var. Çoğunluğu 7 kişi olan 13 kişilik heyette, hani Cumhurbaşkanının tek başına belirleme yetkisi nerede Allah aşkına. Ama hep uyduruyorlar” ifadelerini kullandı. 

VİCDANI MUHASEBE YAPIN

Başkan Türel sözlerini şöyle sürdürdü, “Peki, Almanya nasıl seçiyor? 12 üye var. Yüksek kurulun 6’sını federal meclis seçiyor, 6’sını eyalet meclisi. Yani milletin seçtiği milletvekilleri seçiyor. Bize akıl vermeye kalkan Hollanda nasıl seçiyor? Tamamı adalet bakanının talimatıyla, önerisiyle ve kralın tasdikiyle seçiliyor. Tek adamlık orada. Adalet bakanı tek başına hepsini belirliyor. Biz de bütün partiler uzlaşarak seçiyor. Bakıyorsunuz Almanya Devlet Televizyonu akıl verip hayır reklamı yapıyor. Allah için size soruyorum. Biz çok güçlü olalım diye mi? Biz kalkınalım diye mi? yapıyorlar. Bizim sistemimiz milletin sistemidir. Millete güveneceğiz. ‘Millet ya yanlış yaparsa, yanlışı seçerse?’ E o zaman millet yanlış yaparsa dediğimizde millete güvenmezsek “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” lafı nerede kaldı? Bu millet ne seçerse doğru seçer. Öbür tarafta Kandil hayır diye yırtınıyor. Türkiye çok güçlü olsun, bölünmesin, parçalanmasın diye mi uğraşıyor dağdaki terörist 40 senedir. Kimin ne tarafta olduğu belli. Kimin ne için evet, kimin ne için hayır diyeceği belli. Evet diyene de hayır diyene de saygımız sonsuzdur hiç problem yok. Ama hayır diyecek vatandaşlarımıza şunu hatırlatıyorum bunun vicdanı muhasebesini lütfen yapın.” 

KİMSEDEN KORKMAYIZ

Geçtiğimiz hafta Strasburg’da Avrupa Konseyi toplantısında yaşadıklarını Kaşlılarla paylaşan Başkan Türel, şunları anlattı: “Avrupa Konseyi’nde Türkiye Milli Heyet Başkanıyım. Toplantıya katıldım. Toplantının konusu, HDP’li belediye başkanların tutuklanması ve kayyum atanmasıyla ilgili rapor görüşülmesiydi. Bir heyet başkanı olarak tabi ki ben cevap verme durumundaydım heyetteki arkadaşlarımıza. Tabi oradaki önyargıyı yaşayınca insan gerçekten fevkalade üzülüyor. Adeta belediyelerin resmi araçlarıyla canlı bomba eylemi yapan, belediyenin iş makineleriyle hendekler kazarak güvenlik güçlerini önlemeye çalışan, belediye başkanlarına taç giydireceklerdi. Çok net. Ve orada ben bunları anlattım. 2 dakikalık bir konuşma süresiydi. Ne kadar anlatabilirsek. Arkadan birileri sürekli bana laf atıyor. Bir bayan, bir erkek. Kahkahalar atıyorlar. Dikkatimi dağıtmaya çalışıyorlar. Bu kardeşinizde antrenmanlıdır kimseden korkmayız. Konuşmam bitti. Baktım bir bayan, poşulu, anlaşılıyor ki terör örgütünün ya üyesi, ya yandaşı, ya sempatizanı ya da terörist. Oralara bizim bakanlarımızı sokmuyorlar; ama bunlar Avrupa Konseyi’nin genel kurulu salonunda teröristlerin cirit atmasına izin veriyorlar. Bana çıkıyorken laf attı. Tabi bizim değişiklik önergelerimizin hepsi büyük çoğunlukta ret edildi. Dedi ki, ‘bugün konseyden hayır çıktı size, 16 Nisan’da hayır çıktığında yine üzüleceksiniz. Bugün üzdük yine üzeceğiz dedi. Döndüm dedim ki gün olacak devran dönecek. Bugün Avrupa’da sizin yüzünüz gülüyor olabilir ama bu millet 16 Nisan’da size Osmanlı şamarıyla güzel bir cevap verdiğinde esas üzülen siz olacaksınız. Türk milleti mi sevinecek teröristler mi sevinecek 16 Nisan’da bunun cevabını alacaksınız. Bu kadar cüretkarlar. Ama bu millet onları üzecek.” 

CUMHURİYET BÜYÜK HEDEFE YÜRÜYOR

Başkan Türel konuşmasını şöyle tamamladı, “Çünkü bizim hedeflerimiz var. Biz inşallah 2023’te çok büyük hedeflere ulaşmak için uğraşıyoruz. Hani bazıları diyor ya Cumhuriyet gidiyor diye. Gidiyor ama ah bir farkına varsalar. Cumhuriyet 2023’te 100. Yılında dünyanın 10’ncu büyük ülkesi Avrupa’nın üçüncü büyük ülkesi olacak. Büyük hedefe yürüyorken tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet, kararımız da evet diyoruz. Hep birlikte bu ülkeyi birleştirmek bütünleştirmek için çabalıyoruz. İnşallah bu nidalar yükselir. Bize üzüleceksiniz diyen teröristler bu sesleri duyar da tir tir titrerler. 16 Nisan bir siyasi mesele değil, parti meselesi değil, bu milletin daha güçlü kalkınması ile ilgili bir meseledir. Öyleyse mesele memleket kararımız evet.” B. İnanç KUTLU