Geçtiğimiz yazımda çok anlamlı bulduğum bayram hutbesini aynen yayınlamıştım. Bu yazımda bayramlarımızla ilgili yazmaya çalışacağım.

İki türlü bayramımız var. Birincisi dini bayramlar, ikincisi milli bayramlar. 

Dini bayramlar;

Dinimiz olan İslam dininin iki bayramı vardır. Ramazan bayramı ve Kurban bayramı. İşte bu bayramlarla ilgili olması gerekenler geçen yazımdaki hutbede çok detaylı anlatılmıştı. 

Yazımın başlığını ‘İyi ki Bayramlarımız var’ diye koydum. Niye? İnsanların birbirinden uzaklaştığı günümüzde en azından bir birimizi arayıp soruyor ve hatırlıyoruz. Yoksa artık anne-baba ziyareti bile yok. 

Benim üç evladım var. Aile olarak yılda bir sefer bayramda bir araya gelebiliyoruz. Bayramda olmasa hepimizin bir araya gelmesi biraz zor. 

Elimizde böyle bir güzellik varken beni geleceğimiz için endişelendiren şu. Bayramı bayram olarak değil tatil olarak görmek. Hele yetkililerimizin turizmin sıkıntıya düşmesini bayram tatilini 9 güne çıkararak aşmaya çalışması. İşte elimizde kalan son güzelliğinde böylece kaybolacağından endişe duyuyorum.

Milli bayramlar;

Bilindiği gibi ülkemiz birinci cihan savaşında müttefikleri ile birlikte yenik düştükten sonra, yurdumuzun dört bir yanı düşmanlar tarafından işgal edilmiştir. Elinde doğru dürüst imkânı olmayan, İmparatorluğu dağılan bir ülke kadın kız, çor çocuk, yaşlı genç herkes işin bir ucundan tutmuş ve güzel ülkemiz kurtulmuştur. 

Ülkemizdeki her sülaleden mutlaka şehitler vardır bu savaşta. İşte bu savaş sonunda bazı milli mayramlarımız oluşmuştur. 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim gibi. 

Bu bayramları da büyük coşkuyla kutlardık eskiden. En azından yılda birkaç kez de olsa milli şuurumuz oluşurdu. Bu memleket için canını verenleri hatırlardık. Ama günümüzde artık bu kutlamalarda formalite olarak yapılıyor. Çocuklarımız bu günleri aynen dini bayramlarda olduğu gibi tatil olarak biliyorlar.

Tabii bunlara üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. 

Ama son günlerin gündem maddesi Suriyelilerin vatandaşlığa kabulü. Benim ülkemde hamile kadınların karnına kılıçlar sokulduğunda, bebekler süngülerin ucunda havaya kalktığında bile benim insanım ülkesi için savaşmış. Ülkede bir kargaşalık oldu diye ülkesinden kaçıp gelenlerin vatandaşlığa alınması niye?

O insanlara yardım etmeyelim mi? Elbette edelim. Ama misafirimiz olarak bakalım, ama sonuçta ülkelerine geriye dönsünler. Ülkemizde bu kadar üniversite mezunu boşta gezerken niye?

Çoğu insanlar bu işin oy için yapıldığını söylüyorlar. Hayır bence bu oy için falan değil. Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı Türk milleti kavramını ortadan kaldırmak içindir.

Bu vesile ile geçmiş Ramazan Bayramınızı tekrar kutluyor, sağlıklı ve mutlu nice bayramlara erişmenizi diliyorum.