Sevgili okuyucularım, bu hafta sizlere geçtiğimiz birkaç yıldır sosyal medyada ''Ice Bucket Challenge'' sloganıyla farkındalık oluşturmak amacıyla başlatılan Türkçedeki tabiriyle bir kova buzlu su kampanyası sayesinde gündeme gelmesi sağlanan ALS yani Amiyotrofik lateral skleroz hastalığından bahsetmek istiyorum. ALS nöroloji bilim dalının incelemiş olduğu bir hastalıktır. Bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Motor sinir hücrelerimizin sebebi belli olmayan şekilde kaybı sonucu beyin-kas arası iletişimin bozulması buna bağlı olarak kaslarda güçsüzlük ve erimeye sebep olan bir rahatsızlıktır. Bulaşıcı olmayan, hafıza ve zihnin etkilenmediği her yaştaki bireylerin karşısına çıkabilecek bir hastalıktır. Ünlü fizikçi Stephan Hawking ve Türk futbolcusu Sedat Balkanlıda bu hastalığa yakalanan ünlü isimlerdendir.

NEDENLERİ NELERDİR?
ALS'de hastalığın oluşumunun kesin nedeni bilinememektedir. Fakat çeşitli faktörlerin yol açabileceği öngörülmektedir. Bunlar; Genetik faktörler, sigara, ağır metal ve kimyasala maruz kalmak ve bağışıklık sistemi anormalliğidir.

ALS'nin Belirtileri  
ALS hastalığında çoğunlukla fark edilemeyen bir başlangıç söz konusudur ve her bireyde belirtiler aynı olmamaktadır. Hastalar genellikle kollarda ve bacaklardaki güçsüzlük bununla birlikte incelme, kas seğirmeleri ve kas krampları, istemsiz kontrol dışı gülme ve ağlamalar,   sık sık tökezleme, konuşma problemleri, yutkunma ve nefes problemleri, çiğneme ve dil hareketlerinde zorluk, yorgunluk, aşırı tükürük salgısı oluşumu şeklindeki belirtilerle karşı karşıyadırlar.

TEŞHİS
ALS hastalığında teşhis konulurken bir takım tetkiklerden yararlanılmaktadır. Bunlar; MR, EMG, sinir iletim hızı, kan tahlilleri, idrar testi gibi bir takım laboratuvar testleridir.

TEDAVİ
ALS hastalığı tedavisi için araştırmalar halen devam etmektedir. Şuan için kesin bir tedaviden söz edilememektedir. Günümüzde ALS hastalığına yapılan tedavinin en büyük amacı hastanın olabildiğince normal yaşamına devam edebilmesidir. ALS hastalığı tanısı konmuş bir birey ilk olarak medikal tedaviye başlar, beslenmesi düzenlenir ve fizik tedavi eşliğinde bu program devam ettirilir. Fizyoterapist tarafından yapılan programda, solunum egzersizleri, yardımcı cihazlarla bireyi hareketli hale getirme, etkilenen bölgeleri güçlendirme, dil-konuşma egzersizleri, yürüme ve yüzme aktiviteleri, kas gerilemelerinin engellenip, yatak yaralarının önlenmesi amaçlanıp programlanarak uygulanmaktadır.
Sevgili okuyucularım bu haftaki yazımı da burada sonlandırırken sizlere keyifli bir hafta sonu ve sağlıklı günler diliyorum.