31 Mart 2019 tarihinde memleketimizde mahalli idareler Yerel seçimleri yapılmıştır. Seçimlerde kazananlar olduğu gibi kaybedenlerde olacaktır. Bu durum seçimlerin doğal sonucudur. Kazananlar neye göre kazanıyor? Kaybedenlerin kaybetme sebepleri nelerdir. Bunlar irdelenebilir. Seçime, katılanların söylemleri, eylemleri, kişilik yapıları, tavırları seçim sonuçlarında etkili oluyor.

Seçime katılan siyasi partilerimiz mevcuttur. Siyasi partilerin amaçları, parti politikaları, projeleri, programları vardır. Seçmenler olarak bazı siyasi partilere, partinin siyaset anlayışına, programlarına yakın olabiliriz. Netice olarak siyasi partilerde ülke insanlarının duygu ve düşüncelerine ortak olmak düşüncesinde olan kurumlardır. Bir başka ifadeyle insanların duygu ve düşüncelerini dile getirmek, dile getirmekle de kalmayıp onları savunmak zorundadırlar. Sözün kısası mevcut şartları değerlendirip tercih ettiğimiz bir siyasi partinin adayına oy veriyoruz. Böylece kendi bölgemizi, kendi beldemizi, yönetecek kişileri seçmiş oluruz. İş burada biter.

İstanbul yerel seçiminde işler bu noktada bitmemiş, işler uzadıkça uzatılmıştır. İşler karıştırıldıkça karıştırılmış, Arap saçına dönüştürülmüştür. Seçimi kaybedenler kaybetme nedenlerini araştıracakları yerde kaybetmeyi içlerine sindirememiştir. Kaybetmek kendilerine çok ağır gelmiş, bazı oyunlarla nasıl seçimi kazanılabileceği hesapları yapılmıştır.

Akla, mantığa ve yerel seçim yasasına uymayan sebepler yaratılarak, işi kendi lehlerine çevirme kurnazlığı gösterilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu üyeleri üzerinde baskılar uygulayarak seçimin yenilenmesine ilişkin karar çıkartılmıştır.

Baştan beri İstanbul’da olup bitenler yurt genelindeki tüm kişilerce takip edilmeye başlanmıştır. Böylece İstanbul yerel seçim olmaktan çıkarılmış, genel seçim havasına sokulmuştur. Baskıyla İstanbul’da seçimin yenilenmesi kararı toplumun vicdanını karartmış, toplumun vicdanını yaralamıştır. Kaybedenlerin güçlü olması, her tarafta, her sahada gücünü göstermesi, kazananın mağdur edilmesi, Hakkı’nın yenmesi insanları öfkelendirmiş, çileden çıkarmıştır.

İktidar olmak, güçlü olmak başka, haklı olmak başkadır. Seçim demokratik ortamlarda yapılır. Seçimde çoğunluğun tercihi esastır. Kaybeden kim olursa olsun, kazanan tebrik edilmeli, kazanana başarılar dileyip oradan ayrılmak işin gereği olmalıdır. Göz göre göre bu kadar haksızlığa hiç kimse seyirci kalamaz. Güçlüden, yana değil, haklıdan yana taraf olma zorunluluğu vardır. Ahlaki yönden. İstanbul önemlidir. İstanbul memleketimizin göz bebeğidir. İstanbul’da yaşanan 16 milyon insanımız vardır. Bu kadar insan İstanbul’da niçin toplanmıştır. ‘’Taşı toprağı altın’’ denilmiştir. Büyük bir rant kapısıdır. Ekonomik girdileri en fazla olan ekonomik hareketliliği en fazla yaşayan kentimizdir. Bu nedenlerle iktidarda olanların İstanbul’u kaybetmek istemeyişlerinin sebepleri bellidir.

İstanbul’un yakın takibe alınması ülkenin her yerinde yaşayan insanların gözlerinin açılmasına neden olmuştur. Yalnız gözler açılmamış, gözler görmüş, kulaklar söylenenleri duymuştur. Gözlerle birlikte kafalar akıllar, düşünceler de açılmıştır. Hakk’ın önemi, hak gaspının ne kadar çirkin olduğu görülmüştür. Hukuk ve adalet kavramlarının ne kadar yaşamsal olduğu çok yakından anlaşılmıştır.

İstanbul’da seçimin yenilenmesi kararı ekonomik kayıplara yol açmıştır. Bunun böyle olacağı işin uzmanları tarafından öngörülmüş olduğu halde, şartların hukuk kurallarının önüne hırs ve gözü dönmüşlük geçmiştir. Seçimin yenilenmesi kararı sosyal yönden oluşum, gelişim ve dönüşüm sürecine yol açmıştır. Olaylara farklı açıdan bakılabileceğini göstermiştir.Hak bilincini geliştirmiş, toplumsal dayanışmayı kuvvetlendirmiştir.

Yarınların daha güzel olacağı inancı doğmuş, insanlar kendi aralarında güzel insanları bulmuştur.Yarınlarda yaşam her yönden daha güzel olsun. Daha geç olmadan yurdumun ufkunda parlak bir güneş doğsun.

SEVGİLERİMLE…

Her şey daha güzel olacak.


CAFER GÜNDOĞDU 0539 979 35 29