CHP’li Özer, Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 yılı bütçe görüşmelerinde sert çıktı: “Büyük şirketlere dünyanın affını, ötelemesini, muafiyetini veren zihninizde çiftçiye yer açmak zorundasınız! Üretime devlet desteği altında verdiğiniz üç kuruşla huzur bulamazsınız!”

Tarım ve Orman Bakanlığının bütçesinin üretimden ve üreticiden yana olmadığını söyleyen CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, “politikası üretimden ve üreticiden yana değil, bütçesi nasıl olsun” dedi. TBMM’de devam eden 2021 yılı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada çiftçinin sorunlarını ve yapılması gerekenleri dile getiren CHP’li Özer, Antalya ve çevresi için önem arz eden ve adeta yılan hikayesine dönen Rusya’nın domates kotası meselesi üzerinden de hükümeti eleştirdi. Antalya’daki yağış nedeniyle meydana gelen sel ve su baskınlarından zarar gören çiftçi ve vatandaşlara kürsüden geçmiş olsun da diyen CHP’li Özer’in konuşmasından satır başları şöyle:

18 YILDA, NÜFUS 18 MİLYON, BUĞDAY 1 MİLYON ARTTI

· 18 sekiz yıl önce buğday üretimi 19,5 milyon tondu, bugün 20,5 milyon ton; fark 1 milyon ton. 18 yıl önce nüfus 65 milyondu, bugün 83 milyonu geçti; fark 18 milyon. Yani 18 yılda, nüfusumuz 18 milyon kişi artarken buğday üretimi sadece 1 milyon ton artmış. Demek ki, 18 yılda bu Hükümet ne üretimi ne de çiftçiyi önemsemiş çünkü bu Hükümetin en sevdiği şey ithalat. Bilindiği üzere ekim ayında, buğday ithalatında yüzde 45 oranındaki gümrük vergileri sıfırlandı. Buğday üreticisini, dünya çiftçisiyle rekabete sokan Hükümet, ihracat için ithalat gerek, dedi. Bakan, makarna işletmelerini işaret etti, ithal ürünlerin onlara gittiğini söyledi. Oysa 2019'da toplam 9,8 milyon ton ithal edilen buğdayın sadece 1,4 milyon tonu makarnalık buğdaydı. Un hâline getirip ihraç etmek için 8,4 milyon ton ekmeklik buğday ithal etmek, kendi üreticimizden almaktan daha çok işlerine geldi. Yani şu azgın pandemi bile bizim Hükümete, üretimin önemini göstermeye yetmedi.

RUSYA KOTA MESELESİ YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ

· Rusya'nın uyguladığı domates kotası üç yıldır çözülemedi, adeta bir yılan hikâyesi. 120 bini Antalya'dan olan 200 bini aşkın üretici, yıllık toplam 13 milyon ton domates üretiyor; bunun 9 milyon tonu tarla, 4 milyon tonu örtü altı üretimden sağlanıyor. Dünyada 4'üncü sıradayız ama buz gibi Rusya’ya mis gibi domatesimizi kotayla satıyoruz ve yirmi gün önce 200 binlik tonluk kota doldu. Kotanın dolması domates çiftçisini, işçisini, tedarikçisini, ihracatçısını hepsini birden olumsuz etkiliyor. Sadece bu kadar da değil, giden domateslerimizde mozaik virüsü var, diye Rusya'dan geri gönderilmesi de ayrı bir hikâye. Türkiye laboratuvarlarında yapılan analizlerde domatesimiz temiz çıkıyor, mozaik virüsü yok, ihracata uygundur, deniliyor. Peki, o zaman, neden geri gönderilen domatesin analiz sonuçları hakkında Rusya'ya gereken söylenmiyor? Krizi yaratan siz, üreticiyi bozan siz, sonuçlarını düşünmeyen siz, umursamayan siz, bana ne, diyen siz, başından savan siz, çözemeyen yine siz! Mağdur olan hep emekçimiz, çiftçimiz. Sektöre bir açıklama yapılmalı ve bu yılan hikâyesi artık son bulmalıdır.

MALİYETİ ETKİLEYEN ÖTV MUTLAKA KALDIRILMALIDIR

· Çiftçimiz borç yükü altında, ne yapacağını şaşırmış durumda. Amasya'da, Konya'da, Malatya'da, elinde ne varsa, araç, gereç, traktör, satıyor. Yetmiyor icra geliyor, köylüler ineklerine kadar icralık oldu. Antalya'da beni gören çiftçi önce borcundan yakınıyor, diyorlar ki; Tarım Kredi Kooperatiflerinin köylere verdiği kredi, Merkez Bankasının faizlerinden daha yüksek. Çiftçi ödeme yapamadığında yüksek faiz nedeniyle borcu katlanarak artıyor sonra da kapısına icra memurları dayanıyor. Aracı gereci olmayan çiftçi, mahsulü nasıl ekip biçecek? Bu uygulamadan derhâl vazgeçilmelidir; icralar durdurulmalı, araç gereçleri, traktörleri, inekleri çiftçiye iade edilmelidir. Çiftçinin tüm borçları yapılandırılarak ertelenmelidir, hem de faizsiz ertelenmelidir. Fidede, tohumda, zirai ilaçta, mazotta, gübrede ve tüm tarım aletlerinde özel tüketim vergileri kaldırılmalıdır. Hatta bu kalemler sübvanse edilerek yüzde 50'ye varan destekler sağlanmalıdır.

ÜRETİME VERDİĞİNİZ ÜÇ KURUŞLUK DESTEKLE HUZUR BULAMAZSINIZ

· Büyük şirketlere dünyanın affını, ötelemesini, muafiyetini veren zihniyetinizde çiftçiye yer açmak zorundasınız. Üretime devlet desteği altında verdiğiniz üç kuruşta huzur bulamazsınız. Allah kimseyi bulunduğu yerden aşağı düşürmesin, düzenini bozmasın. Kimsenin icralık olmasını istemeyiz. Hiçbir üretici en önemli malzemelerini icra yoluyla kaybetmek istemez. Çiftçi borçtan korkar ama artık borçsuz yaşayamaz oldu. Tüm bunlara sebep, sizsiniz!

100 ÇİFTÇİDEN 93’Ü MALİYETİN YÜKSEKLİĞİNDEN ŞİKAYETÇİ

· 2020 Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırması'na göre; 100 çiftçiden 93'ü girdilerin pahalı olmasından şikâyetçi. 100 çiftçiden 89'u ürününü beklenenin altında fiyata sattığını söylüyor. 100 çiftçiden 61'i TARSİM yaptırmıyor. 100 çiftçiden 22'si hasar ya ödenmiyor ya da eksik ödeniyor, diyor. Mutlu mu bizim çiftçimiz, yani hâlinden çok mu memnun? Araştırmaya göre 100 çiftçiden sadece 2'si halinden çok ama çok memnun. Tarım ve Orman Bakanlığının bu yıl çiftçiyi destekleme miktarı geçen yılla aynı, 22 milyar lira. Maliyete doğrudan etkisi olan tüm kalemlerin fiyatı yükselirken destek miktarlarının yerinde sayması gerçekten anlaşılır değil. Belli ki, çiftçimiz bu Hükümetle bu yılı da mutsuz geçirecek. Hatta çok memnun olan o 2 kişinin de memnuniyeti sıkıntıya girecek.